Cumartesi Anneleri Buluttekin'in akıbetini sordu
Cumartesi Anneleri Buluttekin'in akıbetini sordu
Cumartesi Anneleri Buluttekin'in akıbetini sordu
Cumartesi Annelerinin adalet arayışları 438’inci haftasında devam etti. Eylemde konuşan Cumartesi Annesi Hanife Işık, Erdoğan’ın Mısır'da yaşanan katliamlara ilişkin değerlendirmelerine dikkat çekerek, "Her tarafa başbakanlık yapıyor. Ne zaman Türkiye için başbakanlık yapacak? Ne zaman kayıplarımızı açıklayacak? Ne zaman Roboski'yi açıklayacak?" diye sordu.
Cumartesi Anneleri, 438'inci kez Galatasaray Meydanı'nda biraraya geldi. Ellerinde karanfil ve kaybettikleri yakınlarının fotoğrafları ile "Failler belli kayıplar nerede?" pankartı açan Cumartesi Anneleri, kayıplar için adalet istedi.
Cumartesi Anneleri, bu haftaki eylemlerinde 23 Ağustos 1995 tarihinde Amed’in Kulp ilçesinde gözaltına alınarak kaybedilen Osman Buluttekin'in akıbetini sordu. Eylemde ilk sözü, 1995 yılında gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız aldı.
Sadece kendileri için değil, bütün dünya için burada oturduklarını söyleyen Yıldız, “Bizi 18 yıldır görmeyenler başka ülkeler için konuşuyorlar" dedi. Erdoğan’ın Mısır'da yaşanan katliamlara ilişkin değerlendirmelerine dikkat çeken Yıldız, "Her tarafa başbakanlık yapıyor. Ne zaman Türkiye için başbakanlık yapacak? Ne zaman kayıplarımızı açıklayacak? Ne zaman Roboski'yi açıklayacak?" diye sordu.
Erdoğan'ın seçim dönemine yakın bir dönemde kayıp yakınları ile görüştüğünü, ancak bu görüşmeden sonra kayıpların akıbeti konusunda herhangi bir gelişme olmadığına işaret eden Yıldız, "102 yaşındaki bir anneye yalan söyleyen bir Başbakan'dan ne beklenebilir ki?" diye konuştu.
Kayıp yakınları adına haftanın açıklamasını ise Sabire Özdemir okudu. Özdemir, gözaltında kaybetme suçunun korku ve dehşet salmak için bir savaş politikası olarak uygulandığını ifade etti. Daha sonra Osman Buluttekin'in kayıp hikayesini anlattı.
"Bu insanlık suçu 90'lı yıllarda siyaset, yargı ve yaygın medya işbirliği ile sistematikleşti" diyen Buluttekin'in karakola 100 metre mesafedeki evinin kendini polis olarak tanıtan 4 kişi tarafından basıldığını ve üzerinde pijamaları ile götürüldüğünü söyledi.
Özdemir, "Gözaltına alınmadan 3 ay kadar önce Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nden tahliye olan 6 çocuk babası Buluttekin'in sürekli tehdit telefonları aldığını söyleyen ailesi önce Kulp Emniyet Müdürlüğü'ne başvurdu. Emniyette anne Kariban Buluttekin'e 'Biz almadık, ama söz bulacağız' dediler. Ailenin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı" diyerek yaşananları aktardı. Özdemir, dönemin Kulp Kaymakamı Nuri Görsel Metin, Kulp Jandarma İlçe Komutanı ve Emniyet Müdürü ile Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Tansu Çiller'in de aralarında bulunduğu devlet yetkililerinin yargılanmasını istedi.