Cumartesi Anneleri: Provokatif üsluptan vazgeçin

Cumartesi Anneleri: Provokatif üsluptan vazgeçin

Cumartesi Anneleri, 67. gününde devam eden açlık grevleri için Başbakan Erdoðan'a seslendi, "Ölüm riskinin arttıðı kritik bir aşamaya gelinmesine raðmen grevcileri tahrik edici, provokatif üsluptan vazgeçin" dedi.

Cumartesi Anneleri, kayıplarının bulunması ve faillerinin cezalandırılması için 399. kez Galatasaray'da buluştu. Ellerinde kaybedilen yakınlarının fotoðrafları ve karanfillerle, kaybedenlerden hesap soran aileler, açlık grevlerine dikkat çekerek, Başbakan Erdoðan ve AKP Hükümeti'ne seslenerek, ""Ölüm riskinin arttıðı kritik bir aşamaya gelinmesine raðmen grevcileri tahrik edici, provokatif üsluptan vazgeçin" dedi.

Aileler bu hafta, 18 yıl önce kaybedilen Nihat Aydoðan'ın dosyasını açıkladı.

NÝHAT AYDOÐAN NASIL KAYBEDÝLDÝ?

Nihat Aydoðan, Mardin'in Midyat Ýlçesi'ne baðlı Doðançay Köyü'nde yaşıyordu. Korucu olmayı kabul etmeyen köylüler üzerinde büyük baskı vardı. Aydoðan'ın oðlu Fevzi Aydoðan, PKK saflarına katıldı. Baba Nihat Aydoðan bunu üzerine defalarca gözaltına alınarak, işkenceli sorgulardan geçirildi.

1993 yılında Fevzi Aydoðan'ın çatışmada öldüðü haberi üzerine, 31 Kasım 1994 tarihinde Aydoðanların evi basılarak, baba Aydoðan gözaltına alındı. Aydoðan, önce Midyat Karakolu'na ardından da, Mardin Jandarma Karakolu'na götürüldü. Ailesinin tüm girişimleri sonuçsuz kaldı, 39 yaşındaki Nihat Aydoðan'dan bir daha haber alınamadı.

Uzun yıllar sonra toplu mezarlarda eşini aramak isteyen Halime Aydoðan, Midyat Nüfus Müdürlüðü'ne başvurunca, nüfus kütüðünde eşinin ölü gösterildiði ortaya çıktı. "Ölüyse, ölüm tutanaðı nerede?", "Mezarı nerede?" soruları yanıtsız kaldı.

'EŞÝME NE YAPTINIZ?'

Bugünkü eylemde ilk olarak söz alan Halime Aydoðan, Kürtçe yaptıðı konuşmada 18 yıldır eşinin kemiklerine bile ulaşamadıklarını belirtti. Devlete, "Eşime ne yaptınız?" diye soran Aydoðan, "Öldürdüyseniz kemiklerimizi verin. Bir mezarımız olsun" dedi. Eşinin dışında ailesinden 4 kişinin da kayıp olduðunu anlatan Aydoðan, kayıplarının fotoðraflarını gösterdi, "Hesabını soracaðız" diye konuştu.

Halime Aydoðan, çezaevlerinde devam eden açlık grevleri karşısında hükümetin tutumuna tepki göstererek "Sizin vicdanınız bu kadar" dedi.

ÝHD Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına yapılan açıklamada, Aydoðan'ın kaybedildiði dönemde, Cumhurbaşkanı'nın Süleyman Demirel, Başbakan'ın Tansu Çiller, Ýçişleri Bakanı'nın Nahit Menşete, Genelkurmay Başkanı'nın Ýsmail Hakkı Karadayı, OHAL Valisi'nin Ünal Erkan olduðu hatırlatıldı. Açıklamada, "Bu isimleri Nihat Aydoðan'ın kaybedilmesinden sorumlu tutuyor ve yargılanmalarını istiyoruz" denildi.

'ÝNSANLIK ONURUNU SAVUNMAKTAN VAZGEÇMEYECEÐÝZ'

Açıklamada, 67. gününde devam eden açlık grevlerine dikkat çekilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı: "'Kayıplarınızın sorunu, kabinemin de sorunudur' deyip, dosyalarımızı Ankara'nın karanlık dehlizlerine terk eden Başbakan Erdoðan’ın, açlık grevlerinin 67. gününde ölüm riskinin arttıðı kritik bir aşamaya gelinmesine raðmen grevleri tahrik edici, provokatif üslubundan vazgeçmesini istiyoruz. Filistin mahpusların açlık grevini, 4. haftasında diyalogla çözen Ýsrail'in gerisine düşmekte beis görmemesi hep bu yüzden. Başbakan bilmeli ki, meşru haklarını almak için bedel ödemekten korkmayanlarla, boyun eðmedikleri için insan kalanlarla inatlaşmanın kazananı kendisi olmayacak. Çükü güç geçicidir, kalıcı olan insanlık onurudur. Biz kayıp yakınları ve hak savunucuları insanlık onurunu sahiplenmekten vazgeçmeyeceðiz."

Bugünkü eylemde söz alan kayıp Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun, kayıplarının "politik kimlikleri, dilleri" nedeniyle kaybedildiðine dikkat çekti, "Onlar, dillerine, kimliklerine sahip çıktılar. Bu nedenle devlet onları kaybetti. Bugün de cezaevlerinde binlerce tutuklu, kimlikleri için bedenlerini ölüme yatırdı. Devlet bu kadar kör ve çözümsüz. Ancak biz dün olduðu gibi bugün de yakınlarımızın yanındayız" diye konuştu.

AKP Diyarbakır Milletvekili Alev Eronat'ın açlık grevcileriyle yaptıðı konuşmayı hatırlatan Tosun, Eronat'a şöyle seslendi: "Sen hiç konuşma. Çünkü sen hırsızsın. Hatip Dicle'nin milletvekilliði düşürülünce, oraya seçildin. Seni oraya halk seçmedi. Para için gittin oralara. Şimdi de oturmuş, paranın, çayın, şekerin hesabını yapıyorsun. Sen nasıl bir insansın?"

Aileler, konuşmaların ardından 400. haftada buluşmak üzere eyleme son verdi.