Daðlardan vazgeçmeyen bir çınar

Daðlardan vazgeçmeyen bir çınar

‘Rumi’lerin saldırı sonrasındaki günün ilk ışıkları ile uçakların vurduðu köye ulaştıðımızda O’nunla yollarımız çakıştı. Çadır köyün en yaşlısı olduðu anlaşılan dedenin ismi Mıhemet Ali Bapir’di. Yüzündeki çizgi ve çukurlar adeta sırtını dayadıðı aðacın arkasındaki uçsuz bucaksız Kandil daðlarının kıvrımlarını andırıyordu.

Türk savaş uçakları, 24 Aðustos’ta Kandil’in Silê ve Suredê köylerine yaptıðı saldırıda yine sivilleri hedef almış, Kortek Katliamı’nın yıldönümüne denk gelen bu saldırıda kıl payı ile yeni bir katliam atlatılmıştı. Bu saldırıda Ali Bapir’in oðlu da yaralandı. Kazanlar çadırlarına isabet etmiş, hayvanları telef olmuş, bað ve bahçeleri zarar görmüştü.

‘YÜZ HATLARINDA BÝR TARÝH GÝZLݒ

Güneşin ilk ışıkları Kandil daðlarına vurduðunda olayın yaşandıðı Suredê köyünün girişindeki çadırların içinde onları çalışırken bulduk. Mıhamet Ali Bapir de evi ve hayvanları saldırıya uðrayanlar arasındaydı. Saldırının izlerini fotoðraf makinelerimizle belgeledikten sonra, sıcak bir misafirperverlikle bizi çadırına davet ederek ikramda bulundu.

Bir asra yakın ömrünü bu daðlarda geçiren ve şimdilerde torunlarına devrettiði çobanlık mesleðini yürüten Mıhamet Ali Bapir’in de hikâyesini bu koşullarda duyduk. Zira o saldırı olmasaydı, kim bilir belki diðerleri gibi gözden uzak bir köşede çekip gidecekti.

Yeni bir saldırı için üstümüzde durmadan dolaşan keşif uçakları bir yana, öðle sıcaðından korunmak için sıðındıðımız aðaç gölgesinde iken yanımıza öylece gelip, mütevazı bir şekilde sırtını aðaca yaslayarak oturmuştu. Türk devletinin son saldırısı tartışılıyordu. Ancak yüz hatlarından bir tarih yaşadıðı belli olan Mıhamet Ali dede gelip oturduðunda suskundu.

KANDÝL BÝZÝM ÝÇÝN YAŞAM ALANI

Yapılan saldırıyı soruyoruz. Kafasını sallayarak “Rumi (Türk devleti) Kürtleri ayırım yapmadan saldırıyor. Kürt halkı özgürlüðünü kazandıkça saldırganlaşıyor” diyor. Gözlerinden akan yaşlara hakim olamıyor. Kortek, Kendekol ve Bole katliamlarında vurulanlar gerilla mıydı” diyerek soran gözlerle bize bakıyor sonrasında devam ediyor: “30 yıldan beri gerillayı tanıyorum. Ancak bugüne kadar onların bize yardım ve destek vermekten başka bir zararları dokunmadı. Türk devleti tüm Kürtlere düşman gözüyle baktıðı için bu saldırıları yapıyor. ”

Kendisi oðlu ve torunu ile birlikte üç kuşak daðlarda hayvancılık yaparak yaşamlarını sürdüren M. Ali dede bundan sonrada sürekli buralarda olacaklarının kararlıðını gösteriyor. Çünkü bu yol ve yolculuklar dededen kalma olduðunu, bu yollarda kaç kişiyi kaybettiklerini, kaç defa Türk ve Ýran devletlerinin saldırılarına maruz kaldıklarını, ama buna raðmen bu toprakları terk etmediklerin söylüyor. Bir gece önce onlar Türk devletinin ölüm kusan yüzlerce tonluk kazan bombalarına maruz kalmışlardı. Ama ne Bapir ne de diðer köylüler, bu saldırılarla topraklarından kopmayı düşünmüyor. “Kandil bizim için yaşam alanı, hiç kimse bizi buradan söküp atamaz. Ýran, Irak savaşı dahil bu daðları son elli yıldır hiç terk etmedik, etmeyeceðiz” diyor.

ÇOBANLIK DEDEDEN TORUNA DEVREDÝLEN BÝR MESLEK

Ýsmi Mıhemet Ali Bapir’di, doðum tarihinin 1930 civarlarında olduðunu söyledi. Ýki evlilik yapmıştı. 82 yaşındaki dedenin onun üzerinde kız ve oðlu vardı. Kaç torunu olduðu sorusuna gülümseyerek bilmediði yanıtını verdi. Çobanlık dededen kalan tek meslek ve geçim kaynaðıydı. Şimdi Kandil daðlarının yaylalarında torunlarıyla çobanlık yapıyordu. Çocukluðundan beri bu daðlarda, Kandil’in yüksek yayla yerlerinde yazları hayvanlarını otlattıðını söyledi. Havaların soðuması ile önce kendisini Kandil’in eteklerine bırakıyor, ardından sonbaharın sonlarına doðru da kendi köyü olan Sergeser’e baðlı Dervekotır’a giderek kışı orada geçiyordu. “Eskiden şehirler ile pek işlerimiz olmuyordu, ancak şehir yeni nesli bizden fazla sarıyor” diye sitemde bulunuyor.

EKONOMÝK EŞÝTSÝZLÝÐE ÝSYAN

Babir Güney Kürdistan’ın büyük bir bölümünde görülenin tersine, bugüne kadar peşmergelik yapmamış. Buna raðmen Kürt ve Kürdistan kavramlarına kutsallık derecesinde anlamlar yüklüyor. “Saddam’ın ordularına karşı Ranya, Kaledızê, Sengeser gibi yerlerde ilk önce biz silahlanıp savaştık. Onları Kürdistan’dan da biz kovduk” diyor. Güney Kürdistan’da çokça eleştirilen ekonomik eşitsizliðe o da isyan ediyor. “Kürdistan’dan çok kimse para kazanıyor. Ama biz yine fakir perişan halde kaldık ” diyor.

Daðlar ve savaş bir realiteye dönüşmüştü bu topraklarda. Hikâyelerde bunun kıyısında köşesinde ya biter ya da başlardı. M. Ali dedenin hikayesi daðlarda başlamış, bu daðlarda sürüp gidiyor. 82 yaşındaki Mıhamet Ali Bapir vasiyet gibi bir çaðrı yapıyor sonunda: “Her Kürt insanlıðını yitirmemek için topraklarına sahip çıkarak onurunu korusun.”