DİDF: Kürt düşmanlığına alet olunmamalı!
Demokratik Işçi Dernekler Federasyonu (DİDF) Yönetim Kurulu, Kürtlere yönelik ırkçı saldırılara ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Demokratik Işçi Dernekler Federasyonu (DİDF) Yönetim Kurulu, Kürtlere yönelik ırkçı saldırılara ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, son haftalarda Kürtlere yönelik ırkçıların yaptığı saldırılar kınanarak, şiddet içerikli ırkçı-milliyetçi gösterilerin derhal yasaklanması istendi.
"Türkiye'de son haftalarda artan şiddet ve nefret sarmalı Almanya'ya kadar ulaştı. Birçok kentte arkasında ırkçı-faşist kesimlerle AKP'nin doğrudan uzantısı durumundaki Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD) tarafından düzenlenen gösterilerde hem açıktan Kürtlere karşı nefret körüklenirken, Hannover'de bir Kürt gencine bıçaklı saldırı düzenlenmiştir" denilen açıklamada, şöyle devam edildi:
'SİVİL FAŞİST SALDIRILAR SON BULMALI'
"Türkiye'de yaşanan şiddet ve gerilimi 'teröre lanet', 'şehitleri anma' adı altında Almanya'ya taşımak, sonra da Kürtlere ait işyerlerine, derneklere saldırılar düzenlemek kesinlikle kabul edilecek eylemler değildir.
Federasyonumuz 'şehitlere saygı, teröre lanet' gerekçesini öne sürerek, etnik kimlikler üzerinden kin ve nefretin körüklenmesi; kutuplaşmanın daha da büyütülmesi ve yüzlerce insanın ölümüne neden olan savaşın desteklenmesi anlamına gelen saldırı ve eylemleri kesinlikle kabul edilmez bulmakta ve kınamaktadır.
Türkiye’de 7 Haziran seçimlerinin ardından başlayan çatışma sürecinin bir an önce sona erdirilmesi; asker, polis ya da gerilla ölümlerine yol açan bu savaş ortamının Türk, Kürt bütün halka zarar verip, geleceğini kararttığı apaçık ortadadır. İster asker annesi ister gerilla annesi olsun, anaların ağlamadığı, akan kanın durduğu ve Türk-Kürt kutuplaşmasını kışkırtan, Kürt halkının cezalandırmaya dönüşen resmi ve sivil faşist saldırıların son bulması gerektiği apaçık ortadır."
'BARIŞA KATKI SUNACAK MESAJLAR VERİLMELİ'
Avrupa'daki Türkiyeli kurumların AKP ve Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından uygulamaya konulan “çatışma ve gerilim stratejisi”nin parçası olmamaları gerektiğine işaret edilen açıklamada, "Asker ve polis ölümlerini kullanarak, halk arasında kin ve nefret tohumları ekilmesine son verilmeli; inanç ve etnik kökeninden bağımsız Türkiye'deki bütün insanların kardeşliği, huzuru ve geleceği için, acilen barışa katkı sunacak mesajlar verilmelidir" denildi.
ALMAN POLİSİNE TEPKİ
Alman güvenlik görevlilerin kayıtsızlığına da tepki gösteren DİDF, "Pek çok kentte artan gerilim karşısında polisin tutumu daha çok baştan savma şeklinde olmuştur. Halbuki, Almanya'da halklar arasında nefreti körüklemek, ırkçılık yapmak Anayasa'ya aykırıdır. Nefret körükleyen, ırkçılık yapanlara, şiddete başvuranlara karşı önlem alınmalıdır" dedi.
'TÜRKİYELİ EMEKÇİLER TİTİZ DAVRANMALI'
DİDF, "Özellikle Türkiye kökenli işçiler, emekçiler ve gençler bu zor ve hassas dönemde daha dikkatli ve titiz davranmalıdır" diyerek, şunları ifade etti: "Egemenlerin, bizleri birbirimize düşürme planlarına alet olmayalım, provokasyonlara gelmeyelim ve dostluğumuzu güçlendirelim. Türkiye'de barış ve halkların kardeşliğinin sağlanabilmesi için güçlü bir destek verelim. Federasyonumuzun bir süredir başlatmış olduğu 'Barış için sesimizi yükseltelim' imza kampanyasına katılarak, silahların derhal susması ve halkların kardeşliğine Almanya'da yaşayan Türkiyeliler olarak hep beraber katkı sunalım."