Diktatör buyurdu: Kürdün sivili olmaz – Ferda Çetin

Diktatör buyurdu: Kürdün sivili olmaz – Ferda Çetin

AKP Hükümeti ve onun başbakanının on yıllık iktidarları dönemindeki en büyük başarısı, açık bir diktatörlük rejimi olmasına raðmen, içeride ve dışarıda hala kendilerini demokratik ve meşru bir yönetim olarak kabul ettirebilmeleridir. Bu nedenle gerçek anlaşılıncaya kadar doðruları tekrarlamak, yalana karşı en etkili yöntem olmaktadır.

Diktatör iki televizyonun ortak yayınına katılmıştı.

Önünde cam yoktu.

Cam olmayınca camın üzerinde önceden hazırlanmış yazı da yoktu.

Bu teknik mahrumiyet, üçüncü sınıf bu zorbanın, beyninden ve yüreðinden geçeni olduðu gibi yansıtmasına vesile oldu. Ýyi de oldu. Dili açıldı ve onun gerçek sureti meydana çıktı.

Önceki gün bu sonradan görme zorba, bütün Kürt halkını „terörist“ ilan etti. „Güvenlik güçlerimiz görevlerinin gereklerini yapmıştır“ dedi. Görevin gereði: 19’u çocuk, 34 Kürt köylüsünü katletmek.

Sınır ticareti yaparken katledilen Roboskî köylüleri için „onlar da belirtildiði kadar masum deðildi“ dedi.

Katledilen Kürt köylülere „sivil“ denilmesine de büyük tepki gösterdi: „Zaten sivil diye diye her türlü faaliyeti yapıyorlar“ dedi.

Kürt düşmanı bu adam, Roboskî Katliamı’ndan sonra Kimyasal Necdet’i kutlamıştı. Diktatör, önceki gün NTV ve Star TV’ye yaptıðı açıklamada bir yıldır yürütülen anlamsız tartışmaları da noktalamış oldu.

Öldürülenlerin kimlikleri sabitti, sicil kayıtları, „sınır“ın öte tarafına gidiş ve gelişleri de. Ýçlerinden aranan, gizlenen, saklanan birileri de, haklarında arama, gözaltı ve tutuklama kararı olan da yoktu.

Bu köylülerin katırlarla ve toplu hareketi, insansız hava aracı ile başından sonuna kaydedilmişti.

Bu bilgiler önce Türk Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e , onun tarafından da Erdoðan’a iletildi. Bu ikili kısa bir deðerlendirme sonunda köylüleri bombalama kararını verdiler. Çünkü sınır ötesi operasyon yetkisini kullanabilecek mevki başbakanlıktı.

Savcıların, mahkemelerin işi aðırdan almaları, sanki olayın bilinmeyen ve araştırılacak çok yönü kalmış görüntüsü sergilemelerinin de nedeni, katillerin hiç bir şüpheye yer bırakmayacak kadar açıða çıkmış olmasıdır.

Türk Meclisi’nin araştırma komisyonu da bu açık katliamı hikayeleştirme faaliyeti yürütüyor. „Katil diktatördür“ diyemiyor, diyemeyecek.

Diktatörün NTV ve Star TV’ye yaptıðı açıklamadan sonra Roboskî Katliamı’nın araştırılacak ve açıklanacak en küçük bir yönü kalmadı. Adam kendisi eveleyip gevelemeden itiraf etti.

Bu itiraftan sonra kimki „Roboskî açıða çıkarılsın“, „Roboskî olayı aydınlatılsın“ diyorsa bilelimki açık bir olayı, manipüle etmek istiyor.

Şimdi içinde „fakat“, „eðer“, „ama“, „yine de“ sözcükleri geçmeyen cümlelerle konuşmak zamanıdır. Roboskî’nin katilleri Necdet Özel ve Tayyip Erdoðan’dır. Bu açık katliamdan dolayı ikisi de bir gün mutlaka yargılanacaklardır. Her diktatör gibi şimdiki de gücünün sonsuz, bu etrafındaki dalkavukların ölümsüz, medyanın her zaman böyle kişiliksiz olacaðını sanıyor. Evren de, Başbuð da, bugün Silivri’de yargılanan Ergenekoncular, JÝTEM’ciler de öyle sanıyorlardı. Tarihten biliyoruz ki her diktatör haddini aşar ve kendi yıkımını kendisi hazırlar. Çünkü güç ve iktidar insanı zalim, şımarık, ahlaksız ve vurdum duymaz yapar.

Kürt halkının mücadelesi nice apoletli katili, nice işkenceciyi, nice zalim başbakanı, nice tetikçi gazeteciyi, nice dalkavuk aydını tarihin çöplüðüne attı. Hiç kuşkunuz olmasın şimdi sıra bunlarda…

Kaynak: Yeni Özgür Politika