'KCK' Basın davasında savunma yapan Pervin Yerlikaya Babir, suç olarak gösterilen tüm faaliyetlerin bir ajansın resmi işleyişinde olması gerekenlerden ibaret olduğuna dikkat çekerek, "DİHA illegalize edilmeye çalışılıyor" dedi. 

20'si tutuklu 46 gazetecinin yargılandığı KCK Basın Davası'nda 7. duruşmanın 3. oturumu devam ediyor. 

Duruşmada savunma yapan DİHA'da muhasebeci olarak çalışan Pervin Yerlikaya Babir kendisi hakkında iddianamede delil olarak gösterilenlerin telefon ve mail görüşmelerinden ibaret olduğunu ifade etti. "Bunlar hiçbir suç teşkil etmiyor. Benim ajanstaki görevim muhasebecilik olup, yapılan bütün telefon görüşmeleri ve mailler mesleğimle ilgilidir. Bunun dışına çıkacak veya suç unsuru içerir hiçbir görüşmem yoktur" dedi.

DİHA'nın Türkiye'nin birçok ilinde şubesi olduğunu ve bu şubelerde çalışan temsilcileri ve muhabirlerinin bulunduğunu aktaran Babir, "Ben ajansın genel merkezi olan İstanbul'da muhasebe bölümüne baktığım için ajans çalışanları ile görüşmelerim oluyor. Çünkü işim gereği olması gereken budur. Örneğin savcının tutuklama gerekçelerinden biriside, eski Van Temsilcimiz Sıddık Güler'le abonelerle ilgili yaptığımız konuşmalardır. Bu konuşmalarda adı gecen belediye, temsilciliğimizin alanında bulunan abonemizdir ve abonelik bedelinin ödenmediğini bunu yüz yüze gidip sormasını istiyorum. Ben burada savcıya şunu sormak istiyorum; Temsilciliğimizi değil de kimi arayayım? Mevcut var olan bütün haber ajanslarının çalışma ve finans sistemleri abonelik çalışması üzerine kuruludur" dedi. 

DİHA'nın 2002 yılında Türkiye'nin 6'ncı büyük ajansı olarak kurulmuş olduğunu ve bu süre içerisinde birçok aboneleri olduğunu belirten Babir şöyle devam etti: "Savcı DİHA'nın çalışmalarında usulsüzlük ve benzeri bir durumla karşılaşmadığı için olmadık gerekçelerle bize yönelmiştir. 11 yıldır resmi olarak faaliyet gösteren bir şirket ve her şirkette olduğu gibi sürekli denetlemelere tabi olan bir şirkettir ve bu süre içinde DİHA'ya hiçbir usulsüzlük cezası verilmemiştir. Ajansımız vergi borçlarını düzenli ödeyen ve sürekli denetimde olan bir kurumdur. Yani anlaşılan şu ki; kuruluşumuzdan bu yana gerçeklerden taviz vermediğimiz için iktidarın hedefinde olduk."

Kendisine yöneltilen suçlamaların hiçbirini kabul etmediğini de vurgulayan Babir, burada suç olarak görülen görüşmelerin bir ajansın resmi işleyişinde olması gereken görüşmeler olduğunu da söyledi.
Bu görüşmelerin meşru olduğunu da belirten Babir, “Bu meşruiyeti illegalize edip bizleri tutuklama gerekçesi yapmak tahammülsüzlüktür. Genel anlamı ile iddianamede bu gibi aslı olmayan suçlamalardan dolayı fazlasıyla mağdur olduk. Adalet dediğimiz şey ise bir vicdan meselesidir. Maalesef bu bizim tahliye olmamızla son bulmayacak. Ama umut ediyorum ki, bu durum bizlerle son bulsun" diye konuştu.

Babir'in savunmasını tamamlamasının ardından delil ikamesi yapıldı. Delil ikamesinin ardından mahkeme heyeti duruşmaya öğlen arası verdi. Öğleden sonraki oturumda tutuksuz yargılanan Eylem Sürmeli'nin savunma yapması bekleniyor.