Doru: Avrupa’daki seçmenler rehavetten kurtulup sandıklara gitmeli
HDP Avrupa Temsilcisi Doru, seçimlere ilginin yetersiz olduğunu belirterek, "Rehavette düşmeden, 25 Ekim’e kadar sandıklara gitmeliyiz" çağrısında bulundu.
HDP Avrupa Temsilcisi Doru, seçimlere ilginin yetersiz olduğunu belirterek, "Rehavette düşmeden, 25 Ekim’e kadar sandıklara gitmeliyiz" çağrısında bulundu.
HDP Avrupa Temsilcisi Doru, seçimlere ilginin yetersiz olduğunu belirterek, "Rehavette düşmeden, 25 Ekim’e kadar sandıklara gitmeliyiz" çağrısında bulundu.
Doru, Avrupa genelinde seçimlere ilginin yetersiz olduğunu söyledi, seçmenlere sandıklara gitme çağrısı yaptı. Doru, "25 Ekim'e kadar yurt dışında oy kullanımı sona erecektir. Avrupa genelinde sandıklara gitme maalesef çok düşük. Büyük bir rehavet var. HDP seçmenleri bu rehavete son verip, bu hafta sonuna kadar sandıklara gidip, AKP’den hesap sormalıdır" diye konuştu.
HDP Avrupa Temsilcisi Eyüp Doru, Avrupa’daki HDP çalışmaları ve seçim katılımına ilişkin ANF’nin sorularını yanıtladı.
‘AKP HALKA TERÖR UYGULAYARAK SEÇİM ÇALIŞMALARINI ENGELLİYOR'
Şimdiki seçim çalışmaları ile 7 Haziran dönemini karşılaştırdığımızda, ne gibi farklılıklar var?
Bu seçimler, 7 Haziran’ın bir devamıdır. Osmanlı halifesi, seçim sonuçlarını kabul etmediği için tekrarlandı. 7 Haziran sonrasında devlet seçim sonuçlarını kabul etmediği gibi bir de milletçi oylarını alabilmek için bir terör dalgası başlattı. Bunun yarattığı kayıp ve tahribatlar var. Haliyle insanlarımız bir taraftan seçim çalışmaları yürütürken bir taraftan da bunlarla bocalanıyor. Büyük bir zamanını yaratılan tahribatları gidermeye, Türk devletinin katlettiği evlatlarına taziye yapmaya harcıyor. Bu kadar acı ve yıkımın olduğu yerde ister istemez seçim ikinci plana düşüyor. Devlet de zaten bilinçli olarak bunu yapıyor. Normalde şu andaki hükümet bir seçim hükümetidir. Teknik bir hükümettir ancak bütün bunlara rağmen Türkiye’nin ve Orta Doğu'nun kaderini belirleyecek kararlar alıyor. Partimize yönelik saldırılar, halkımıza yönelik katliam girişimi almış başını gidiyor. Bize yönelik böyle bir siyaset uygulanıyor. Buna karşı da halkımızın bir direnişi var, hem kendi öz savunmasını yapıyor hem de seçim çalışmasını yürütüyor.
Bunun Avrupa'ya yansıması nasıl oluyor?
Devlet Kürdistan’da 'nasıl olsa bana oy gelmiyor' diyerek, savaş ve çatışmaları tırmandırıyor. Bu yolla seçimi orada sabote etmeye çalışıyor. Batıda ise terör estirip, milletçiliği körükleyerek, partimize yönelik saldırıları organize ediyor. Bütün bunların Avrupa’ya yansıması da olumsuz oluyor kuşkusuz. Çünkü Kürdistan’da her gün onlarca genç, çocuk, yaşlı denilmeden sivil insanlar katlediliyor. İnsanlarımızın yaşadığı Cizre, Varto, Silvan, Amed, Nusaybin gibi ilçe ve kentler abluka altında; tarihi yerler tahrip edilip, yıkılıyor evler kurşunlanıyor. Kürdistan’da bütün bunlar yaşanırken Avrupa’da bulunan bu insanların yakınları ve akrabaları bunlardan olumsuz etkileniyor. Çünkü oradaki yakınları bunları yaşarken buradaki insanlar ister istemez secim heyecanı ve coşkusunu yaşayamıyor. Hepsinin taziyesi var. Devlet bunu bilinçli yapıyor. Halkımızı seçimlerden uzak tutmaya çalışıyor. Kürdistan ve Türkiye’de uyguladığı terörü belki birebir Avrupa’da yürütmüyor. Ama o havayı estirmeye girişimleri var.
'AKP TERÖRÜ AVRUPA'YA DA TAŞIRMAK İSTEDİ'
Bu dönemde HDP Berlin Bürosu kundaklandı. Yine Kürt derneklerine yönelik saldırılar söz konusu. Bunların Türkiye ile ilişkisi var mı?
Kesinlikle bire bir bağlantısı var. Kürdistan ve Türkiye şehirlerinde yapmak istediklerini Avrupa’da da yapmak istediler. Hem halkımızın buradaki örgütlülüğü, hem de Avrupalı devletlerin tavır almalarıyla, burada başarılı olamadılar. Çünkü Türkiye’nin DAİŞ ortaklığı, Avrupa kapılarının göçmenlere açması gibi sorunlardan dolayı batıda prestiji kalmamış. En son Selahattin Demirtaş’ın Avrupa temasları çerçevesinde devletlerin dışişleri bakanları ve Avrupa Birliği (AB ) yetkilileriyle yaptığımız görüşmelerde Türkiye’nin bu politikalarının deşifre olduğunu gördük. Ülkeler bütün bu ilişkilerin belirli merkezden yönetildiğini çok iyi biliyor.
Hangi merkezden?
Şu anda Türk Cumhurbaşkanlığı'na bağlı bir Gladyo örgütlenmesidir. Paris cinayetlerin işleyen de aynı ekip; Amed, Suruç ve Ankara’da bombalı saldırı düzenleyenler de bunlar. Erdoğan’ın talimatıyla bu işler yapılıyor. Zaten Paris Davası savcısı da bu cinayeti MİT’in işlediğini söylüyor. Bunlar Cumhurbaşkanı'na bağlıdır. Şimdi de 7 Haziran’da aldığı yenilgiden çıkmak için HDP’yi bu yollarla seçim dışına iterek, tek başına iktidar olmak istiyor. Bunun için de bütün yolları deniyor.
'SEÇİME KATILIMI ARTIRMALIYIZ; AKP'NİN OYUNUNA DÜŞÜLMEMELİ'
Avrupa’da HDP seçim çalışması nasıl yürütülüyor? Oy kullanımı ne aşamada?
Seçim çalışmaları, birçok ülkede devam ediyor. Ancak katılım ve oy kullanımı, maalesef istediğimiz bir durumda değil. Her ne kadar geçen hafta sonu belirli bir canlılık olduysa da hala istediğimiz bir düzeyde değil.
Avrupa’da 7 Haziran’daki büyük heyecan, şimdi yok gibi...
Ülkedeki matem havasına bağlı. Üst üste yapılan vahşi katliamların etkisi var. Hele en son Ankara’daki katliam ile tam anlamıyla bir matem havası yaratıldı. Çünkü buradaki insanlarımızın birçok akrabası ve yakını bu katliamlarda hayatını kaybetti. Bunun etkisi var. Ama bunların kesinlikle aşılıp yıkılması gerekiyor. Eğer biz barış, demokrasi ve bu katliamlardan hesap sormak istiyorsak sandık başına gidip AKP diktatörlüğünden kurtulmamız gerekiyor. Ankara Katliamı'nda yaşamını yitirenlerin hesabını soracaksak, onların umuduna bağlı olacaksak gidip oyumuzu HDP’ye vermemiz gerekiyor. Yoksa AKP’nin planladığı oyuna düşeriz.
'AVRUPA’DAKİ OYLAR BELİRLEYİCİ'
Avrupa’daki oy kullanımı neden önemli?
Çünkü Avrupa’daki oylar, Kürdistan’daki birçok milletvekillilerin kazanımları noktasında belirleyici bir durumda. Yine yüzde on barajı açısından önemlidir. Avrupa’daki oy dağılımıyla şöyle basit bir örnek verirsek; AKP’nin Kürdistan’da son sıra adayı ile yarıştığımızda, oylarımız birbirine yakınsa yurt dışından giden oy belirleyicidir.
Eğer AKP’nin yurt dışında bizden katbekat fazla oy almışsa halkımızın orada kanıyla canıyla kazandığı değer niteliğinde oylarıyla kazandığı milletvekili AKP’ye kayıyor. Onun için Avrupa’daki oyların önemi çok çok fazla. Biz Avrupa ortamında çok rahat çalışıyoruz. Hiçbir tehlike ve riskle karşı karşıya değiliz. Onun için buradaki halkımız ülkedekinden katbekat daha fazla oy kullanmaya gitmeli. Eğer sandıklara gitmiyorsak halkımızın orada canları pahasına kazandığı o milletvekili mevzisini kendi elimizle AKP’ye vermiş oluyoruz.
'KÜRTLERİN KADERİNİ BELİRLEYECEK NİTELİKTE'
Seçmenin yüzde kaçı sandıklara gitti? Bir çağrınız var mı?
Şu anda sabit bir veri veremeyiz. Çünkü oy kullanımı devam ediyor. İnsanlarımız son günü bekliyor. Bu kesinlikle yanlış bir düşüncedir. Avrupa’da bulunan halkımız kalan son haftayı iyi değerlendirmeli, son güne bırakmadan sandıklara gitmeli. Çalışanlarımızda geçmişi katbekat aşan bir özveriyle çalışma yürütmeli ve halkımızı sandıklara götürmeli. Çünkü HDP’nin güçlü bir şekilde parlamentoda temsil edilmesi, Orta Doğu’da Kürtlerin kaderini, Rojava’nın durumunu birebir ilgilendiriyor. Türkiye’nin demokratik bir yönetime kavuşmasını sağlayacak. En önemlisi de barışı getirecek. Yurt dışında da küçümsenmeyecek derecede büyük bir seçmen var. Onun için inanlarımız, Kürdistan’daki baskılara karşı, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Ankara Katliamı'nda yaşamını yitirenlerin hayallerine bağlı kalmak için sandıklara gidip HDP’ye oy kullanmalı.