Gündemden hiç düşmeyen Türkiye cezaevlerinde bu kez de anarşistler açlık grevinde. 1 Mayıs Ýşçi ve Emekçi Bayramı’na katıldıkları için "Toplantı ve Yürüyüşlere Silah veya 23. Maddede Belirtilen Aletlerle Katılma", "Kamu malına zarar verme" suçlarını işledikleri iddiasıyla cezaevine konulan ve ÖYM’lerce yargılanan anarşistler, bu hukuksuz yargılamayı protesto ederek başladıkları açlık grevlerinde üçüncü haftayı geride bırakıyor. Anarşistlerin avukatı Savran, ÖYM’lerin haksız mahkemeler olduðunu ifade ederek, “ÖYM’ler haksız ve hukuksuz biçimde soruşturma yürütmektedir” dedi.
1 Mayıs günü Şişli'de işyerleri ve bankaların camlarını kırdıkları gerekçesiyle Ýstanbul'da 14 Mayıs’ta çok sayıda ev ve işyerine düzenlenen baskınlardan 60’ı aşkın kişi gözaltına alındı. Kadıköy Paylaşma ve Dayanışma Derneði, 26A Kolektifi'nin Taksim'deki kafesi ve Devrimci Anarşist Faaliyet ile Paylaşma ve Dayanışma Derneði üyelerinin evlerine düzenlenen baskında gözaltına alınanlar arasındaki 15 anarşist tutuklanarak Metris Cezaevi’ne gönderildi.
Haklarında henüz iddianame oluşturulmamışken, 1 Mayıs 2012'de "Toplantı ve Yürüyüşlere Silah veya 23. Maddede Belirtilen Aletlerle Katılma", "Kamu malına zarar verme" suçlarını işledikleri iddiasıyla tutuklu olarak yargılanan 15 anarşistten 12’si bulundukları Metris 1 No'lu T Tipi Kapalı Cezaevi A-7 nolu koðuşta tutuklu yargılamaları protesto etmek amacıyla 11 Haziran’da 4’er kişilik gruplar halinde dönüşümlü olarak açlık grevine başladı.
Açlık grevine başladıklarını, Adalet Bakanlıðı'na gönderdikleri dilekçe ile duyuran Beyhan Çaðrı Tuzcuoðlu, Burak Ercan, Emirhan Yavuz, Hasan Savcı, Ýshak Tayak, Savaş Düzdaş, Sinan Gümüş, Oðuz Topal, Murat Gümüşkaya, Tayfun Kılıç, Umut Çelik ve Yenal Yaðcı isimli anarşistler, açlık grevlerini kamuoyuna da yazdıkları dilekçe ile duyurmuştu.
Söz konusu atılı suçlardan yargılanan insanlar Asliye Ceza Mahkemeleri'nce yargılanırken, kendilerinin, asılsız ve yetersiz delillere raðmen Aðır Ceza Mahkemeleri'nce ve Özel Yetkili savcılar tarafından hayali bir terör örgütü kapsamında deðerlendirildiklerini belirtmişlerdi.
SORUŞTURMA, AVRUPA ÝNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESÝNE AYKIRI YÜRÜTÜLÜYOR
Dosyadaki gizlilik kararı sebebiyle ne kendileri ne de avukatları haklarında sunulacak deliller hakkında bilgi sahibi olamazken, aynı anda dosyada gizlilik kararı verilmesi ve tutuklama tedbirlerine başvurulması, Avrupa Ýnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırılık teşkil ediyor.
Sorgulama sürecinde gözaltına alınan anarşistler, mülakat adı altında, avukat nezareti olmadan ve birbirilerini tanımamalarına raðmen "hayali terör örgütü" dahilinde birbirleriyle ilişkilendirilmeye zorlanmıştı. Gözaltı ve sorgulama sürecinde, ortada bir örgüt olmamasına raðmen, sadece terör örgütü üyelerinin faydalanabileceði bir yasa olan "Etkin Pişmanlık Yasası" bireylere dayatılarak ifadeleri alınmıştı. Tanımadıkları insanlar hakkında, baronun gönderdiði avukatların yanlış yönlendirmeleriyle asılsız ifadeler vermeye zorlanan anarşistlerin birçoðunun aileleri ise baronun gönderdiði avukatlar ve polis memurlarınca asılsız beyanlarla korkutulmuştur. Bazı avukatlar dosyanın “terör” kapsamında olduðunu öðrenince davadan çekilirken kimi avukatlar ise "Tutuklansın" diyerek avukatlık etiðine sıðmayan söylemlerde bulunmuşlardır.
8 AYLIK HAMÝLE EŞÝYLE BERABER GÖZALTINA ALINDI
14 Mayıs’ta yapılan operasyonlarda eşiyle beraber gözaltına alınan Yeryüzüne Özgürlük Derneði üyesi Umut Önder ANF’ye konuştu. Eşinin hiç 1 Mayıs’a katılmamasına raðmen 8 aylık hamileyken gözaltına alındıðını anlatan Önder, “Nezarete götürüldüðümüzde 50’yi aşkın kişinin gözaltına alındıðını gördük. Evlere ilk baskın düzenlediklerinde ‘terör örgütü adına mala zarar vermek’ iddiasıyla aldılar bizi. Daha sonra dosyada gizlilik kararı olduðu için ne ile suçlandıðımızı, tutuklanan arkadaşlarımızın ne ile suçlandıðını bilmiyoruz. ‘Terör örgütü adına mala zarar vermek’, ‘toplumda iðfal yaratmak üzere toplantı, yürüyüş kanununa muhalefet’ten suçlandıðımız söyleniyor. Ancak dosya gizli olduðu ve iddianame hazırlanmadıðı için daha hiç bir şey bilmiyoruz” diye anlattı.
‘DEVLETÝN ANARŞÝST HAREKETE ÝLÝŞKÝN BÝLGÝSÝ YOK’
Önder, “Polis, sorguda çok abuk sabuk sorular sordu” diyerek maruz kaldıkları ilginç sorguları şöyle aktardı: “Mesela Yeryüzüne Özgürlük Derneði’nin uluslararası terör örgütleri ile baðlantıları var mı? Anarşistler ileride parti kuracak mı?” Bu soruların devletin aslında anarşistlere ya da anarşist hareketlere ilişkin bir bilgisinin olmadıðının göstergesi olduðunu ifade eden Önder, diðer muhalif hareketlere yönelik yapıldıðı gibi sordukları sorularla kendi kafalarında yarattıkları biçime sokmaya ve bir örgütle baðlantılanmaya çalıştıklarını söyledi. Önder, “Bu operasyon ve tutuklamalar, yılanın başını küçükken ezelim misali anarşistlere bir gözdaðı verme amacı taşıyor” dedi.
Son bir haftada sosyalist siyasetçilere, basın çalışanlarına ve sendikacılara yönelik operasyonları da deðerlendiren Önder, anarşistlere yapılan operasyonunda bu operasyonların bir parçası olduðuna işaret ederek, “Mevcut siyasi iktidar, kendi gücünü, kudretini göstermek, muhalefeti sindirmek için bu tarz operasyonları hızlandırarak sürdürüyor” dedi.
AV. SAVRAN: SORUŞTURMA NORMAL SAVCILIKCA YÜRÜTÜLMELÝ
Açlık grevindeki anarşistlerin avukatlarından Mustafa Taylan Savran ise ANF’ye verdiði bilgide, soruşturmanın normal savcılıklar tarafından yürütülmesi gerektiðini ancak Özel Yetkili Mahkemelerce (ÖYM) yürütüldüðünü belirtti. Müvekkillerine istimna edilen suçun, “Kamu malına zarar vermek” ve “Toplantı, yürüyüş kanununa muhalefet” olduðunu hatırlatan Av. Savran, bunun da yargılamasının ÖYM’ler de deðil normal mahkemelerde yapılması gerektiðine vurgu yaptı.
ÖYM’lerin, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda belirtildiði şekliyle örgütlü suçlara bakabileceðine işaret eden Av. Savran, “Burada soruşturma ÖYM’de başlatıldı. Sorgu aşamasında ÖYM’de devam etti. Bu sırada dosyada gizlilik kararı sürdü. ÖYM ve Terörle Mücadele Kanunu (TMK) doðrultusunda gizlilik kararı konuldu dosyaya ve bizim bilgilere ulaşmamız da engellendi. Biz polisin, emniyetin bizimle paylaştıðı bilgiler çerçevesinde tutukluluðun haksız olduðuna ilişkin itirazlarımızı yaptık” dedi.
ÝTÝRAZ DÝLEKÇELERÝNÝN OKUNUP OKUNMADIÐI BELLÝ DEÐÝL
Ýki müvekkili ile ilgili tutuklu bulunmasına ilişkin itirazının reddedildiðini belirten Av. Savran, bu soruşturmanın ÖYM’ler de görülmemesine ilişkin itirazlarda da bulunduklarını dile getirdi. Bir müvekkilinin tutukluluk hali için daha itirazda bulunduðunu ve 1-2 hafta içerisinde yanıt geleceðini söyledi ve itiraz dilekçelerinin okunmadan otomatikman reddedilmiş olabileceðini ekledi.
Soruşturma kapsamında baro tarafından gönderilen bazı avukatların bazı kimseleri sadece terör örgütü üyelerinin faydalanabileceði bir yasa olan "Etkin Pişmanlık Yasası"ndan yararlanmaya yönlendirilmesi gibi bir durumla karşılaştıklarını dile getiren Av. Savran, 12 kişinin soruşturmadaki hukuksuzluðu protesto ederek başlattıkları açlık grevlerini sürdürmekte kararlı olduklarını belirtti.
ÖYM’lerin haksız mahkemeler olduðunu ifade eden Av. Savran, “ÖYM’ler haksız ve hukuksuz biçimde soruşturma yürütmektedir” dedi.