Halkların Demokratik Kongresi (HDK) 2. Genel Kurulunda konuşan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, açlık grevlerinde kritik sürecin geçildiðini ve ölümlerin eşiðine gelindiðini belirtti.
Bugünden itibaren anayasa uzlaşma komisyonu dahil olmak üzere tüm çalışmalarını askıya aldıklarını duyuran Demirtaş, Açlık grevi bitene kadar tüm çalışmalarımızı askıya alıyoruz. Genel kurulda arkadaşlarımız böyle tavır alacak. Onun dışında tavrımız bu. Kritik aşamaya geldiðimiz süreçte siyasi görüşmelerimizi, mitinglerimizi, cezaevlerine yürüyüşlerimiz olacak. Unutulmasın ki bu açlık grevini başlatan AKPnin tavrıdır. Bitirecek olan halkın sahiplenmesi ve direnişi olacak dedi.
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, HDK 2. Genel Kurulunda Kürdistan faşizme mezar olacak sloganlarıyla kürsüye çıktı. Bu kongreyle çok kritik eşiðin aşılmış olduðunu belirten Demirtaş, HDKnin ilk günlerinde geçmiş deneyimlerin olumsuz izleriyle umutsuzluk olsada emek ve çabayla potansiyeli örgüte dönüştürmeyi başardı arkadaşlarımız. Çünkü artık Türkiyede HDKli olmak diye bir kimlik var. Direnerek ezilenlerin sesi olduðunu ispatlayarak, kendi öz gücüyle kendini var etmiş demokrasi ve özgürlük mücadelesinin bir aktörü olarak artık HDK var olmuştur. Bu mücadelede bedel ödeyen, uzun yıllardır böylesi bir platformu var etmeye çalışan her yoldaşımıza minnet ve saygılarımı belirtmek istiyorum. Ýyi ki Türkiye halklarının umudunu yarattınız dedi.
Biz buradayken içeride arkadaşlarımızın yaşamını yitirme trajedisiyle karşı karşıyayız. O nedenle açlık grevin gündemleştirmemiz anlamlı ve sonuç alıcıdır diyen Demirtaş şunları belirtti: Direnişçi arkadaşlarımızın tavrı talepleri ilk defa veya bu eylem biçimiyle ilk defa dile getirilmiyor. Kürtler ve dostları bu meşru talepleri yıllardır dile getiriyor ve mücadele yürütüyor. Siyasi soykırım operasyonlarına raðmen içeride teslim olmayacaklarını, bırakın siyaset dışı kalmayı, nasıl müdahale edeceklerini, nasıl siyasetçi ve devrimci olacaklarını, Ortadoðudaki bu duruma müdahale etmede önemli bir tutum olmuştur. Talepleri bir yana devrimcilerin, kendi öz gücüne dayananların, teslim olunmayacaðını ispatlayan, KCK operasyonlarının doðru olduðunu dile getiren stratejistlere atılan tokattır. Sizin bu faşizan zihniyetinizi direnenler teslim almıştır. Bu nedenle arkadaşlarımızın siyaset dışı bırakılması, içeride sorgusuz sualsiz tutsanız da kendimiz için deðil yatak yorgan görüş hakkı için deðil. Halklarımız için ölüme yatacaðız tavrıdır bu. Hükümetin içine sindiremediði mesaj budur aslında. Bu direnişle şu açıða çıkmıştır. Ýlk operasyon tarihinden bu yana geniş kapsamlı bir konseptle sonuç alınmaya çalışılıyor. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit, fezlekeler, sokakta işkenceler, en sıradan yürüyüşlere saldırmalar, sokakları işkencehaneye çevirmek, uluslararası ilişkilerde Türkiyenin Suriyeyle savaşmak için istihbarat kırıntısı için yalvarmalar, heron için Amerikada yalvarmalar, Roboskiye raðmen sessiz kalınmak, emekçilerin haklarını peşkeş çekmek konseptin parçasıydı. Ýçeride ve dışarıda yürütülen mücadeleyle bu konsept çürütülmüş ve işlemez hale getirilmiştir.
AKPyi çılgına çevirenin de bu olduðuna dikkat çeken Demirtaş, Güvendikleri konsepti, bütün bu zulme karşı boyun eðmeyen gücün tasfiyesinin kesin olduðunu ilan etmek üzereyken, aradan geçen üç yıla raðmen her sahada kendi gösteriyor olması, Newrozlarda, 1 Mayıslarda mitinglerde yaşamın tüm alanında güçlü bir şekilde ortaya çıkıyor olmasıdır. Cezaevi direnişine böyle yaklaşıyorlar. Cezaevleri müdahale etti. Uzayamaz dedi. Tecridin başladıðı tarihten bu yana bin 30 insan hayatını kaybetti. Direnişçi arkadaşımız binden fazla insan öldü dedi. Biz bu savaşı durduracaðız. Ölümleri durduracaðız. Birkaç yüz kişi ölebiliriz içeride. Dışarıda binler öleceðine son ölen insanlar biz olacaðız diyor. Müzekare başlamadan tecrit bitmeden Kürtlerin ana sütü gibi helal anadili hakkı alınmadan geri durmayacaðız diye konuştu.
KRÝTÝK SÜREÇ AŞILDI ÖLÜMLERÝN EŞÝÐÝNDEYÝZ
Erdoðanın kebap şov ciddiyetsizliðine dikkat çeken Demirtaş, Ýnsanlar ciddi bir direniş sergiliyor. Ama hükümet itibarsızlaştırma, psikolojik savaş yürüterek, bu meseleye yaklaştıðı için 60. güne geldik. Halen somut gelişme olmamışsa bu ciddiyetsizliði ortaya koyarak, itibarsızlaştırıp gözden düşürmeye çalışarak açlık grevini bitireceðini sanan hükümet yündendir. Kritik süreç aşıldı. Artık binlerce grevci yaşamını yitirmeyle karşı karşıya. Biz cezaevinden tabut çıkmasına izin vermeyeceðiz dedik. Onlar ne kadar kararlıysa biz de ölümler olmaması için kararlıyız. Somut taleplerin pratiðe geçmesini istiyoruz. Var olan kanun uygulansın diye bilerce insan ölüme yatıyor. Kabul etmeyeceðimiz gerici yasalar nedeniyle binlerce insan hükümet mesaj vermek için bedeninin ölüme yatırıyor dedi.
Savcı ve hakimlerin tecritle ilgili suçun işlenmesine izin verdiðini vurgulayan Demirtaş, Bunun nasıl büyük felaketlere yol açtıðı için içerdeki insanlar bunu yapıyor. Buna müdahale ediyor. Yaptıðımız budur. Bunu anlamak zor olmasa gerek. Çocukların attıðı slogana ceza isteyen savcılara şunu soruyorum. Başbakan avukat görüşü şöyle dursun diyene ses çıkarmıyorsun. Kahraman savcılar gıkınız çıkmadı. Bu kadarsınız işte. Sadece vekillerle ilgili 750 fezleke hazırladınız üşenmeden. Bu kahraman savcılara soruyorum. Tek bir kelime anadille savunma yapmak için yapmadıkları kalmadı. Siz sessiz kalacaksınız diye biz de mi susalım. Haklar var. Yasa var. Lozan ile belirlenen haklar var uygulanmıyor. Mahkeme sizi tanımıyor. Gerekeni yapıyor. Üç grup bu hukuksuzluklara göz yumuyor. Ne yapılacak? Halkların istinasız kabul edilmeme durumu olmayan direnme hakkı var. Karşınızda zulüm var, kanuni haklarınız çiðneniyor, devlet ve yargı göz yumuyorsa her türlü imkanla direnme hakkınız var. Ýşte halklarımız bu direnme hakkını kullanıyor diye belirtti.
SAVCI, HAKÝM, DEVLET HALKIN DEÐÝL
Savcıların Roboski katliamına sessiz kaldıðını ifade eden Demirtaş, Hükümeti geçtim. Onlar faildir. Sen ki bir pankart açtı diye yaka paça döverek, kameralar önünde işkence yapılan öðrenciler için kahraman kedisin. Neden Roboskide süt dökmüş kedisin. Savcı halkın savcısı deðil, hakim halkın hakimi deðil, mahkeme halkın mahkemesi deðil devlet halkın devleti hükümet halkın hükümeti deðil. 60 gündür anlatmaya çalışıyoruz. Arkadaşlarımızın talepleri bizim taleplerimizdir. Gerçekleşecek ölüm aðır olacak. Onu önlemeye çalışıyoruz. Taleplerin meşruiyetini ve haklılıðını göz ardı etmeyerek önlemeye çalışıyoruz. Görüşme yapmadıðımız olmadı. Ondan fazla görüşmede çözüm aradık. Miting yaptık, mecliste konuştuk, televizyonlara çıktık, imza topladık, her yerde haykırdık. Ýmkanlarımızı sonuna kadar kullandık. Öyle bir noktadayız ki arkadaşlarımızın hayatı başbakanın programına baðlı. AKP böyle bakıyor. Efendim falan imza bekliyormuş. Ýmza bekler de canlar bekler mi? Nasıl bu kadar lakayıt davranılıyor. BDPnin, bloðun tavrı iyi anlaşılmalı. Grubumuzun tavrı iyi anlaşılmalı. Sürece müdahaledir. Arkadaşlarımız için, ölümleri durdurmak için çalışıyoruz. Biri ölecekse biz öleceðiz. Bize verdiðiniz oylarla bizim için direnin dediniz. O halde siz ölümüne direniyorsanız biz de ölümüne direneceðiz. Bu yetkinin asıl sahipleri böyle direniyorsa vekil olanlar daha fazla direnmeli. Devraldıðımız vekaletin gereði bu. 60. güne giren arkadaşlarımız tekrar gözden geçirsinler. Ölünecekse biz öleceðiz. Sizin kadar ısrarlı ve kararlıyız. Bizim için pasif direniş deðil, aynı zamanda siyasi faaliyetlerimizi de sürdüreceðiz. Dilimiz döndüðünce ve nefesimiz yettiðince. Sonuç almazsak çok insan ölecek. Hükümet ölümler için kararlı. Artık yeter demezsek, her tavrımızda göremezlerse ölümleri durduramayız diye kaygılıyız dedi.
TÜM KOMÝSYONLARDAKÝ ÇALIŞMALARIMIZI ASKIYA ALDIK
Bugünden itibaren anayasa uzlaşma komisyonu dahil olmak üzere tüm çalışmalarımızı durduruyoruz. Açlık grevi bitene kadar tüm çalışmalarımızı askıya alıyoruz diyen Demirtaş, şunları söyledi: Genel kurulda arkadaşlarımız böyle tavır alacak. Onun dışında tavrımız bu. Kritik aşamaya geldiðimiz süreçte siyasi görüşmelerimizi, mitinglerimizi, cezaevlerine yürüyüşlerimiz olacak. Akşama kadar oturma eylemi olacak. Oradaki arkadaşlarımıza yanınızdayız diyeceðiz. Hafta boyunca eylemlerimiz sürecek. Unutulmasın ki bu açlık grevini başlatan AKPnin tavrıdır. Bitirecek olan halkın sahiplenmesi ve direnişi olacak. Yarın ev ve işyerlerimizin ışıðını hayatlar kararmasın diye karartacaðız. Bir mum yakıp balkonumuza ve penceremize bırakacaðız. Daha büyük serhildana imza atarsak başarırız. Hükümete deðil halka ve emekçilere güveniyoruz. Bu kararlılıkla güçlü bir sonuç alacaðımızı düşünüyoruz.