BDP ve DTK'nin 14 Temmuz tarihinde Diyarbakır Istasyon Meydanı'nda yapmak istediði mitinge Valiliðin izin vermemesi ardından DTK ve BDP Eş Genel Başkanları ortak basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında konuşan Selahattin Demirtaş, bir yıldır Diyarbakır'da Valilik tarafından hiçbir etkinliklerine izin verilmediðini belirterek, bunda AKP iktidarının yaklaşımının olduðunu söyledi. Her ne pahasına olursa olsun Öcalan'ı savunacaklarını ifade eden Demirtaş, "13 yıldır bir beton hücrede, bir halk önderine işkence uygulamak suçtur, ahlaksızlıktır. Devlet ahlaksızca davranmaktadır. Sayın Öcalan'ın özgürlüðünü istemek hem meşrudur hem de yasaldır" dedi.
14 Temmuz mitinginin Diyarbakır Valiliði tarafından 'provokasyonlara açık olduðu' ve 'Öcalan'ın propagandasının yapılacaðı' gerekçesiyle yasaklandıðının açıklanması ardından DTK ve BDP Eş Genel Başkanları, DTK binasında ortak basın toplantısı düzenledi.
‘YASAKLAMA, AKP VE TÜM DEVLET KURUMLARININ ALDIÐI KARARDIR’
Kalabalık bir gazeteci grubu tarafından izlenen basın toplantısında konuşan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, neredeyse son bir yıldır seçim çalışmaları döneminden başlayarak bugüne kadar devam eden ve kesintisiz bir şekilde Diyarbakır başta olmak üzere Türkiye genelinde partilerinin mitinglerinin engellenmesi ve yasaklanmasıyla karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
Yasaklama kararını deðerlendiren Demirtaş, " Aslında bu Vali, Kaymakamın tutumundan çok, AKP'nin ve devletin bütün kurumlarıyla aldıðı kararın uygulaması olduðunu biliyoruz. BDP'ye meydanlarda göz açtırmama, Kürt halkının taleplerinin ortaya çıkarılmaması ve dünyaya duyurulmasının engellenmesi için işkenceyi ve tutuklamayı da göze alan bir devlet politikasıyla karşı karşıyayız. Neredeyse bir yıldır Diyarbakır'da Vali tarafından hiçbir etkinliðimize izin verilmemiştir. Şimdi 14 Temmuz mitingiyle ilgili de AKP iktidarının bir yaklaşımı var. Bu mitingin 14'ünde veya başka bir tarihte de olsa gerçekleşmeyeceðine dair bir karar var" dedi.
‘ÖCALAN’A UYGULANAN SUÇTUR, AHLAKSIZLIKTIR’
"Sayın Öcalan üzerindeki tecrit devam eder, özgürlüðü saðlanmazsa, siyasi çözümde mesafe almak olmaz" diyen Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir siyasi çözüm arayışının Öcalan'dan baðımsız olması nafiledir, bu nedenle bir miting yapacaktık. Halen öyle bir misyonu vardır bu mitingin. Hem de konjöktürel olarak da siyasete katkı sunacak bir pozisyonu vardır. Devletin bu mitinge yaklaşımı AKP'nin ve devletin bütün kurumlarının çözüme yaklaşımını ortaya koymaktadır. Öcalan'a özgürlük düşüncesinin görünür hale gelmesinden tedirginler. Bu devletin çözüm istemediðinin en önemli katkısıdır. Çözüm isteyen, çözümün en büyük aktörününün özgürlüðü için üzerine düşen sorumluluðu üstüne alır. Kürt halk önderi Sayın Öcalan'a özgürlük istemek suç deðildir. 13 yıldır bir beton hücrede, bir halk önderine işkence uygulamak suçtur, ahlaksızlıktır. Devlet ahlaksızca davranmaktadır. Sayın Öcalan'ın özgürlüðünü istemek hem meşrudur hem de yasaldır. Bundan sonra halkımız çok daha kararlı bir duruşla Sayın Öcalan'ın özgürlüðünü savunacaktır. Sayın Öcalan özgürlüðüne kavuşuncaya kadar asla tek bir adım geri atmayacaðız. Bu konuda Imralı'yı ıskalayan, arkasından dolaşan her türlü yaklaşım çözümsüzlük yaklaşımıdır."
Imralı'da kesintisiz bir işkence olduðunu belirten Demirtaş, "Halkımız da elbette ki net tutumunu ortaya koyacaktır. Bizim temel hedefimiz bütün tıkanan bu süreci açabilmektir. Biz bu süreci aşamazsak, tıkanıklıðı aşamazsak barışı yakalamak zor olur. AKP'nin aldıðı kararı, Vali tarafından açıklanan gerekçeler bizim açımızdan kabul edilir deðil. Biz son derece demokratik, barışçıl bir gösteri için başvuru yaptık. Yedi milletvekili başvuru gerçekleştirdi. Bu başvuruya verilen yanıt bizim açımızdan kabul edilemez. Sanki illegal bir çalışma var izlenimi veriliyor. Ortada bir yasadışılık varsa o devletin faaliyetinin ta kendisidir" dedi.
’14 TEMMUZ’DA GÖRKEMLÝ MÝTÝNGÝMÝZÝ GERÇEKLEŞTÝRECEÐÝZ’
Cemaat adı altında mahalle mahalle çete örgütlenmesinin yapıldıðını belirten Demirtaş, oysa partilerinin bütün çalışmalarının halkın gözü önünde gerçekleştiðini belirterek şunları söyledi: "Bu miting halkımızın, örgütlü yapımızın, kurumlarımızın ortaklaşa gerçekleştireceði bu mitingin hazırlıkları tamamlanmıştır. Bu mitingi yasaklamak, 'ben size bu kentte miting yaptırmam' anlayışıdır. Bu şehide yüzde 65 oy alan bir partiyiz. Bu şehrin yüzde 95'inin iktidarıyız. Elbetteki biz her türlü eylem ve etkinliðimizi barışçıl geçmesi için sonuna kadar çaba sarf ediyoruz. Devletin bu yaklaşımı, ortamı provoke eden bir anlayıştır. Biz böylesi yaklaşımlar karşısında geri adım atacak bir halk ve hareket deðiliz. Biz sonuna kadar demokratik hakkımızı kullanırız. Gösteri hakkı, ifade hakkı anayasal bir haktır. Bütün hazırlıkları tamamlamış olmamıza raðmen son derce subjektif gerçeklerden dolayı asla ve asla böyle bir yaklaşımı kabul etmiyoruz. Biz 14 Temmuz'da aynı şekilde Istasyon Meydanı'nda o görkemli mitingimizi gerçekleştireceðiz. Hiçbir yasaklama kararı yokmuş gibi, bu gayri meşru yaklaşımı tanımıyoruz edasıyla çalışmalarımızı sürdüreçeðiz. Bu karar derhal geri çekilmelidir. Böyle bir yaklaşımı normal karşılanamaz. Bu yasak kararı derhal geri çekilmeli, sahne ile platformla disiplinli bir şekilde mitingi yapmamıza izin verilmelidir."
‘YASAK KARARI GERÝ ÇEKÝLÝRSE TUTUMUMUZ POZÝTÝF OLACAKTIR’
14 Temmuz'da herkesi Istasyon Meydanı'na çaðıran Demirtaş, arabaların, otobüslerin çıkmasının engellenebileceðini, ama gerekirse yürüyerek herkesin Istasyon Meydanı'na akması gerektiðini söyledi.
"Bir halkın özgürlüðüne nasıl sevdalı olduðunu 14 Temmuz ruhuyla hareket ederek göstermeliyiz" diyen Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir halkın önderi işkence, tecrit ve rehine koşullarındayken çözümün mümkün olmayacaðı en güçlü şekilde ortaya konmalıdır. Geri adım atarak, tereddüte bulunarak sorun çözülemiyor. Anaların gözyaşının dindirilebilmesi ve akan kanın durmasının önü bu şekilde alınabilir. 14 Temmuz için başlattıðımız bütün hazırlıklar aynı şekilde aynı çerçevede devam edecektir, devam etmelidir. Devlet artık BDP ile DTK ile restleşmeyi bir kenara bırakmalıdır. Diyalog ve müzakere isteniyorsa bu mitinge şans verilmelidir, fırsat verilmelidir. Bu yaklaşım eðer pozitif olursa, halkımızın tutumu da pozitif olacaktır. Sayın Öcalan'ın özgürlüðüne yönelik her türlü çalışmanın önü açılmalıdır. Açık ve şeffaf bir şekilde, net bir şekilde ifade ediyoruz. Kürt sorununa demokratik çözüm için, biz Sayın Öcalan'a özgürlük istiyoruz. Milyonlarla birlikte istiyoruz. Bu devlet ve AKP hükümeti tarafından doðru anlaşılmalıdır. Bu mesjlar çözüm mesajlarıdır. Bunun önünü tıkayan yaklaşımlar herkese zarar verir. Bunların herkes tarafından bir kez daha deðerlendirlimesini diliyoruz. Başbakan, içişleri bakanı, vali ve diðer herkes bu konuyu bir kez daha deðerlöendirmelidir. Biz her halükarda bu mitingi gerçekleştireceðiz. Her halükarda milyonlar alanlanlarda olacaktır. Halkımız bu konuda öz güvenle hareket etmelidir. Barışa bu kadar yakınken, devletin emirvaki tutumlarıyla durdurabileceðimiz bir süreç deðildir. "
Demirtaş, Valiliðin yasaklama kararındaki gerekçelerin de inandırıcı olmadıðını ve bahane olduðunu belirterek, ölümler olmasın diye miting düzenlemek istediklerini, Valiliðin yasaklamasının ise doðru olmadıðını söyledi.
’14 TEMMUZ FAŞÝZME KARŞI DÝRENÝŞ GÜNÜDÜR’
Milletvekili arkadaşlarının miting yasaklanması konusunda bakanlarla görüştüklerini ve kaygılarını ilettiklerini belirten Demirtaş, "Umut ediyorum geri döner ve olumlu cevap verirler. 14 Temmuz Diyarbakır cezaevindeki faşizme karşı bir direniş günüdür. Diyarbakır zindan direnişinin başlangıcıdır. Bu yaklaşımlarımız son derece halk tarafından da kabul edilmiştir" dedi.