ÇHD: Çarpıtmalara son verin, talepleri kabul edin!
ÇHD: Çarpıtmalara son verin, talepleri kabul edin!
Çaðdaş Hukukçular Derneði (ÇHD) Ýstanbul Şubesi, açlık grevleriyle ilgili açıklamasında, "Yalanlara ve çarpıtmalara son verin. Talepleri kabul edin" dedi.
Çaðdaş Hukukçular Derneði (ÇHD) Ýstanbul Şubesi, Kürt tutsakların 50. gününe giren süresiz dönüşümsüz açlık grevine ilişkin yaptıðı açıklamada, AKP Hükümeti'ni eleştirerek, "Demokratik kitle örgütlerinin ve ilgili bilim çevrelerinin tüm uyarıları ve açık çaðrılarına karşın siyasal iktidar sorunu çözme yerine karalama, müdahale tehdidi, yok sayma ve geçiştirme tavrını sürdürmektedir. Bu yaklaşımdan ötürü birçok tutsaðın yaşamı tehdit altındadır" diye kaydetti.
Tamamı kısa bir süre içerisinde karşılanabilir talepler olmasına raðmen siyasal iktidarın sorunu çözmek yerine en yetkili aðızlardan müdahale tehdidinde bulunduðuna dikkat çeken ÇHD, çarpıtmalara deðindi: "Yine haklı ve meşru talepler kimin tarafından yazıldıðı bilinmeyen sözde aile mektuplarıyla karartılmaya çalışılmaktadır. Ölüm eşiðine gelmiş açlık grevlerine olan kamuoyu ilgisini azaltmak amacıyla direnişi bırakan yüzlerce tutsak bulunduðu söylemiyle kamuoyu manipüle edilmek istenmektedir."
'ÖLÜM ORUCU DÝRENÝŞLERÝ HATIRLANMALI; DERS ÇIKARILMALI'
ÇHD, 20 Ekim 2000-22 Ocak 2007 tarihleri arasında gerçekleşen ve 122 insanın yaşamını yitirdiði Ölüm Orucu Direnişi'nin hatırlanmasını isteyerek, "Bu süreçte sorunu yok sayma ve zorla müdahale tavrının bırakınız sorunu çözmeyi yüzlerce ölüme ve sakatlanmaya yol açtıðı görülmüştür. Müdahale tehdidinde bulunanlar, susanlar yaşamını yitiren 122 insanın yanında zorla müdahale işkencesinin sonucu sakat kalan 600 insan bir kez daha hatırlamalıdır. Bunun yanında faili meçhul aile mektuplarının, grevi bırakan tutsak yalanlarının devletin açlık grevlerine müdahalesinin bir parçası olduðu da unutulmamalıdır. Bu açıdan tarih bir kez daha tekerrür etmektedir. Şüphesiz, bir tekerrürden bahsedilecekse eðer, ödenen büyük bedellere karşın haklı olanın daima kazanacaðı da 20 Ekim 2000 Büyük Ölüm Orucu Direnişinden çıkarılması gereken bir derstir" ifadelerini kullandı.
'AKP TEHDÝDÝ BIRAKSIN; ADIM ATSIN'
Demokratik kitle örgütleri ve aydınlar başta olmak üzere toplumsal, siyasal ve sendikal muhalefetin ölümlere ortak olmamak için harekete geçmesi gerektiðine dikkat çeken ÇHD Ýstanbul Şubesi, şunları belirtti: "20 Ekim 2000 Büyük Ölüm Orucu Direnişinde sergilenen yanlış tutum terk edilmelidir. Siyasal iktidar yalan ve tehditlerine son vererek sorunu çözmelidir. Sorunun ana nedeni olan ve bugün açlık grevi direnişine kaynaklık eden tecrit başta olmak üzere siyasal tutsakların tüm talepleri derhal karşılanmalıdır. Herkese, tarihsel ve siyasal sorumluluðunu bir kez daha hatırlatıyoruz."
Çaðdaş Hukukçular Derneði (ÇHD) Ýstanbul Şubesi, Kürt tutsakların 50. gününe giren süresiz dönüşümsüz açlık grevine ilişkin yaptıðı açıklamada, AKP Hükümeti'ni eleştirerek, "Demokratik kitle örgütlerinin ve ilgili bilim çevrelerinin tüm uyarıları ve açık çaðrılarına karşın siyasal iktidar sorunu çözme yerine karalama, müdahale tehdidi, yok sayma ve geçiştirme tavrını sürdürmektedir. Bu yaklaşımdan ötürü birçok tutsaðın yaşamı tehdit altındadır" diye kaydetti.
Tamamı kısa bir süre içerisinde karşılanabilir talepler olmasına raðmen siyasal iktidarın sorunu çözmek yerine en yetkili aðızlardan müdahale tehdidinde bulunduðuna dikkat çeken ÇHD, çarpıtmalara deðindi: "Yine haklı ve meşru talepler kimin tarafından yazıldıðı bilinmeyen sözde aile mektuplarıyla karartılmaya çalışılmaktadır. Ölüm eşiðine gelmiş açlık grevlerine olan kamuoyu ilgisini azaltmak amacıyla direnişi bırakan yüzlerce tutsak bulunduðu söylemiyle kamuoyu manipüle edilmek istenmektedir."
'ÖLÜM ORUCU DÝRENÝŞLERÝ HATIRLANMALI; DERS ÇIKARILMALI'
ÇHD, 20 Ekim 2000-22 Ocak 2007 tarihleri arasında gerçekleşen ve 122 insanın yaşamını yitirdiði Ölüm Orucu Direnişi'nin hatırlanmasını isteyerek, "Bu süreçte sorunu yok sayma ve zorla müdahale tavrının bırakınız sorunu çözmeyi yüzlerce ölüme ve sakatlanmaya yol açtıðı görülmüştür. Müdahale tehdidinde bulunanlar, susanlar yaşamını yitiren 122 insanın yanında zorla müdahale işkencesinin sonucu sakat kalan 600 insan bir kez daha hatırlamalıdır. Bunun yanında faili meçhul aile mektuplarının, grevi bırakan tutsak yalanlarının devletin açlık grevlerine müdahalesinin bir parçası olduðu da unutulmamalıdır. Bu açıdan tarih bir kez daha tekerrür etmektedir. Şüphesiz, bir tekerrürden bahsedilecekse eðer, ödenen büyük bedellere karşın haklı olanın daima kazanacaðı da 20 Ekim 2000 Büyük Ölüm Orucu Direnişinden çıkarılması gereken bir derstir" ifadelerini kullandı.
'AKP TEHDÝDÝ BIRAKSIN; ADIM ATSIN'
Demokratik kitle örgütleri ve aydınlar başta olmak üzere toplumsal, siyasal ve sendikal muhalefetin ölümlere ortak olmamak için harekete geçmesi gerektiðine dikkat çeken ÇHD Ýstanbul Şubesi, şunları belirtti: "20 Ekim 2000 Büyük Ölüm Orucu Direnişinde sergilenen yanlış tutum terk edilmelidir. Siyasal iktidar yalan ve tehditlerine son vererek sorunu çözmelidir. Sorunun ana nedeni olan ve bugün açlık grevi direnişine kaynaklık eden tecrit başta olmak üzere siyasal tutsakların tüm talepleri derhal karşılanmalıdır. Herkese, tarihsel ve siyasal sorumluluðunu bir kez daha hatırlatıyoruz."
