Maraş merkezli depremlerin en çok etkilediği illerden biri olan Hatay’da, evi ağır hasar gördüğü için ailesiyle Antalya’ya giden ve daha sonra Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından yeniden işe çağrılan çağrılan işçi Tahsin Nihadioğlu, önce asker ve polis işkencesine maruz kaldı, ardından Koç Holding’e ait bir aracın çarpması sonucu hayatını kaybetti.
Nihadioğlu, 14 Şubat 2023’te Hatay Defne’nin Elektrik Mahallesi Oluk Sokak’taki evinden, akrabası Halil Yakut’un kaldığı Sevgi Parkı’ndaki dayanışma çadırlarına giderken askerler tarafından darp edilmiş, sonrasında da polisler tarafından işkenceyle gözaltına alınmıştı.
Aynı gece Nihadioğlu’yla birlikte polisler tarafından ters kelepçelenerek darp edilen Halil Yakut, işkence yapan polisler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Yakut’un yaptığı suç duyurusuna ise takipsizlik kararı verildiği ortaya çıktı.
ANF’ye konuşan Yakut, dosyada hayatını kaybeden Nihadioğlu’nun darp edildiğinin, kaza sonrası kaldırıldığı Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi’nin raporunda tespit edilmesine rağmen, Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın işkence yapan polisleri cezasızlıkla ödüllendirdiğini vurguladı.
Koç Holding’e ait bir kamyonun çarpması sonucu hayatını kaybeden Tahsin Nihadioğlu’nun ölümüyle ilgili olarak hem ailesinin hem de kendisinin suç duyurusunda bulunduğunu anlatan Yakut, dosyalar birleştirilmesine rağmen ifadesinin iki yıl sonra alındığına ve bir ay sonra jet hızıyla ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ kararının verildiğine dikkat çekti.
Depremzede Halil Yakut, yaşananları şöyle anlattı: “Olay 14 Şubat 2023’te yaşandı. Tahsin abiyi dayanışma çadırlarının olduğu Sevgi Parkı’nda bekliyordum. Bir polis aracı geldi, araçtan inen polisler yanıma gelerek ‘Sen Halil Yakut musun?’ diye sordu. Evet dememle birlikte beni yaka paça yere yatırıp ters kelepçe takmaları bir oldu. Beni işkenceyle aracın içine aldıklarında bir baktım ki Tahsin abi de orada. Şaşırdım.
Daha sonra Tahsin abi, kendi evinin önünde askerlerden işkence gördüğünü, sonra askerlerin onu polise teslim ettiğini ve polisler tarafından da işkence gördüğünü söyledi. Bunları söylediğinde zaten yüzünde, gözünde, kafasında morluklar vardı. Zor konuşuyordu; boğazını sıkmışlardı, boğazı kıpkırmızıydı. Polisler, aramızda konuştuğumuzu görünce saldırıp işkence yaptılar. Halk bu duruma tepki gösterdi. Orada bulunan dönemin TİP Milletvekili Barış Atay geldi ve polislerle konuştu. Daha sonra polisler de ‘bir yanlış anlaşılma olmuş’ diyerek bizi bıraktı. Tahsin abi orada hemen polis aracının fotoğrafını çekti ve aynı gün orada bulunan Artı TV’nin canlı yayınına röportaj verdik.”
‘İŞKENCEYİ GÖREN ŞAHİTLER DE DİNLENMEDİ’
Akrabası Nihadioğlu’nun işkence izlerinin hastane raporuyla ispatlanmasına ve bu izleri gören şahitler olmasına rağmen soruşturmanın kapatıldığını belirten Yakut, şunları dile getirdi: “Olay günü bizimle röportaj yapan Artı TV Muhabiri Umut Taştan ve Milletvekili Barış Atay, Tahsin abinin yüzündeki işkence izlerine şahit oldu. Ama tanıkların dinlenmesi talebimizi dahi ciddiye almayan savcı, 4 sanık polisin verdiği kopyala-yapıştır ifadelerini esas alarak, ‘rapor yok’, ‘görüntü yok’ gerekçesiyle soruşturmayı kapattı.”
‘SAVCILIK RAPORU YOK SAYDI’
Halil Yakut, Nihadioğlu’nun asker ve polis saldırısından iki gün sonra Koç Holding’e ait bir kamyonun çarpması sonucu ağır yaralandığını ve entübe olarak Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldığını aktardı. Hastanenin, Nihadioğlu’nun geçirdiği trafik kazasının yanı sıra darp izlerini de tespit edip raporlaştırdığına ancak savcılığın bu raporu yok saydığına işaret etti.
Dosya hakkında verilen takipsizlik kararına itiraz ettiklerini belirten Yakut, “Depremde memleketimiz yerle bir oldu. Bu yetmiyormuş gibi hem polislerin tekme tokat işkencesine maruz kaldık hem de yargı tarafından yok sayıldık. İşkenceciler yine cezasızlıkla ödüllendirildi. Bu da açıkça işkencenin bir devlet politikası olduğunu gösteriyor. Biz, bu devlet politikasına karşı, işkenceye karşı, işkencecilere karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” diye vurguladı.