Dêrazor’daki Efrinli komutan: Erdoğan DAİŞ’i güçlendiriyor

Efrinli olan Numan Cilo, Demokratik Suriye Güçleri’nin Dêrazor’daki önemli komutanlarından biri. Ön cephede komutan.

Türk devletinin, Özgür Suriye Ordusu adı altında topladığı selefist gruplarla 20 Ocak 2018’de Efrin’e yönelik işgal saldırısı ikinci ayında devam ediyor. Geçen 45 günlük süreç içinde Suriye’de hesapları olan güçler değişik tutumlar sergiledi. Türk devleti ve desteklediği çetelerin Efrin’i işgal harekatı planlandığı gibi gitmedi. Çünkü Efrin’deki YPG ve YPJ güçleri ve Efrin halkı ölümüne topraklarını savundu ve savunuyor. Ancak Efrin’deki direniş, 40’lı günlerine girdiğinde, Suriye’de Türk devleti ve Rusya’nın planlarının ne olduğu daha da açık bir şekilde kendisini görünür kılıyordu.

Rusya, ABD’ye karşı Suriye’deki hamlelerini Türkiye üzerinden gerçekleştirirken, İran ve mevcut Suriye rejimini de hiçe sayan bir yaklaşım içine girmişti. ABD ise Rusya ile Fırat’ın doğusu-batısı üzerinden yaptığı genel anlaşma gereği Türkiye’nin Efrin’i işgal girişimine karşı elle tutulur bir karşı koyuş gerçekleştirmiyordu. Ancak bir yandan da “Türk devletinin Efrin’e işgal saldırısının DAİŞ’i ve Suriye’deki diğer selefi çete yapılanmalarını güçlendiriyor” açıklamaları yapılıyordu. Bu açıklamalar dikkatimi çekti, DAİŞ’e karşı en önemli savaş cephesi olan Dêrazor’a doğru yol aldım.

DAİŞ çeteleri, Dêrazor’da önemli bir darbe yemişti. DAİŞ’e karşı en etkili mücadeleyi yürüten YPG ve YPJ’li savaşçılar ile QSD’nin diğer güçleri ile bu durumu Dêrazor cephesinde konuştum. Evet, DAİŞ çeteleri, önemli mevziler kaybetmişti ve askeri olarak başarısız bir duruma sokulmuştu. Ancak Türk devletinin Efrin’e saldırısı başladıktan sonra DAİŞ çeteleri, kendilerini toparlayıp Dêrazor’da atağa geçmişler.

Efrinli olan Numan Cilo, Demokratik Suriye Güçleri’nin Dêrazor’daki önemli komutanlarından biri. Ön cephede komutan. Numan Cilo; “Türk devletinin Efrin’e saldırması, kesinlikle DAİŞ’e nefes aldırma ve bitme aşamasına gelmiş DAİŞ ve benzeri çeteleri güçlendirmeyi amaçlıyor” diyor. Ve ekliyor; “Savaş sahası olan Dêrazor’da bunu gördük. Türk devletinin Efrin’e girdiği dönemde, DAİŞ’liler atağa geçti. Efrin’deki savaşın kendilerini rahatlattığını biliyorlar. Çünkü bizim savaşçı yapımızın motivasyonu da Efrin’deki duruma bağlı gelişiyordu.’’ Efrinli komutan Numan Cilo, “Özellikle dostlarımızın DAİŞ gerçeğini de, Türk devletinin Efrin saldırısını da iyi analiz edemediklerini düşünüyoruz.’’ Yani Türk devletinin Efrin’i işgal planına sessiz kalmanın aynı zamanda Türk devletinin planlarına ortaklık anlamı da geleceği de belirtiliyor.

Numan Cilo, DAİŞ’in öyle hemen biteceğini düşünmenin yanılgı olacağını ifade etmesi dikkatimi çekiyor. Nedenini soruyorum. “DAİŞ, şu an askeri olarak darbelenmiş, Rakka başta olmak üzere toprak kaybetmiş ama birçok yerde elbise değiştirerek örgüt değiştiriyor.” Yani DAİŞ, El Nusra da olabiliyor, Özgür Suriye Ordusu şeklinde de görülebiliyor. Cerablus Azaz hattında Türk devletinin girişi sürecinde de bir günde elbise değiştirerek El Nusra ya da başka örgüt isimleri alarak orada kaldı. Şu anda da DAİŞ, kendisini İdlib’de, Efrin çevresinde başka isimlerle sürdürüyor. İşte Türk devletinin, Efrin’e saldırması, Rusya’nın da bu saldırıya açıktan destek vermesinin iki temel noktada DAİŞ’i güçlendirdiğini de şu cümleler ile ifade ediyor: “DAİŞ, yeniden güçlenirse, sadece Suriye’de değil, yine Fransa, Almanya, Belçika, İngiltere’de ABD’de ve birçok yerde yeniden kanlı saldırılarına başlayabilir. Çünkü bunun şartlarını Türk devleti oluşturuyor. Rusya ve ABD’nin bu saldırıya sessiz kalması, DAİŞ’i daha fazla heyecanlandırıyor. Yani ‘’şu anda Dêrazor’da sınırlandırılmış bir noktada gibi görünebilir. Ama son günlerde Heseke, Qamişlo, Şeddade ve diğer yerlerdeki saldırılarını sadece Kürtlere yönelik saldırı olarak görmemek gerekiyor.

Efrin’deki saldırıların sürdüğü bir dönemde bir Efrinli olarak Dêrazor’da DAİŞ’e karşı savaştığını hatırlatıyorum, Numan Cilo; “Biz DAİŞ’e karşı mücadeleyi her yerde yürütürüz. Tabii ki Efrin’deki saldırıya karşı orda da olmak isterim” diyor ve DAİŞ ile Türk devleti arasındaki ilişkiye vurgu yapıyor. İşte uluslararası kamuoyu ve DAİŞ’e karşı koalisyonun bu gerçeği iyi görmesi gerekiyor. Efrin’e saldıranların da Dêrazor’daki DAİŞ’ten farkları yok.”

Numan Cilo, son olarak “Kimse Dêrazor’daki petrol ve doğalgaz kaynakları üzerine yanlı hesap yapmasın. Bu zenginlikleri Suriyelilerindir. Dêrazor halkınındır.” diyor.