Sabah yapılan ve modertörlüğünü İngiliz sendıkacı Simon Dubbins’ın yaptığı oturumda, Prof. David Graeber, Raul Zibechi, Miguel Juaquin, Fuat Kav, Zilan Yağmur katılarak birer sunum yaptı.

GRAEBER: ROJAVA DEVLET DIŞI BİR PROJE

Kendi deneyimlerini anlatarak konuşmasına başlayan Prof. David Graeber, ”Biz sınıfların kaldırılması ve insanların eşit olmasını istiyoruz. Kapitalizm ise tam tersini istiyor hem de daha güçlü. Biz dünyada yüzde bire karşı mücadele ediyoruz ancak bütün dünyada yüzde 1, yüzde 99’a hüküm ediyor” dedi.

Rojava’daki izlenimlerini de aktaran Graeber,”Rojava’da ciddi ambargo var ve bu çök kötü. Ama avantajları da var, onları farklı alternatiflere de yönlendiriyor. Demokratik konfederalizm sistemi oturtulmaya çalışılıyor. Meclisler var, 3 ayrı kanton var. Bu devlet dışı bir proje. Bu şöyle işliyor. Güç sahibi alta hesap veriyor. Bu dünyada inşa edilmemiş bir şey” diye belirtti.

Rojava’da insan haklarına da değinen David Graeber, “Adalet devletlere göre değil. Tabandan gelen hassasiyetleri dikkate alan adalet sistemi var. Rojava’da yeni bir sistem ve toplumsal yükselme oluyor” şeklinde konuştu.

ZİBECHİBİR: UYGARLIK KRİZİ YAŞANIYOR

Latin Amerika’da hareketler üzerinde çalışan gazeteci Raul Zibechibir ise özellikle Urugay kırsallarında yaşayan toplumlar üzerinde yaptığı araştırmaları ve gördüklerini anlattı. Köylülerin arasındaki ilişkilere, kurdukları sosyal sistem ve paylaşımlarına dikkat çeken Zibechibir, aynı durumun Meksika’da da olduğunu söyledi.

Kkapitalizmin bir kriz içerisinde olduğunu hatırlatan Zibechibir, şunları söyledi: ”Batı, kapitalizm bir krizi yaşıyor. Bu sadece ekonomik değil, kültürel, sağlık yönleri de var. Biz Uygarlık krizi derken, sadece ekonomik krize yönelmemeyiz. Çünkü öyle değil, uygarlık bir çöküşe geçiyor. Bu basit bir kriz değil. Onun için biz kapitalist olmayan bir uygarlık sistemi yaratmak gerekiyor. Zapatistler bunu bir fırtına olarak ele alıyor. Kendimizi tekrar uygarlık olarak inşa etmek için bu bilgiler yetmiyor. Kapitalizmin bize sunduğu bilgiye dayanamayız, bize yeni bilgi lazım. Yeni bir dünya kapitalizm mirası üzerine kurulamaz.”

KAV: KÜRTLER DEVLETTEN KOPMUŞTUR

Yazar Fuat Kav da “Devlet otoritesi ve şiddeti” üzerine bir sunum yaptı. Kav, şunları söyledi: “Devlet olmadan yaşanabilir ve bir toplum yaratabilir. Devlet 5 bin yıl boyunca kendisini topluma dayatmış ve kendini yaratmıştır. Tarih boyunca sınırlı birkaç bilim insanı dışında kimse devletsiz de yaşanabilir dememiştir. Sosyalistler, toplumsal kurtuluş önderleri de bütün kötülüklerin anası olan bu sisteme karşı çıkamamıştır. Sovyetler  bile bundan kurtulamamıştır. Bu uğurda mücadele edenler, bedel ödeyenler bile sonuçta mücadelelerini devlet sistemine teslim etmişlerdir. Devletin olduğu yerde demokrasi, demokrasinin olduğu yerde devlet olmaz. Bunlar birbiriyle çelişki ve çatışma halindeler. Eğer bir yerde devlet olduğunda adına ne derse deyin, sosyalist de kapitalist de olsa orada demokrasi yoktur. Devletin kendisi, hiçbir yerde demokrasi de, özgürlük de vermez. Devletin koltuğuna meleği de oturtursanız, bir gün sonra onu canavar olarak görürsünüz.”

Toplumda devletsiz bir bilinci oluşturulması gerektiğini belirten Kav, ”Devletsiz de olabilir, çünkü 5 bin yıl öncesi toplumlar devletsiz yaşıyordu. Zihinsel dünyamızda oluşturulan devleti yıkmamız gerekiyor. Bir grubun oluşturduğu kalıpları yıkmamız gerekiyor. Bunu düşüncede değil, pratik olarak yıkmamız gerekiyor. Devlet korku imparatorudur, iç dünyamızda bunu yıkmamız gerekiyor. Türkiye’de şu anda Kürtler korkuyla yönetiliyor. Onun için Kürtler devletten tamamen kopmuştur. Sur, Cizre, Sur ve Nusaybin’de yapılan budur” diye konuştu.

Fuat Kav, 20 yıl boyunca cezaevinde devletin baskılarıyla karşı karşıya kaldığını hatırlatarak,” Diyarbakır cezaevinde yenilen Kürt tutsaklar değil, Türk devletiydi. Çünkü devleti çözmüşlerdi. İnançlı ve kararlıydılar. Bunun için başardılar. Bugünde tüm cezaevlerinde açlık grevleri var. Bugün 60’ncı gününde. Tutsaklar, bugünde başaracaklar” dedi.

YAĞMUR: GENÇLİK OTORİTEYE KARŞI MÜCADELE ETMELİ

Zilan Yağmur da, Kuzey Kürdistan’daki direnişi anlatarak, kapitalizme ve devlet otoritesine karşı direniş içerisinde olunarak, mücadele edilmesi gerektiğini söyledi. Yağmur, “Gençliğin otoriteye, kapitalist modernite sistemine karşı alternatif ve hakikat arayışı içerisinde olmalı” dedi.

Miguel Juaquin ise Fransız Fanon’un sömürü karşıtı ulusal kurtuluşu ve sonraki toplumsal devrim düşünceleri ve Kürt özgürlük hareketinin kurmak istediği model üzerine bir sunum yaptı.

Konferans bu oturumdan sonra oluşturulan çalışma gruplarıyla devam etti.