DTK'den Dicle Üniversitesi'ne ilişkin açıklama
DTK'den Dicle Üniversitesi'ne ilişkin açıklama
DTK'den Dicle Üniversitesi'ne ilişkin açıklama
Dicle Üniversitesi'nde iki gündür yaşanan olaylara ilişkin yazılı bir açıklama yapan DTK, tüm ulusal ve toplumsal kesimleri hassas davranmaya, gereken sorumluluk bilinciyle hareket etmeye ve bir kez daha ulusal birlik etrafında kenetlenmeye çağırdı.
Dicle Üniversitesi'nde 8-9 Nisan tarihleri arasında yaşanan olaylara ilişkin DTK tarafından yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada, 8 Nisan günü yaşanan gerginlik üzerine öğrencilere polis koruması altında sopa ve satırlarla saldırı düzenlendiği ve saldırgan grubun yurtsever gençleri tahrik ederek olayların büyümesine yol açtığı belirtilerek şunlara yer verildi: "Gençliğe olan öfkesini her fırsatta gösteren polis bu provokasyonu bahane ederek gençlere yoğun bir şekilde saldırmıştır. Halkımızın önemli bir özgürlük dinamiği olan gençlerle dayanışma ve olayların büyümesini engellemek amacıyla üniversiteye giden Eş Başkanımız Sayın Aysel Tuğluk ve Koordinasyon Kurulu üyemiz BDP Milletvekili Sayın Mülkiye Birtane de polisin saldırısına maruz kalmış, Eşbaşkanımız yaralanmıştır. Üniversite çıkışında da Eşbaşkanımızın arabasının önü kim olduğu ve kimlerle bağlantılı oldukları karanlık olan bir grup tarafından kesilmeye çalışılmıştır. Kimsenin halkımızın sağduyusunu ölçme hakkı yoktur. Bu tür saldırıların ne yurtsever gençliği ne de gençlikle bir bütün olan kongremizi ve halkımızı yıldırmayacağı açıktır."
Üniversite yönetiminin de bu olayda oynadığı rolün ortada olduğunu belirten DTK, olayların büyümemesi ve öğrencilerin haklarını korumaktan yana tavır almayan Dicle Üniversitesi yönetiminin polis saldırısına seyirci kaldığını ve sorunun çözümü için çaba göstermediğini belirterek, "Polisin Fakültelere dahi girmesine izin veren bu zihniyetin özgür düşüncenin gelişmesine yardım etmesi düşünülemez" dedi.
"Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın tarihi Newroz’da ilan ettiği ve tüm halkımızın etrafında kenetlendiği bu yeni mücadele döneminin başlangıcında gelişen bu tip saldırıların altında yatan gerçekliğin süreci hazmetmemekle ilgili olduğu açıktır" denilen açıklamada, "Kürt halkı ulusal birlik ruhu ile barış, demokratik siyaset yöntemleriyle demokratik kurtuluşa yönelirken bu tür provakatif girişimlerin bu özgürlük yürüyüşünü tıpkı 90’lı yıllarda olduğu gibi olumsuz etkilemeyeceğini de belirtmek gerekir" ifadeleri kullanıldı.
Öcalan'ın başlatmış olduğu demokratik kurtuluş sürecinin büyük umutlar doğurduğu bu dönemde, herkesin sorumlu ve duyarlı hareket etmesi gerektiği kaydedilen açıklamada şunlara yer verildi: "Hiç kimsenin halkımızı geri tartışmalara, yapay gündemlere çekmeye ve provokasyonlar yapma hakkı olmadığı gibi Kongremiz bu tür tutumlara karşı gereken demokratik duyarlılığı sergileyecektir. DTK olarak tüm ulusal ve toplumsal kesimleri hassas davranmaya, gereken sorumluluk bilinciyle hareket etmeye ve bir kez daha ulusal birlik etrafında kenetlenmeye çağırıyoruz."