12 Mayıs gecesi Amed’in Sur ilçesine bağlı Dürümlü mezrasında yaşanan patlamanın ayrıntıları giderek netleşiyor. HPG, patlayıcı yüklü kamyonun bir yerden başka bir yere nakledildiği esnada, köyden bazılarının ateş açması sonucu patlamanın gerçekleştiğini açıkladı.
Patlamadan sonra devlet yetkilileri ve doğal olarak özel savaş medyası, durumdan vazife çıkarma arayışına girdi. Bu patlamayı öne alarak Kürdistan’da devam eden vahşeti perdelemek, savaş gerçeğini gizlemek istiyorlar. Öyle görünüyor ki, önümüzdeki dönemde bu dosyayı daha fazla manipüle edecek, olayın aydınlığa kavuşmasını değil, kendi amaçları için kullanmaya çalışacaklar.
Çeşitli sivil toplum örgütlerinden ve HDP’den de HPG’ye yönelik eleştiriler yapıldı. HPG’nin cevabı zaten kendi açıklamasında verilmişti ve olaydan dolayı ‘üzüntü’ ile ailelere başsağlığı dilendi.
Bu üzücü olayın yaşanmasında sonra AKP tarafından yapılan yayınlar ve değerlendirmeler, aslında olayın tesadüf olmadığı, böyle bir olaya sebebiyet vermek için bazı planlar yapıldığı görülüyor. Zira, patlamadan bir kaç dakika sonra Reuters ajansına konuşan bazı ‘Güvenlik yetkilileri’, ‘4 PKK’nin yaşamını yitirdiğini’ açıklamıştı. Henüz hiç kimse durumun ne olduğu bilmediği dakikalarda bu ‘güvenlik güçleri’ orada 4 PKK’linin olduğunu nasıl biliyorlardı. Fakat daha sonra 4 PKK’linin değil, köylülerin yaşamını yitirdiği ortaya çıktı. Yine köylülerin verdiği bilgilere göre, köyden birisi sürekli karakol yetkilisi ile temas halinde ve durumdan haberdar ediyor. Karakol yetkilisine, kamyonun PKK’lilere ait olduğu söyleniyor. Karakol komutanı ise, telefon üzeri, kamyondaki 4 kişinin ya sağ veya ölü yakalanması için dayatmada bulunuyor. Karakol ile irtibatta olan kişi ise köy çevresini bu şekilde motive ediyor. Ancak köylülerin hepsi kamyon sahiplerinin gerilla olduğunu bilmemiş olabilir. Çünkü daha sonraki açıklamalarında bu yönlü değerlendirmeler var. Sadece karakol ile irtibatta olan kişi veya kişiler durumu biliyorlar. Zaten kamyondakiler kim olduklarını açıklamışlar…
Olayın gelişim seyri ve köylülerin basına verdiği demeçlerden anlaşılıyor ki devletin hesabı şu; kamyondaki gerillaları köylülere ölü veya sağ yakalatmak, bunun üzerinden PR ve algı çalışması yürütmek. Köylülerin kamyonun peşine düşmesi, kamyondakilerin olay yerinden uzaklaşması sonucu sağ yakalama durumu ortadan kalkınca kamyona ateş açılıyor ve maalesef bir çok kişi yaşamını yitiriyor.
2 aylık bebekten 70 yaşındaki dedeye kadar özel harekatçı denilen katil sürüsü güçleri tarafından öldürülen her Kürt insanına ‘terörist’ diyen AKP ve çevresindeki kan şebekesi, ölü sevici havuz medyacılar, bu üzücü olayın üzerine hemen atladı ve Kürt hareketine karşı bir saldırı gerekçesi haline getirdi. Her gün ölüm fermanı veren eli kanlı bakanlar köydeki cenaze törenine katıldı ve aslında orada köylülerin bazıları kendilerine gereken cevabı verdi.
Güya bu olay üzerinden Roboski çağrışımı yapıyorlar. Oysa herkes bilir ki, 34 Roboski köylüsü, AKP’nin emriyle savaş uçaklarınca 1 saate yakın bombalandı. Üstelik köylü olduklarının bilindiği sonradan ortaya çıkmasına rağmen. Burada ise köylüleri ya tehdit eden veya ödüllendireceğini söyleyip ölüme gönderen yine AKP’ye bağlı güvenlik güçleri. Zira Cumhurbaşkanı bile köylülerin hedef olmadığını açıkladı. HPG kamyonu köyde patlatmamış, köylüler köyden ayrılan kamyonu taramış ve patlama gerçekleşmiştir. AKP ve katil sevici yalaka medyası bilmeli ki burdan çıksa çıksa AKP’nin sebep olduğu 2. Roboski çıkar.
Belki önümüzdeki dönemde bu olayın yaşanmasına sebebiyet veren başka ayrıntılar da çıkacak. Ama cevabı verilmese de şu sorular durumun ne olduğu bize az çok göstermektedir:
1- Köylülerin de kabul ettiği şekilde, kamyondakiler yolu şaşırdıklarını ve köylülerle bir ilgilerinin olmadığını söylemelerine rağmen, karakolu arayıp gerillaların önünü kesme talimatını köylülere veren kişi kim?
2- Köylülere, araçtakileri sağ ya da ölü ele geçirmeleri talimatını veren karakoldaki görevli kim? Neden köylülerle konuşmanın ses kaydı yayımlanmıyor?
3-Patlamadan önce kamyonda 4 gerilla olduğunu bilen ve patlama olur olmaz kamyondaki 4 gerillanın öldüğünü Reuters ve MİT güdümlü El Cezire Türkçe’ye açıklayan ‘güvenlik ve içişleri’ kaynakları kimler?
4- Patlamanın olduğu gece havuz medyasının tamamı o anda patlamada, kamyona bomba yükleyen 4 gerillanın olduğunu sosyal medyada paylaşmasına rağmen, ertesi sabah neden patlama anındaki ‘ölen 4 gerilla’ haberinin kaynağını açıklamadılar ve açıklamıyorlar?
5- Köylülere, gerillaların ölü ya da sağ ele geçirilmesi için ne vaad edildi veya gerillaların geçişine izin verilmesi halinde ne ile tehdit edildiler?
6- Gerillanın köyleri hedeflemesinin hiçbir nedeni yok ve üstelik köylülerin ifadesine göre de köyden uzaklaşmak istiyorlardı. Neden o köylüleri gerillanın üstüne salan ve patlamaya zemin hazırlayan ‘güvenlik güçlerine’ dikkat çekilmiyor?