Dêrweşê Evdî bu dağdan geçti

Dêrweşê Evdî bu dağdan geçti

Şengal, Ortadoğu’nun orta yerinde bir garip dağ parçası, dört tarafı ova, düzlüklerden bakılınca bir yüce yükselti. Doğudan batıya uzanan bir dağ silsilesi. Musul ovasından önceki son Kürt yerleşimi, yurdu. Geceyi yamaçta bir çadırda geçiriyoruz. Rüzgârın uğultuları birkaç defa sarıldığım battaniyenin altından çıkarıyor beni, dışarda soğuk eksilerde. Biz de bir naylon çadırda kalıyoruz mesleki icabı da olsa şartlar aynı. 5 aya yakın burada konaklamak zorunda kalan insanlarımız için her gün yeni zorluklar demek, şartlar bunu gösteriyor.

Nihayet gün ağarıyor, kadim ibadetgâhta şafak söküyor. Silsilenin doğu ucundan güneş yüzünü gösteriyor. Biraz ısınacağız ve bugün kampları ziyaret edip direnenlere misafir olacağız. Sabahın ilk ışıkları ile beraber yönümüzü Şengal dağlarında 74. Ferman’dan kaçan on binden fazla Êzîdî’nin sığındığı Serdeşt, Kolka, Çilmêra’daki çadır kamplara çevirip beklemeden yola koyuluyoruz.

Bu çadırların hepsinin 74. Ferman’ın tüm şiddetiyle yaşandığı dönemde yüzbinlerce Êzîdî’nin on gün boyunca mesken tuttuğu zamanlardan kalma. Tüm çadırların kargo uçaklarından yardım olarak atıldığını hatırlıyorum. Şimdilerde değişen pek bir şey yok gibi, bir tek çadır sayısı artmış görünüyor.  

Arabamızı yarı yamalak asfaltlanmış yolda bırakıp yürüyerek çamurlu yolların içerisinden çadırlara gidiyoruz. İlk uğrak yerimiz Serdeşt, Türkçeye tercüme edersek ovanın üstü demek. Êzîdîler, Kürt toplumunun içinde her zaman misafirperverlikleri ve mertlikleri ile tanınmışlardır. Hem Ferman döneminde hem de bugün yine Êzîdîlerin yardımlaşma, paylaşım ve misafirperverliğine şahit oluyoruz. Beyaz naylon bir çadırın önünde oturan kırmızı kofili, orta yaşlı, pala bıyıklı Êzîdîler bizi çaya davet ediyorlar. Çaydan önce bu anı fotoğraflıyoruz.

Yaşama koşullarının gün geçtikçe zorlaştığı Şengal Dağı’nda havanın güneşli olmadığı günlerde koyu bir sis tabakası oluşuyor. 5 metreye kadar görüşün düştüğü bu zamanlarda hava buz kesiyor, keskin bir soğuk oluyor. Bir önünde oturduğumuz çadıra bir de kamp sakinlerinin yazdan kalma DAİŞ çetelerinin elinden ne kurtardılarsa o giyeceklerine bakıyorum. Şartlar gerçekten zor. Bunu pala bıyıkları kızıl orta yaşı haylice geçmiş olan Xwedêda’ya soruyoruz. Xwedêda, “biz lüks içinde yaşamak değil, sadece kendi topraklarımızda köklerimizden kopmadan yaşamak istiyoruz, “bu yüzden bu koşullara dayanıyoruz” diyor ve ekliyor: “Şengal’den gidersek köklerimizden, kültürümüzden, kutsal yerlerimizden koparız. Êzîdîler inançları ile yaşar, bu yüzden 4 aydır burada direniyoruz.”

Xwedêda, bize Êzîdîlerde direniş kültüründen, toprak ve kutsal yerlere bağlılıktan bahsediyor. Êzîdî kahramanı Derwêş’in destanını hatırlatıyor. Ortadoğu’nun Kadim halklarından olan Êzîdîlerin tarihinde Derwêşê Evdî, Çilmêra gibi birçok yiğitlik ve yurtseverlik destanlarının olduğunu bilsek de, buraya ilk geldiğim 74. Ferman döneminde bu kötü günlere hayıflanan yaşlılardan orijinal halini duymuştum.

BOYUN EĞMEYENLERİN HİKAYESİ

Şengal Dağı Dêrweşê Evdî’nin Musul ovasına inmeden önce son olarak ibadet ettiği kutsal mekânların bulunduğu yer. 74. Ferman’ının ilk günlerin de Şengal dağında, onbinlerce Êzîdî’nin kaldığı Çilmêra’ya denen kutsal alana gidip, Biro isminde bir Êzîdî’nin zom’una uğramıştım. Burada Biro’nun babası 74. Ferman’a hayıflanıp Êzîdîlerin tarihteki yiğit ve savaşçıların destanlarını anlatmıştı bize. Derwêş’ê Evdî, Çilmêra daha sonraki birçok Êzîdî’nin kahramanlık dolu ve sisteme boyun eğmeyen hikâyesini anlatmıştı. Dêrwêşê Evdî, bu kadim inancın kutsal toprakları olan Laleş’e gidip orada ibadetini bitirdikten sonra Şengal dağlarına geliyor. Çilmêra kahramanlarının bulunduğu türbeyi ziyaret ettikten sonra Mila aşiretinin davetine giderek, birçok Kürt aşiret lideri ve beyinin almaya cesaret edemediği kanlı kahveyi alıyor. Kürt topraklarına saldıran Arap aşiretlerini geri püskürtmek için Derwêş, 40 süvari ile Musul ovasına iniyor ve Musul ovasında Araplarla çatışırken yaşamını yitiriyor. Edulê’nin ağıtları bu yiğit Êzîdî Kürt savaşçı için Şengal dağlarında yankılanıyor.

Rivayet o ki; Çilmêra türbesinde yatan 40 yiğit savaşçı, Şengal Dağı’nın zirvesinden Êzîdî din büyüğü Şerefedin'in türbesini korumak için buradaymışlar. Efsaneler ve kahramanlık hikâyeleri ile kendi tarihini yazan bir halk olan Êzîdîler için bu dağ sıradan bir mekan değil. Onlar için son sığınak, geriye çekilecek son nokta, son savaş, savunma mevzisi ve son ferdin kanı burada toprağa karışmadan Kürtlük son bulmayacak. Soğuk bir havada bir naylon çadır önünde verilen bu çay gibi sıcak sohbetimiz içimi ısıtıyor.

Yaşlı amca, “Saddam Hüseyin rejimi Kürt yiğitleri bu dağlardan indirerek ovalılaştırdı” diyor. Tüm kutsal mekânları Şengal Dağı ve dağ eteklerinde olan Êzîdîler, dağdan ovaya inip köylerini ovada kurduktan sonra kendini savunamaz duruma geliyor. Aslında Derwêşê Evdî ve Çilmêra destanları Kürtlerin binyıllar boyunca bu devletçi sisteme karşı kendilerini dağlarda koruduklarını anlatan en güzel Êzîdî destanları.

Bir yandan yürüyüp foto çekiyor, bir yandan sohbet ediyoruz. Biz konuşurken HPG ve YPG bayraklı askeri araçlar bir soluklanma için durunca ilgi hepten onlara kayıyor. Sorular ne kadar kaldı, nereye kadar ilerledik. Kamplarda şartlar kötü olsa da, cepheden haberler iyi Kürt güçleri ilerliyor…

Çilmêra’da dua eden yaşlı bir Êzîdî’yi fotoğraflıyorum. Göğe açılmış eller savaşanlar için dua ediyor.  

Güneş tam tepemize dikilirken kampın içerisinde dolaşıyoruz. Sapsarı saçları olan çocukları fotoğraflıyorum. 74. Ferman’dan habersiz çamur içinde kalmış ve oyunlar oynayan çocukları fotoğraflıyorum. Belki de Şengal dağlarına oyunlar oynamak için geldiklerini düşünüyorlardır.

Küçük bir Êzîdî kızı olan Yasmin’i görüyorum masum gülüşlü ve sarı saçlı. Bu anı da fotoğraflıyorum. Küçük kızkardeşi Vejin’i de getiriyor yanıma bize tanıştırıyor. Sonra elimi tutarak ilk başta kendi çadırlarına sonra da kamp içerisinde bizi dolaştırıyor Yasmîn.

Kamplarda öğleden sonraya kadar geziyoruz. Şengal Dağı’nın zorlu koşullarına rağmen yaşam sürüyor. Gözler Şengal’i Özgürleştirilme Operasyonu’nda. Çadır kamplarda yaşamı fotoğraflıyoruz.

Gitme vakti gelip çattı, on binden fazla sığınmacının güç koşullarda yaşam savaşı verdikleri Şengal Dağı’nı arkada bırakıp yönümüzü yine cepheye veriyoruz. Şengal merkezde eski Şengal denen bölge tamamen direniş güçlerinin eline geçmiş. Kutlu olsun.

YARIN: ESKİ ŞENGAL’DEN NOTLAR