Bitlis Ýl Kongresinde konuşan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, AKP Hükümetinin yürüttüðü politika dışarıda da içeride de bitmiştir. Paçaları tutuşmuş, bu yüzden BDPye ve BDPlilere saldırıyor dedi. Demirtaş, yegane çözümün Kürt Halk Önderi Öcalanla müzakere olduðunu söyledi.
Bitlis BDP Ýl Örgütü 2. Olaðan Kongresini gerçekleştirdi. Mimoza Düðün Salonunda gerçekleştirilen kongreye BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioðlu, Tatvan Belediye Başkanı Abdullah Ok, Norşên Belediye Başkanı M. Emin Özkanın da aralarında bulunduðu 500ü aşkın kişi katıldı.
BDP MYK üyesi Ýsmet Sezginin divan başkanlıðı yaptıðı kongrede ilk olarak konuşan BDP eski Ýl Başkanı Orhan Bezirganoðlu, Bitliste örgütlenmelerini daha da geliştireceklerini söyledi.
Bezirganoðlu, "il örgütümüz bu kongreden güçlü çıkacak ve bizler de yeni yönetimle el birliði ile sürekli çalışma durumunda olacaðız" dedi. Bezirganoðlu'nun ardından konuşan BDP Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioðlu ise, demokratik yollarla çözülmeyen Kürt sorununun AKPyi siyasal tarihin çöp sepetine atacaðını söyledi.
Kürtleri mücadelesinden bezdirmek için Sayın Abdullah Öcalan üzerinde tecrit uygulamasını geliştiren zihniyet bilsin ki Kürtler bu kazanımlarından sonra Önderliðinden ve bu mücadelesinden vazgeçmeyecek. Kürtlerin örgütlü birlikteliði Özerk Kürdistanı bu topraklarda yaşatacaktırşeklinde konuştu.
Zenderlioðlu ardından kürsüye gelen BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ise, BDPnin rantçı, çıkarcı ve mütaahhit partisi deðil gücünü halktan alan bir parti olduðunu dile getirdi.
YEGANE ÇÖZÜM ÖCALAN ÝLE MÜZAKERE
Savaş nedeniyle ölümlerin yaşanmamasını istediklerini söyleyen Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü:
Çok açık ve net bir şekilde söylüyoruz ki; Öcalan ile müzakere Kürt sorununun yegane çözümüdür. Başbakan Oslo ile ilgili biz görüşmelerde yalan söyledik dedi. Barış için yalan söylemek caizdir, diye kılıf uydurmaya çalışıyorlar. Sorunun çözümünden çok yüz yıldır Kürtler üzerinde geliştirdikleri kandırma politikalarının olduðunu kendi aðızları ile açıklamış oldular. Kürtçe anadilde eðitim olmaz diyen bir başbakan inandıðı Kuran-ı Kerime en büyük hakareti yapan bir zattır. Hangi peygamber ve hangi kutsal kitap veya hangi demokratik anayasada tek dil tek bayrak tek devlet denildiði duyulmuştur. AKP Hükümeti bütün ahlak deðerlerini yerle bir etmiştir.
ÝNKÂRI BÝTÝREN HÜKÜMET DEÐÝL KÜRT HALKININ KENDÝSÝ
Son 30 yılın her gününün savaş nedeniyle kritik gün olarak yaşandıðını söyleyen Demirtaş, Kürt halkının karar sürecinden geçtiðini belirtti. Geçmiş yüzyılda kendi anavatanında köle muamelesi görmüş bir halkız. Bu süreçte bizim bunu deðiştirme fırsatımız var. Kendi anavatanımızda özgürce yaşama fırsatımız var. Çocuklarımız torunlarımız önümüzdeki yüzyıllarda nasıl yaşayacak onun karar verildiði günlerden geçiyoruz. Mesele bizimle ilgili deðil, geleceðimizle ilgili olduðu için kritiktir.
Artık kimsenin Kürt halkı yoktur, Kürdistan yoktur diyemediðini kaydeden Demirtaş, bunun büyük bedeller ödenerek saðlandıðına dikkat çekti. Demirtaş şöyle konuştu:
"Bu, bedeli aðır sonuçlar vermiş ve gerçekleşmiş bir durumdur. Biz zaferle taçlandırmak istiyoruz. Bu dönemin bütün neferlerine en aðır görev düşüyor. Bizim omuzlarımızdaki yük en aðır yüktür. Bütün o şehitlerin yükü bizim sırtımızdadır. Biz bunu başaramazsak Kürt halkı on yıllar bu duruma devam etmek zorunda kalacak. Diðer halklar gibi biz de varız' deme mücadelesinde bir kez daha bizi yok sayan bir hükümet var. 'Biz inkârı bitirdik' diyen bir hükümet var. Kusura bakmayın biz bitirdik, siz kabul etmek zorunda kaldınız. Kendini öyle bir havaya kaptırmış ki olaðan üstü hali kaldırdıðını, asit kuyularına insanların nasıl atıldıðını anlatıyor. Sen bir şey yapmadın. Sen olmasaydın Kürt halkı 10 yılda özgür olacaktı. Dinimizi kitabımızı kullanarak oyaladın. 5 yıl PKK gerillaları sınırın dışındaydı. Çözmek için fırsatın vardı. Bu fırsatı iktidarın kuvvetlensin diye kullandın. Senin siyasetin şimdi dışarıda ve içeride bitti. Bize bu kadar saldırmasının tek nedeni korku ve paniktir. Güçlü olan haklı olan kendine güvenir. Kimseye hakaret etmez. 'Gelin görüşelim der' sorunu çözmeye yönelir. Paçaları tutuşmuş, bu yüzden BDP'ye ve BDP'lilere saldırıyor.
SEÇÝM ÝÇÝN KURULMUŞ BÝR PARTÝ DEÐÝLÝZ
Akan kanın durması için müzakerelerin yapılması çaðrısında bulunan Demirtaş şöyle dedi: "Biz seçim için kurulmuş bir parti deðiliz. Hiç kimse, ben milletvekili olayım diye can vermez. Eðer bu halk bu kadar mücadele ediyorsa kendi özgürlüðü için ediyordur. Bir yandan seçime hazırlanacaðız. Ancak önemli olan özgürlüðümüzdür. Koltuk meselesi olsa en çok koltuk AKP'de var. Özgürlük ve eşitlik bizim vazgeçilmezimizdir. Halen biz burada konuşurken, hangi ana babanın yüreði yanacak bilmiyoruz. On binlerce ana babanın yüreði evladının yanındadır. Bu savaş bitsin akan kan dursun. Yılardır 'diyalog konuşma' diye diye dilimizde tüy bitti. Kendi savaş politikalarını üstünü örtmek için BDP'yi hedef gösterdiler. Muhatapları ile konuşarak bu konuyu çözeceksiniz. Oslo'da ve Ýmralı'da yaptıðınız gibi. Muhatapları dinleyeceksiniz. Süresi 10 yıl mı, 20 yıl mı sürer bilinmez. Ancak ne kadar sürerse sürsün ölümden savaştan daha iyidir. Bir halk demokratik özerklik istiyor. Kendi topraklarında özgürce yaşamak istiyor."
CHP MÜZAKERE NEDÝR BÝLMÝYOR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroðlu'nun 'Örgüt silah bıraksın müzakere yapalım' açıklamasını da eleştiren Demirtaş, "Müzakere nedir bilmiyor. Çözüm konuşmaktan geçer. CHP müzakereyi aslında desteklemiyor. Teslim olacakları varsa senin çaðırmana gerek yok. 30 yıldır 50 defa teslim olurlardı" diye konuştu.
Demirtaşın konuşması ardından tek liste halinde seçime gidilen kongrede Ýl Başkanlıðı'na Şahin Çoban getirildi. Kongrenin ardından heyet Aðrı'nın Diyadin Ýlçesi'nde meydana gelen çatışmalarda yaşamını yitiren HPG'li Ergin Güven'in (Berxwedan Jiyane) taziyesini ziyaret etti. Taziye ziyaretinin ardından heyet Güroymak Ýlçesi'nde belediyenin yaptıðı hizmetlerinin açılışını gerçekleştirmek için geçti.