Destan Yörük, AKP’nin Kürt halkı başta olmak üzere halklar üzerindeki inkâr-imha politikalarını, katliamlarını değerlendirdi.

Kırmızı Fularlı Kız olarak tanınan aslen Türk olup ve Kürt Özgürlük Mücadelesine katılan Destan Yörük, AKP’nin halklara dönük kirli politikalarını değerlendirdi. Yörük, “AKP, hepimizin başındaki bir beladır. Hepimizin başındaki bir faşizan güçtür. Bir iktidar zihniyetidir. Kadınları, çocukları, halkları katleden, katliam peşinde koşturan bir güçtür. Böylesi bir zihniyete sahiptir” dedi.

‘HDP, UMUT OLDU’

Halkların iktidar zihniyetine sahip AKP’ye artık yeter dedikleri, direnişin, mücadelenin arttığı dönemlerde katliamların olduğunu söyleyen Yörük, AKP’nin Kürt halkı başta olmak üzere halklara ‘eğer direnirseniz, bize boyun eğmezseniz bizde sizi katliamlardan geçiririz’ söyleminin pratiğe geçirildiğini belirtti. Yörük, şöyle değerlendirmelerde bulundu: “HDP, halkların birliğiyle kurulmuş, Önderlik düşüncesi olan, içinde birçok farklı sınıfı, değişik tabakalardan toplulukları barındıran bir yapıya sahip. Bu Türkiye sürecinde bir ilktir. Bu Önderliğimizin emeği ve 40 yıldır yürütülen Özgürlük Mücadelesinin büyük çabaları ile olmuştur. HDP, umut haline gelmiştir. Devlet, AKP bu umudu yok etmek istemiştir. Bakın 7 Haziran seçimlerinde HDP’nin binaları defalarca saldırıya uğradı, seçim büroları bombalandı, üyeleri gözaltına alındı-tutuklandı, mitinglerine saldırılar oldu, miting esnasında bombalar patlatıldı. Bunlar neyin göstergesiydi, yürütülen mücadelenin, direnişin göstergesiydi. Halk AKP’ye büyük bir cevap verdi. AKP, despotik uygulamalarına rağmen sürekli direniş ile karşılaşıyordu. O direniş gittikçe büyüdü, büyümeye de devam edecektir.”

AKP’nin sırf iktidara gelebilmek için fiziki güç kullandığını, özel savaş politikalarını devreye soktuğunu dile getiren Yörük, politikalarını değiştirerek oy almak istediğini, bunu katliamlarla yaptıklarını ifade etti. Yörük, AKP’nin 7 Haziran seçimlerinin kaybını halen sindiremediğini söyledi. 7 Haziran seçimlerinin halkların zaferi olduğuna dikkat çeken Yörük, halkların biraradalığını sindiremediğini belirtti.

‘AKP, BARIŞTAN YANA OLANLARI KATLEDİYOR’

Kürdistan halkı başta olmak üzere demokrasiden, özgürlükten yana olan güçlerin yılmayacağını bilen AKP’nin halkları yıldırmak için katliamlar gerçekleştirdiğini ifade eden Yörük, “AKP, Kürdistan halkı başta olmak üzere demokrasiden, özgürlükten yana olanlar ile baş edemeyince katliam yapıyor. Halkların yılmayacağını biliyor AKP ve Türk Devleti. Halkların direnişini görünce ne yaptı AKP? Mesela ESEP’in SGDF Gençlik Hareketi Üyelerinin Kobanê direnişi ardından Kobanê inşa sürecine destek vermek amacıyla Kobanê’ye gitmek isteyen 34 genç arkadaşı büyük bir komplo ile şehit düşürdüler. Hepsi demokrasi mücadelesi için, barış isteyen aktif arkadaşlardı. Kendilerini bilinçlendiren, Kürdistan Özgürlük Hareketiyle birleşen bir mücadele ekseninde yürüyen duruşları vardı ve gittikleri her yeri değiştirme güçlerine sahip insanlardı. Onların kararlılığı, onların yaşamlarındaki bu yönlü kararlılığı Kobanê’ye destek amacıyla gitme istemlerinden anlaşılıyordu. AKP, bu katliamı kendi eliyle yaptı. Devlet ve AKP eliyle, onların yetiştirdiği faşizan ordu ile yapılmış bir komploydu, katliamdı” dedi.

‘ANKARA’DAKİ PATLAMA AKP’NİN BİLGİSİ DÂHİLİNDE OLMUŞTUR’

AKP’ni kana doymadığını, hakları katliamlar ile sindirebileceğini düşündüğünü belirten Yörük, AKP’nin tekçi anlayışı ile karşı karşıya olduklarını, AKP’nin IŞİD’ten hiçbir farkının olmadığını belirtti. Yörük konuşmasını şu cümleler ile sürdürdü: “AKP’nin IŞİD’ten hiçbir farkı yoktur. IŞİD de İslam adı altında kadınları kaçırıyor, tecavüz ediyor, insanları katlediyor. Fakat AKP, IŞİD’ten farklı olarak daha incelikli-politik yöntemlerle halkları yok etmek istiyor. Bunun için her seferinde katliamlar yapıyor. Ankara’daki patlama AKP’nin haberi olmadan, izni olmadan yapılmış bir patlama değildir. Bu katliamların tek sorumlusu IŞİD destekçisi olan AKP’dir.”

‘HDP, GRİLERE KARŞI RENK OLDU’

Halkların özgürlüğünü, refahını istemeyen partilerden oluşan bir meclisin olduğunu, aslında HDP’nin o meclisi renklendirdiğini söyleyen Yörük, kadın kadrolarıyla, gençlik kadrolarıyla, Ermeniler, Türkler, Kürtler, Çerkezler, Romanlarla birçok sınıfa hitap eden, birçok çeşitliliği içinde barındıran kadrolardan oluşan bir parti olduğunu dile getirdi. Erkek egemen zihniyetin her yeri griye boyadığını, HDP’nin ise bu grilere karşı bir renk olduğunu ifade eden Yörük, Ankara katliamına da değindi. Yörük, devamla “halkların çeşitliliğiydi bu renkleri sağlayan. Bu halkların sesiydi. Dikkat edilirse Ankara’daki bomba HDP kortejine yapılmak istendi. Bu canlı bomba güvenlik güçlerinin haber olmadan nasıl miting alanına giriyor? İç istihbarat diyorlar, polis teşkilatını övüyorlar. Ama fişlenmek, suçluları bulmak adı altında insanların telefonlarını dinliyorlar. Peki, neden bu durumlar, katliam yapmak isteyen güçler için geçerli değil? Bu katliamlar oldukça halklar daha çok büyüyecek. Halkların birliği daha güçlü olacak. AKP, kendi kuyusunu kazıyor. İktidar hırsına bürünen AKP, son demlerini yaşıyor. Korku ne zaman yayılır, bir kaos ortamında. Kaosu ne yaratır devrim. Devrim ise devlet krizini derinleştirir. Bu kriz nasıl derinleşir? İşte halkların birleşmesi ile derinleşir. Kaos korkuyu yaratır. Bu kaos aslında devletin ve AKP’nin korktuğunun ifadesidir. AKP, 1 Kasım seçimlerinde yok olacaktır. Kendisi de bunu biliyor. Bu korku ile hakları katletmek istiyor” ifadelerini kullandı.

Böylesi önemli bir süreçte gençliğin kendisini aktif bir şekilde katması ve üzerine düşen öncülük rol ve misyonunu oynaması gerektiğini dile getiren Yörük, gençlerin kurnazlıkla örülü politikaları boşa çıkartması, katliamlar ile daha da güçleneceğini zanneden AKP’ye gereken dersin verilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’deki gençlere de seslenen Yörük, gençlerin askere gitmemesi çağrısında bulundu.

‘GENÇLER, DAĞA GELSİN’

Yörük, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Türkiye’deki gençler askere gitmesin. Gençler mücadele etmek istiyorlarsa, katliamlara, inkâra-asimilasyona artık yeter diyorlarsa gerçek mücadele yeri olan özgürlük dağlarına gelsinler. Gençler alternatifsiz değildir.  Demokratik ulus çatısı altında bütün hakları kapsayan, demokrasi içeren, ahlaki-politik toplumu, kadın özgürlükçü paradigmayı içeren bir yaşam kurulması söz konusudur. Öz yönetimler ilan edildi. Türkiye halkların da bu öz yönetimlere kucak açması gerekiyor. Değil ki açmıyorlar, açıyorlar fakat daha da sıkı sarılmaları gerekiyor. Diyorlar ki mücadele Kürdistan eksenlidir. Hayır, değil. AKP, hepimizin başındaki bir beladır. Hepimizin başındaki bir faşizan güçtür. Bir iktidar zihniyetidir. Kadınları, çocukları, halkları katleden, katliam peşinde koşturan bir güçtür. Böylesi zihniyete sahiptir.”