GÖRÜNTÜLÜ

Çiyayi: Sarayı yaptıranların başına yıkma zamanı gelmiştir

KCK Eğitim Komitesi Üyesi Rêzan Çiyayî, Türkiye’de 1 Kasım 2015 te gerçekleştirilecek olan genel seçimlere halkı katılmaya çağırdı.

KCK Eğitim Komitesi Üyesi Rezan Çiyayî, Türkiye’de 1 Kasım 2015’te gerçekleştirilecek olan genel seçimlere halkı katılmaya çağırdı. Çiyayî “7 Haziran seçimlerinde yüzde 13 ile Ankara’daki iktidarı bu kadar salladık, o zaman 1 Kasım seçimlerinde yüzde 23,33’lük katılımlarla, o kaçak Saray’ı kaçak yaptıranların başına yıkmanın zamanı gelmiştir” dedi.

KCK Eğitim Komitesi Üyesi Rêzan Çiyayî, 1 Kasım genel seçimleri için tüm yurtsever ve demokrat çevrelere şöyle seslendi:

7 Haziran seçimlerinin üzerinden çok uzun bir zaman geçmedi. 7 Haziran seçimlerinin ortaya çıkardığı bir sonuç vardı. 2014 yılı Ekim ayında toplanan MGK’da alınan bazı kararlar vardı: 7 Haziran seçimlerinden sonra özgürlük hareketini tasfiye kararı, savaş kararı burada alındı. Şimdi birçok siyasetçi, akademisyen soruyorlar 7 Haziran seçimlerinden sonra ne oldu da birden bire çatışmalar başladı. Aslında çatışmaların başlangıcı 7 Haziran sonrası 8 Haziran değil. Saray gladiosu Erdoğan’ın talimatları ile birlikte savaş 7 Haziran seçimleri öncesinde başlamıştı. Adana, Mersin başta olmak üzere birçok yerde HDP bürolarının bombalanması ve katliam girişimleri hala hatırlardadır. Ardından Amed mitinginde gerçekleştirilen patlama tam bir katliam girişimiydi. Kürtlere şu deniliyordu, ‘Siz barajı aşsanız da aşmasanız da seçimlerde alacağınız sonuç ne olursa olsun, biz savaşı başlattık.’ Aynı süreçte hava saldırıları da gerçekleştirildi.

7 HAZİRAN SEÇİMLERİ ÇATIŞMASIZLIK ORTAMINDA GERÇEKLEŞTİ

Özgürlük Hareketi’nin büyük sabrı, Türkiye halklarının eşit, özgür birlikte yaşama istemini sabote ettirmemek, AKP’ye bunu yaptırmamak için gösterdiği büyük sabır ve direngenlikle 7 Haziran seçimleri çatışmasızlık ortamında gerçekleşti. Yoksa Erdoğan ve AKP’nin planları 7 Haziran’dan öncede çatışmaların başlamasına dönüktü. En son HDP’nin Amed mitinginde gerçekleşen bombalama, anketlerle iş yapan AKP ve sarayın aslında yenilgisini anlayarak, seçimleri erteletebilir miyiz, geriye adım atabilir miyiz, iktidarı elde tutabilir miyiz sorusuna yanıt aramalarıydı. Özgürlük Hareketi’nin sağduyulu yaklaşımı, Kürdistani ve Türkiyeli demokrasi güçlerinin çabaları bu fırsatı onlara vermedi. Dolayısıyla 7 Haziran’da ortaya çıkan sonuç AKP’nin ve Saray’ın kaybettiği, Kürdistan Özgürlük Hareketi ile stratejik ittifaka giren Türkiyeli demokratik, devrimci güçlerin yükselişinin sağlandığı bir dönem oldu.

‘SONUÇ AKP VE ERDOĞAN’IN TÜM PLANLARINI ALT ÜST ETTİ’

Ortaya çıkan bu sonuç AKP ve Erdoğan’ın tüm planlarını alt üst etti. Dolayısıyla iktidarını kaybetmemek için koalisyon kurdurmamaktan tutalım da, bugün Suruç katliamının ardından aynı zihniyetin, aynı gladyonun bir ürünü olan Ankara katliamı ile bunu zirveye tırmandıran bir savaş konsepti ile karşı karşıyayız.

BİR SAVAŞ KLİĞİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ

7 Haziran seçimlerinin ortaya çıkardığı sonuçları bir yol kazası gibi göstererek, savaşı sadece Kuzey Kürdistan’da da değil Türkiye’nin başkentine de taşırarak Türkiye halklarına ‘tek iktidar seçeneği biziz, biz olmazsak savaş olur, kan gövdeyi götürür’ diyerek deyim yerindeyse ölümü göstererek, sıtmaya razı etme çabası içinde olan AKP ve Erdoğan çeteleri şimdi de halkımıza yeni bir şey dayatıyorlar. Kuzey Kürdistan’da halkımızın, il, ilçe merkezlerinde ilan ettikleri demokratik öz yönetimi sanki Türkiye parçalanıyor, parselleniyor diyerek Türkiye halklarına aslında demokratik çözümün anahtarı olan demokratik öz yönetim ve öz savunma direnişlerini tersinden göstererek bunu savaş gerekçesi yapan bir savaş kliği ile karşı karşıyayız.

ORTAK YAŞAM ZEMİNİ OLUŞTURULMALI

Demokratik öz yönetim, Türkiye’nin tüm sorunlarının kaynağı olan Ankara’daki savaş kliklerinin Türkiye ve Kürdistan üzerindeki diktatoryasına son vermek anlamına geliyor. Halkların, Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkezi, Gürcüsü, Pomakı ile ve ismini sayamadığımız halklarla birlikte, tüm dillerin, dinlerin-inançların ortak farklılıklarını koruyarak, kendi kendilerini örgütleyerek ortak bir yaşam zeminini oluşturmasıdır. Rojava devrimi bunu ortaya koydu. Bakurê Kürdistan’da gelişen demokratik öz yönetimlerin de halkların farklılıkları temelinde eşit, özgür, gönüllü, birlikte, kendi öz yönetimleri ile tartışarak çözecekleri; sevinçte ve yasta birlikte olacakları bir ortak yaşam zemini yaratmış oluyor.

ORTAK YAŞAMIN TEMELİNE KONULMUŞ BOMBA

Ankara’daki katliam Türkiye halklarının ortak ve birlikte yaşama iradelerinin temeline konulmuş bombadır. 7 Haziran seçimlerinde, Türkiye Kürdistan’daki seçim mozaiğinin bir bütün olarak HDP listeleri ile Meclis’e yansımasını sağladı, halklar mozaiği ortaya çıktı.

AKP ECEL TERLERİ DÖKÜYOR

7 Haziran seçimlerinde yüzde 13 ile Ankara’daki iktidarı bu kadar salladık, o zaman 1 Kasım seçimlerinde yüzde 23, 33’lük katılımlarla, o Kaçak Saray’ı, kaçak yaptıranların başına yıkmanın zamanı gelmiştir. Yüzde 13 ile bu kadar ürküp ecel terleri döküyorlarsa, yüzde 23’lük sandık oranı ile onları sandığa gömen halkın gücü nelere kadir olacağını hayal etmek zor değildir.

HESAP SANDIKTA SORULACAK

Seçimlerin demokratik bir ortamda gerçekleşmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar hatta seçimlere bir gün kala bile büyük katliamlara, çılgınlıklara başvurarak, seçimleri erteletmenin, yaptırmamanın, korsan hükümet kurmanın yol ve yöntemlerini arayabilirler. Yapmadıkları şey değil, 5 Haziran’da denedikleri buydu, 10 Ekim’de yaptıkları budur, bundan sonra da bu yolları deneyebilirler. Ama biz Türkiye ve Kürdistan halklarının, Türkiye ve Kürdistan devrimci, demokrat, sosyalist, demokratik, yurtsever güçlerinin tüm bu saray oyunlarını, entrikalarını, sokağa salınmış gladiyo çetelerinin döktükleri kanın hesabını da sandıkta soracaklarına inanıyoruz.

Bu temelde tüm özgürlük savaşçılarını, barış ve demokrasi şehitlerini bir kez daha anarken, anılarına olan bağlılığın bir gereği olarak tüm duyarlı insanları kendi oylarına sahip çıkmaya çağırıyorum. Şehitlerin hayallerini gerçekleştirecek olan tüm güçlere de başarılar diliyorum.