Denizli T Tipi Kapalı Cezaevi’nde ayakta sayımı kabul etmedikleri için biri trans birey 20 tutsak, 167 gündür tek kişilik hücrede tutuluyor. Buna karşı 10 tutsaktan birinci grubun başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevi 22’nci, ikinci grubun açlık grevi ise 15’inci gününde devam ediyor.

'YAN YANA GELEMİYORLAR'

Tutsak Seyfettin Günbey, cezaevine giden avukatlara yaşananları aktarırkem, 24 saatte sadece 1 saat bahçeye tek başına çıkarıldıklarını, hücrenin küçük olmasından dolayı tutukluların gözleriyle ilgili problem yaşamaya başladığını söyledi. Ağustos ayından bu yana hiçbir tutsağın yan yana gelemediğini belirten Günbey, tutukluların sadece ilaç yazdırmak için revire götürüldüklerini, revire gidiş gelişlerinde de sorunlar yaşadıklarını dile getirdi.

'B-12 ALAMADILAR'

Açlık grevindeki Abdurrahim Akkale’nin 6 ayı aşkın süredir tek kişilik hücrede tutulduğunu belirten avukatlar, tutsaklara açlık grevi sürecinde tuz, limon, şeker ve ayran verildiğini; ancak B-12 vitamini henüz alamadıklarını aktardı. Düzenli doktor kontrollerinin yapılmadığını dile getiren avukatlar, cezaevi idaresinin görüşlerine giden ailelerine karşı da aşağılayıcı ve küçük düşürücü tavırlar sergilendiğini söyledi.

ÇORAPTAN DİSİPLİN CEZASI!

Avukatlar, açlık grevindeki tutsakların yanlarında refakatçi olmadığını, tutuklu Orhan Onay’ın ise, kemik erimesi ve troid hastalığı olmasına rağmen açlık grevinde olduğunu söyledi. Onay’ın mide bulantısı ve baş dönmesi yaşamaya başladığını kaydeden avukatlar, tutsakların açlık grevindeyken, “Suç eşyaları arıyoruz” denilerek, çoraplarının ayağından zorla çıkarılmak istendiğini, sözlü hakaretlere maruz bırakıldıklarını aktardı. Tutsakların çoraplarını çıkarmayı kabul etmediği için disiplin cezası da verildiğini söyleyen avukatlar, kol saatini çıkarmadığı için de ayrıca disiplin cezası verildiğini belirtti.

Avukatlar, tutsakların sürekli tehdit altında olduklarını söylediğini, tutsak Mahmut Bağrıyanık’ın ise ara ara baş dönmesi yaşamaya başladığını dile getirdi.

TALEPLER

Avukatlar, tutsakların taleplerini ise şöyle özetledi: “Tekli odalardan koğuş sistemine geçilmesi, tüm siyasi mahpuslarla yan yana tutulmak, yazılan dilekçelerinin ilgili kurumlara iletilmesi, havalandırma ve etkinlik haklarının verilmesi."