Dêrazor’da araçlarından cephane indirirken tanışıyoruz YPG’nin Mersinli Suryani savaşçısı Özgür ile. Bir başka YPG’li arkadaşından duyuyoruz Mersinli ve Suryani olduğunu. Kamera karşısında konuşmaya itiraz ediyor fakat ısrar edilince kısaca anlatıyor hikayesini ve kendisini Kobanê direnişiyle birlikte başlayan yolculuğunu.

Özgür Tek, 25 yaşında ve 3 yıl önce seferberlik sürecinde Kobanê’ye gelip bir daha da YPG’den kopamamış. Şu anda Dêrazor cephesinde bulunan Özgür, devrim yolculuğunu paylaşmaya başlıyor:

SEFERBERLİK SÜRECİNDE KOBANÊ'YE

"Ben zaten Kürt değilim ama Kürt arkadaşlara katıldım. Seferberlik sürecinde bir Süryani olarak dikkatimi çeken bir şey olmuştu. Arkadaşlar televizyonda bir görüntü veriyorlardı. Ufak bir kız çocuğu vardı. Kafası bandajlı, elinde ve yüzünde kan. Annesi ve babası yanında yok, kardeşi açlık ve susuzluktan elinde ölmek üzereydi. Bu kare Kobanê’de çekilmişti. Ailesi bir havan atışı sonucunda şehit düşmüştü. Sadece o ve kardeşi kalmıştı. O kareyi görünce alt üst olmuştum. Bir insan olarak kayıtsız kalamazdım, burada olmalıydım."

ÖZGÜR'Ü SARMALAYAN RUH

Özgür, Kobanê savaşı bittikten sonra da geri dönmemiş, YPG de kalıp diğer hamlelere katılmış. “Senin için mermi önüne atılan, senin için şehit düşen veya yaralanan arkadaşlarını görünce, o ruh seni de sarmalar ve bir daha bırakmaz. Ben bunu anlatmakta yetersiz kalıyorum” diyerek, neden kaldığını özetliyor.

DÊRAZOR'UN MANEVİ ANLAMI VAR

Tişrin Barajı, Qerekozax, Minbic hamlelerinden sonra Şeddadê’ye ve oradan da Dêrazor’a koşturmuş. 'Cephenin cephanecisisin' sözlerim üzerine, gururla, “Evet cephenin cephanesiyim. İşimizi büyük bir zevkle yapıyoruz, yapmaya da devam ediyoruz. Arkadaşlar bizi nereye uygun görürse orda devam edeceğiz'' diyor.

Dêrazor cephesinde yer almanın Özgür için bambaşka bir anlamı var. Mersin Süryanilerinden olan Özgür, Dêrazor’un 1915’te Osmanlı tarafından sürgün edilen Ermenilerin sürgün yeri olduğunu hatırlatıyor ve şöyle devam ediyor: “Onun dışında DAİŞ’in işgali döneminde çok kısa bir zaman zarfında Dêrazor ve Mergede tarafından yüzlerce, binlerce Süryaniyi katledip Xabur suyuna attığını biliyoruz. Şunu söylemek istiyorum; biz buraya bütün katliamlara dur demeye geldik, zaten ‘dur’ da diyoruz.”