Demirtaş’tan Erdoðan’a: Sen de Roboski’de aynısını yaptın

Demirtaş’tan Erdoðan’a: Sen de Roboski’de aynısını yaptın

Suriye tezkeresinin hedefinde Kürtlerin bulunduðuna dikkat çeken BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, “Asıl neden oradaki Kürtlerin bir oluşuma gitmesidir. Biz hem sana hem de Esad'a karşıyız. Sen de Roboski'de aynısını yaptın” diye konuştu. Demirtaş Türkiye’nin 9 Ekim komplo tezgahından kurtulması gerektiðine de işaret ederek Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüðünü istedi.

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin deðerlendirmelerde bulundu. Türkiye Başbakanı Erdoðan’ın, AKP Grup Toplantısı’nda yaptıðı konuşmayı eleştiren Demirtaş, Parlamento’daki yeni yasama yılının savaş naraları ile başladıðını belirtti. “Başbakan 45 dakikadır niye savaşmak zorundayız, onu anlatmaya çalışıyor. Halkın savaş konusunda ikna olmadıðını biliyor. Neden Suriye savaş tezkeresi yangından mal çalınır gibi çıkarıldı. Çünkü toplumun ikna olmadıðını kendisi de biliyor. Aklı olan herkes Başbakan'ın 45 dakikadır yalan söylediðini anlamıştır. Başbakan aslında bir yıldır, Türkiye'yi Suriye'ye karşı savaşa hazırlıyor” dedi.

TEZKERENÝN HEDEFÝNDE KÜRTLER VAR

Suriye’ye karşı tezkerenin asıl hedefinde Batı Kürdistan’daki Kürt oluşumunun bulunduðuna dikkat çeken Demirtaş, Kürt düşmanlıðı üzerine kurulu bir savaş tezkeresine destek vermediklerini vurguladı. Demirtaş şunları söyledi:

“Asıl neden oradaki Kürtlerin bir oluşuma gitmesidir. Türkiye Irak'ta savaşmayıp da neyi kaybetti. Irak'ta hayatını kaybeden bir milyon kişinin kanında Türkiye'nin parmaðının olmamasını mı kaybetti Başbakan. Orada rahatsız olduðu şey Federe Kürdistan Bölgesi'nin oluşmasıdır. Çok açık bir Kürt düşmanlıðı üzerine kurulu savaş tezkeresini, uluslararası güçlere destek içeren savaş tezkeresini desteklemedik diye bizi suçluyor. Suriye'de yaşayan halkın Türkiye'den askeri müdahale talebi yoktur. Uluslararası güçlerin de Türkiye'nin müdahalesi yönünde bir istemi yoktur. Bu tezkere Türkiye'ye karşı provokasyonların zeminini güçlendirmiştir, Türkiye'nin elini deðil. Resmi bir savaş tezkeresi var hükümetin elinde. Savaş isteyenler, Türkiye'yi hızlı bir şekilde Suriye'ye sokacaklardır. Türk ordusu Suriye'ye girdiðinde Hatay'daki Nusayrilerin, Nusaybin'deki Kürtlerin akrabalarını, Hatay'daki Arap Alevilerinin akrabalarını bulacak. Oradaki halk, buradaki halkın akrabası. Bir tek Türkmenlerden bahsediyor. Peki Kürtler ve Araplardan neden bahsetmiyor."

TÜRKÝYE SURÝYE OLMA TEHLÝKESÝ ÝLE KARŞI KARŞIYA

Savaşı soyut bir kavram olarak görmemek gerektiðine vurgu yapan Demirtaş, "Gerçek bir savaş yaşanacak. Suriye cevap verecek. Suriye'de başlayan manzaralar Hatay'da, Antep'te görülecek. Ýşin bu yönünü görmüyorlar mı? Suriye aynı savaş ruhuyla size saldıracaktır. Savaş dediðiniz şey bir saatte çıkar, bazen onlarca yıl durduramazsınız. Ýç savaş görüntülerine hazır mıyız? Toplumun buna tepkisini göstermesi lazım. Buna itiraz edenlerin, 'vatan haini' ilan edilmemesi lazım. AKP bu savaşa tek başına karar veremez. Savaş karşıtlıðında cesur olmak lazım. Başbakan'ın kandırmacılarına inanmamak lazım. Biz hem sana hem de Esad'a karşıyız. Sen de Roboski'de aynısını yaptın. Biz halkların birarada yaşamasını isteyen ve onun için çalışan seçeneðin yanındayız. Çocuk oyuncaðı deðildir. Türkiye Suriye olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Geçen Mart'ta hiçbir Suriyeli ülkelerinin bu hale geleceðini düşünmüyordu. Hükümet toplumu ikna etmeden, gece yarısı operasyonu ile tezkereyi hazırlamıştır. Bizim savaş karşıtı politikamız ve mücadelemiz devam edecektir. Oradaki halk kendisini nasıl yönetecekse sen ona saygı duyacaksın. Bunların dertleri demokrasi deðil. Irak'taki demokrasiyi gördük, Afganistan'daki demokrasiyi gördük. Suriye'nin durumu ortadadır."

Kimsenin "Savaş beni ilgilendirmiyor" dememesi gerektiðini belirten Demirtaş, "Her yerdeki insanları etkiler. Bir kişinin iki kişinin aldıðı karar, 75 milyon kişinin hayatını etkiler. Türkiye ekonomisi savaşı kaldıracak bir noktada deðil. Cari açık zaten alarm veriyor. Savaşın bütün faturası bizlere, yoksul ve emekçi kesimlere çıkarılacaktır. Erdoðan, savaş konusunda ikna edemediði kamuoyunu aldatmaya çalışıyor. Bu zihniyet ile soranlar çözülmez" dedi.

TÜRKÝYE KOMPLO TEZGAHINDAN KURTULMALI

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a dönük 9 Ekim Komplosunun yıldönümüne de deðindi.

"O gün de Suriye ile benzer bir noktadaydı Türkiye. O günde Genelkurmay Başkanı Hatay'dan Suriye'ye mesaj veriyordu, bugün de veriyor Genelkurmay Başkanı mesaj. Türkiye Öcalan'ın Suriye'den çıkarılması karşılıðında uluslararası güçler tarafından rehin alınmıştır. Bunun için batılı devletlerle gizli protokoller yapmıştır. Türkiye her geçen gün taviz vermiştir. Gelinen noktada Türkiye hep kaybetmiştir. Bu komployu yapan hangi ülke, Türkiye kadar zarar görmüştür. Aldatıldıðını da kabul etmemektedir Türkiye. Kürtler ile oturup konuşsa, en kazançlı Türkiye çıkacaktır. Türkiye, kendi Kürtleri ile barışarak bölgesel bir aktöre yeniden dönüşebilir. 45 dakika çıkıp niye savaşmamız gerekiyor diye konuşmak yerine 45 dakika çıkıp, Kürtlerle niye barışmak gerektiðini konuşsa, o zaman Türkiye'nin sorunları çözülebilir. Ama sen kendi ülkendeki farklılıkları yok sayarak, Suriye'de, Irak'ta etkili olamazsın. 9 Ekim uluslararası komplo tezgâhından kurtulmak gerekmektedir. Önerimiz serin kanlı bir şekilde tartışılmalıdır. Sayın Öcalan'ı serbest bırakırsanız, özgürlüðüne kavuşursa Türkiye'nin eli güçlenir ve Türkiye'deki sorunların çözümünde aktif olarak rol alır. Ciddi bir gelecek vizyonu ile bunun tartışılması lazım" diye konuştu.

AÇLIK GREVÝNÝ SELAMLAMA

PKK’li ve PAJK'lı tutsakların başlattıðı açlık grevi eylemine ilişkin de deðerlendirme yapan Demirtaş, şunları belirtti: "Türkiye'de cezaevlerinde bedenlerini ölüme yatırmış insanlar. Türkiye'deki sorunların çözümü için, savaş yaşanmaması için. Açlık grevi eylemcilerinin mesajlarının doðru okunması lazım. Bu fedakar arkadaşlarımızı saygı ile selamlıyorum. Ülke barış istiyor, Kürt, Türk herkes barış istiyor. Ama bu ülkenin başbakanı 45 dakika nasıl kan dökeceðini anlatarak, ülkeyi savaşa sürüklüyor. Ama ülkede insanlar savaş istemiyor. Başbakan bu savaşı yürütemez."

BAŞBAKAN HALA AFYON’DA!

Başbakan Erdoðan'ın "Anadilde eðitim olmaz" yönündeki açıklamasına da yanıt veren Demirtaş, "Başbakan'a hatırlatmak istiyorum. Almanya'da bir Türkiye yoktur, Fransa'da bir Türkiye yoktur, ama Türkiye'de Kürdistan vardır. Onun için anadilde eðitim hakkı olması lazım. Başbakan'ın bunu anlaması gerekiyor. Şov yapan bir Başbakan'dan biz ürküyoruz artık. Bir umut görmüyoruz. Biz diyor 'ölen terörist için aðlamayız' ama 'annelerin gözyaşlarını ayırmayız' diyor. Bu kadar tutarsız, bu kadar çelişkilerle dolu. Türkiye açısından ürkmekte haklıyız. Çizgiyi yitirmiş, Çankaya hayali dışında başka bir amacı kalmamış birinden ne beklenir artık. Böyle bir Başbakan'ın arkasında AKP'liler de duramayacakları anlamış durumdular. Bazı AKP'liler bunu dillendiriyorlar artık."

AKP iktidarının 10 yıllık döneminde dile getirdiði Türkiye'nin hiçbir temel sorununu çözemediðini belirten Demirtaş, "Ama sen hala Afyon'dasın haberin yok. Hangi temel sorunu çözdün?. Hükümet AB sürecini de askıya aldı. Böyle bir sorunu da yok artık. Hükümetin içerisinde ve dışarıda yürüttüðü hiç bir politika Türkiye'nin sorunlarına çözüm getirmedi. 3 yıldır millet mahkemelerde bir tek kelime konuşamıyor anadillerinde. Şimdi kalkmış düzenleme yapacaðız diyorlar. Biz teklifimizi sunduk, ama bunlar reddettiler. Pratik neyse bizim açımızdan da baðlayıcı olan kesinlikle olacaktır" diye konuştu.

BDP YEREL SEÇÝM ÖNERGESÝNE DESTEK VERMEYECEK

Yerel seçimler konusunda ise 10 partili arkadaşları tutuklu olmasına raðmen önümüzdeki hafta yapılsa dahi hazır olduklarını belirten Demirtaş, "Haftaya seçimi yapalım. Biz 10 bin tutuklu partilimize raðmen buna hazırız. BDP ile görüşmüyorlar bile. 25 partiden fazla parti seçime giriyor, onlardan görüş almıyorlar. Sadece 3 parti aralarında anlaşarak, seçim kararı alıyorlar. Hazine yardımını sadece 3 parti kendi aralarında başlıyorlar. Yedikleri para haram paradır. Bizim paramızı da paylaşıyorlar" dedi. Bu nedenle erken seçimle ilgili önergeye destek vermeyeceklerini belirtti.

Demirtaş, son olarak 14 Ekim'de Ankara'da yapacakları kongreye katılım çaðrısında bulunurken, kadınların BDP'de görev almasını istedi.