Dr. Qasimlo'nun katiline İsviçre ve Hırvatistan koruması

Dr. Qasimlo'nun katiline İsviçre ve Hırvatistan koruması

Avusturya'nın Dr. Qasımlo'yu katleden ekipte yer alan eski İran istihbarat görevlisi Muhammed Cafer Sahrarudi'yi geçtiğimiz günlerde gittiği İsviçre ve Hırvatistan'dan istediği ortaya çıktı. Ancak hakkında uluslararası yakalama emri bulunmasına rağmen her iki ülke Sahrarudi'yi teslim etmedi. ANF'ye bilgi veren PDK-İ yetkilisi Hîwa Bahramî "Avusturya uluslararası bir krizden korktuğu için olayın üstünü kapattı" dedi.

İran-Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-İ) Genel Sekreteri Dr. Abdulrehman Qasimlo 13 Temmuz 1989 günü Avusturya'nın başkenti Viyana'da İran rejiminin temsilcileriyle müzakere masasındayken kurşunların hedefi oldu. Qasimlo ile birlikte PDK-İ'nin Fransa sorumlusu Abdulkadir Azeri ve Dr. Fazıl Resul da katledildi.

Cinayetin ardından görüşmelere İran istihbaratı adına katılan Mansour Bozorgian ve Cafer Sahraroodi kısa bir süre tutuklu kaldıktan sonra Avusturya tarafından ülkelerine gönderildi. Suikast sırasında kendi silahından çıkan kurşunlarıyla yaralandığı tahmin edilen Sahraroodi, tedavi gördüğü Viyana'daki hastanede polise verdiği ilk ifadede "Ben ara salondaydım ve kapıyı açan genç bir adam bana silahını doğrultup, ateş etmeye başladı" iddiasında bulundu.

İRAN HEYETİYLE CENEVRE'DEN SONRA ZAGREP'E GİTTİ

Avusturya polisinin talebi üzerine 22 Aralık 1989’da Viyana'ya giden cinayet ekibindeki diğer istihbarat görevlileriyle birlikte Sahrarudi hakkında da uluslararası arama kararı çıkartıldı. İran-Irak savaşında Tahran rejimin cephedeki önemli komutanlarından biri olan Sahrarudi, Viyana'daki Kürt katliamından sonra ise İran'ın yurt dışı operasyonlarını yapan Kudüs birliklerinin komutanı oldu.

Ağustos 1996'da PDK-İ'nin Güney Kürdistan'ın Koy kasabasında bulunan karargahına operasyonu bizzat yöneten Sahrarudi, Ahmedinecad döneminde Ulusal Güvenlik Yüksek Kurulu Sekretaryası’nda iç güvenlik alt müdürlüğüne atandı. Ulusal Güvenlik Yüksek Kurulu’nda Ali Laricani’nin yardımcısı olan Sahrarudi, Laricani Meclis Başkanı olduktan sonra bu kez onun danışmanı ve kabine müdürü olarak atandı.

Sahrarudi, Ekim ayının başında ise İran meclisinin heyetiyle birlikte İsviçre'nin Cenevre kentine gittiği ortaya çıktı. İranlı heyetin daha sonra Hırvatistan'ın başkenti Zagrep'e gittiği ve birkaç gün burada kaldıktan sonra Tahran'a döndüğü belirtildi. Sahrarudi'nin İranlı ve Kürt muhalif grupların çağrılarının yanı sıra Avusturya'nın girişimlerine rağmen İsviçre ve Hırvatistan polisi tarafından tutuklanmadı.

İSVİÇRE'DEN 'DİPLOMAT PASAPORTU VAR' YALANI!

Sahrarudi'nin Cenevre'de olduğu bilgisini aldıktan sonra tutuklanması için Avusturya nezdinde girişimlerde bulunduklarını hatırlatan PDK-İ'nin Almanya ve Avusturya temsilcisi Hîwa Bahramî "İsviçreli yetkililer Sahrarudi'nin diplomat pasaportu taşıdığını ve dokunmazlığının bulunduğu iddia ettiler. Ancak bu kesinlikle doğru değil, İsviçre'ye diplomat olarak değil, meclis başkanının danışmanı olarak gitti" diye konuştu.

Avusturyalı yetkililer düzeyinde yaptıkları girişimleri ANF'ye anlatan PDK-İ yetkilisi Bahramî şu bilgileri verdi: "Viyana'daki güvenlik birimleri bize hem İsviçre ve hem de Hırvatistan'a gönderilen Sahrarudi'nin tutuklanması talebine ilişkin yaptıkları başvuruları gösterdiler. Ancak her iki ülke de talebe olumsuz yanıt verdi. Avusturya içişleri, adalet ve dışişleri bakanlığının bu konuda açıklama yapmasını bekliyoruz. Şimdilik bütün yetkililer ortak bir karar almışçasına açıklama yapmaktan kaçıyorlar.

Aslında İsviçre ve Hırvatistan'ın uluslararası yasaları çiğneyerek Sahrarudi'yi tutuklamamaları büyük bir skandal. Avusturya hükümeti bunun uluslararası bir skandala dönüşmemesi için olayı örtbas etti. Fakat biz bu skandalın peşini bırakmayacağız, Eylül'de yapılan seçimlerin ardından kurulacak yeni Viyana hükümetine bir grup parlamenterle Sahrarudi'nin neden tutuklanmadığını soracağız."

'KÜRTLER KATİLLERİN YAKALANMASI İÇİN KAMPANYA BAŞLATMALI'

Eski istihbaratçı, yeni meclis başkanı danışmanı Sahrarudi'nin Cenevre'de olduğuna dair haberlerin basında çıkmasından sonra Kürdistan'ın dört parçasından Kürtlerin kendilerine başvurduklarını belirten PDK-İ yetkilisi Hîwa Bahramî "Telefon ve e-posta ile bizimle ilişkiye geçen Kürtler ellerinden bir şey gelip gelmediğini sordu. Bu yoğun ilgi bizi onurlandırdı" dedi.

Dr. Qasimlo'nun katillerinin İran dışında tutuklanması ve Tahran'a uluslararası baskının artması için Kürtlerin ortak bir kampanya başlatması gerektiğini söyleyen Bahramî'nin bu konudaki çağrısı ise şöyle: "Kürtlerin güçlü bir diploması ve kampanya yürütmesi halinde bu katillerin ellerini kollarını sallayarak Avrupa'da veya dünyanın başka yerinde rahatça dolaşması engellenir. Dr. Qasimlo'nun katillerinin yakalanması ve cezalandırılması sadece PDK-İ'nin değil bütün Kürtlerin sorunu."

İlgili haber:

http://www.firatnews.com/news/guncel/kurt-tarihindeki-viyana-komplosu.htm

http://www.firatnews.com/news/guncel/dr-qasimlo-nun-son-saatleri.htm