DÖKH’ten Zana’ya sert tepki

DÖKH’ten Zana’ya sert tepki

Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH), Diyarbakır Baðımsız Milletvekili Leyla Zana'nın Başbakan Erdoðan ile yapmış olduðu görüşmeye sert tepki göstererek, "DÖKH, sayın Leyla Zana'nın 'baðımsız milletvekili' sıfatı ile AKP hükümeti ile geliştirdiði diyalogu gayri meşru ve anti demokratik bulmaktadır. Binlerce kadının aðır bedeller ile kazandıðı yüzde 40 cinsiyet kotası, seçim sürecinde esas emek sahibi olan ve şuan KCK operasyonları sonucu cezaevinde bulunan binlerce parti kadrosunun iradesi ve halkın meydanlarda oyladıðı siyasi talep ve doðrultusuna aykırı bulmaktadır" dedi.

Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH), Diyarbakır Baðımsız Milletvekili Leyla Zana'nın Başbakan Recep Erdoðan ile görüşmesinin ardından yaptıðı açıklamaya ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, siyasal statünün bir halkın kendi kaderini belirleme ve kendini yönetme hakkının saðlanması olduðu belirtilerek, Kürt halkının demokratik siyaset felsefesi ve demokratik ulus paradigması çerçevesinde ortaya koyduðu projenin demokratik özerklik olduðu ve bu temelde kendi kaderini belirleme iradesini defalarca deklere ettiði kaydedildi. "Kürt halkı ve Kürt kadınları kendini yönetme hakkını Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'a özgürlük ve PKK'nin demokratik siyaset alana katılımı ve yönetim gücü olması temelinde görkemli bir direniş temelinde talep etmiş" denilen açıklamada, bunun dışındaki tüm alternatiflerin "Ya özgürlük ya ölüm" netliðinde karşılamış ve kamuoyunun bunun direnişçiliðine tanıklık ettiði aktarıldı.

"AKP hükümeti bu gelişme düzeyinin ve ruhun yakıcılıðının farkındadır. Ancak, temsil ettiði faşizm ruhu ve siyasal karakteri imha ve inkar siyasetinde ısrarı getirmektedir. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'a uygulanan bir yıllık tecrit, siyasi soykırım operasyonları ile Kürt halkının siyasal, sosyal, kültürel kurum kadro ve çalışanlarından oluşan 10 bine yakın tutsak, Roboski katliamı, askeri operasyonlar ile halkın özgürlük savaşçılarına dayatılan imha konseptinin tek amacı vardır. Kürt halkının kendi kaderini tayin etme ve kendini yönetme hakkını gasp etme, gelinen bu düzeyi imha etme ve yerine bir Kürt çocuðunun bile kanmayacaðı gülünç kendi çözümünü dayatmak" denilen açıklamada, şöyle devam edildi:

"Seçmeli ders, bir-iki Kürdoloji bölümü gibi ortaya atılan önermelerde dahi resmi olarak yaşayan diller tanımı yapılmakta, Kürt tanımının resmileşmesinin bir şark kurnazlıðı ile nasıl engelleneceði formüle edilmektedir. AKP hükümetinin bu minvalde esas tehlikesi Türkiye ve Kürdistan kamuoyunun ulaştıðı demokratik çözüm olgunluðunu ve tarihsel gelişmenin vardıðı demokratikleşme çaðı ile bir savaş içine girmesidir. Tecrit, katliam, binlerce tutuklama ve imha operasyonlarına hız kesmeden devam eden AKP hükümetinin oluşturmaya çalıştıðı çözüm algısı bir zihinsel yozlaşma ve demokrasiye tecavüzden başka bir anlam ifade etmemektedir. Unutulmamalıdır ki Kürt halkı ve Kürt kadınları devrimci bir halktır ve son derece ciddidir. Bu ciddiyeti dikkate almayanlar bunun sonuçlarını da hesaplayabilmelidirler."

Açıklamada, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüðünün saðlanmadan ve siyasi önderi olarak çözümün tek adresi olarak muhatap alınmadan, özgürlük hareketi Kürt halkının siyasi organizasyonu, kendini yönetme hakkının resmi temsili olarak görülmedikçe Kürt kadınları ve Kürt halkının hiçbir girişimi, tutumu onaylamamakta ve bu tür tutumları itibarsız gördüðü belirtildi.

"AKP hükümetinin kendi Kürdünü yaratma projesine ve sömürgeciliði güncelleme oyunlarına alet olmak günümüzde bir trajedi deðildir, gülünç bir hal almaktır" denilen açıklamada, "DÖKH, Sayın Leyla Zana'nın 'baðımsız milletvekili' sıfatı ile AKP hükümeti ile geliştirdiði diyalogu gayri meşru ve anti demokratik bulmaktadır. Binlerce kadının aðır bedeller ile kazandıðı yüzde kırk cinsiyet kotası, seçim sürecinde esas emek sahibi olan ve şuan KCK operasyonları sonucu cezaevinde bulunan binlerce parti kadrosunun iradesi ve halkın meydanlarda oyladıðı siyasi talep ve doðrultusuna aykırı bulmaktadır. Halkın, demokratik siyaset kadrosunun ve kadın hareketinin siyasal temsiliyeti seçkinci tasarrufa açık deðildir. Bu zemin ile tartışılmadan, halkın onayı alınmadan elit siyaset alışkanlıklarını tüm Kürtleri ilgilendiren konularda devreye sokmak Kürt sorununun çözümünü bilmemektir" diye kaydedildi.

Açıklamada, Erdoðan'ın kendisi ile görüşmeden önce Kürtleri kendi siyasi iradesine karşı ayaklanmaya çaðırmasını, görüşmeden sonra da Kürt halkının siyasi iradesine hakaretlerde bulunmasını nasıl bir vicdana sıðdırdıðının anlaşılmasının mümkün olmadıðına dikkat çekildi. "Kürt halkının duyguları ile oynanmasın" denilen açıklamada, Kürt kadınlarının ortak irade ve ortak aklına davet edilerek, hiç kimsenin bu iradeden baðımsız olmadıðı kaydedildi.