GÖRÜNTÜLÜ

Bülbül: Adıyaman'ı AKP ve DAİŞ'ten kurtaracağız

HDP Adıyaman Adayı Bülbül, Adıyaman’ın Kürdistan’ın kapısı olduğunu söyleyerek, "Adıyaman'da AKP ve DAİŞ kuşatmasını kıracağız ve Kürdistan’ın kapısını özgürleştireceğiz" dedi.

HDP Adıyaman Adayı Bülbül, Adıyaman’ın Kürdistan’ın kapısı olduğunu söyleyerek, "Adıyaman'da AKP ve DAİŞ kuşatmasını kıracağız ve Kürdistan’ın kapısını özgürleştireceğiz" dedi.

Adıyaman’ın AKP ve DAİŞ tarafından özel olarak seçildiğine dikkat çeken Bülbül, DAİŞ faaliyetlerinin devlet eliyle yürütülmesine tepki gösterdi. Vali, Emniyet Müdürü ve istihbaratçıların tutuklanmasını isteyen Bülbül, 1 Kasım Genel Seçimleri için, "Adıyaman’ı bu cani, ırkçı, katliamcı çetelerden kurtaracağız" dedi.

HDP Adıyaman Milletvekili Adayı Kemal Bülbül, kentteki DAİŞ faaliyetleri ve seçimlere ilişkin ANF’nin sorularını yanıtladı.

'DAİŞ ÇETELERİ, KERBELA’DAKİ KATİLLERDİR'

Öncelikle, DAİŞ çetesinin Adıyaman’ı üs haline getirmesi ve  devlet tarafından rahatça faaliyet yürütmesinin sağlanması hususunda neler söylemek istersiniz?

Yani aslında DAİŞ denen çetenin özellikle Kürdistan’da, Orta Doğu’da, Suriye’de nereden türediği, hangi amaçlara hizmet ettiği, hangi insanlık dışı, cani ve barbarca yöntemleri kullandığı konusunda dünya kamuoyunun, Türkiye kamuoyunun ve mazlum halkların bilgisi var. Bunun derinlikleri konusunda yeterince bilgi sahibi miyiz, denirse, burada bir eksiklik var. Genelden özele doğru gidecek olursak; Orta Doğu’da Kürdistan, Rojava'da, Bakur'da, Başur’da. Rojhilat’ta henüz bir faaliyetleri bulunmamasına rağmen dört parça Kürdistan’da ve Kürdistan’ın çevresinde DAİŞ çetelerinin organize planlı bir katliam yürütüyor olmalarının sebebi Kürt Özgürlük Hareketi'nin, PKK’nin, Kürt özgürlük önderinin ve Kürt halkının yaratmış olduğu destansı mücadelenin Orta Doğu’ya, dünyaya etkilerini kırmak, Türkiye’de ve Orta Doğu’da demokratik, siyasi, ahlaki ve insani gelişmelerin önünü kesmek ve Kürt halkı kendini yönetebilme becerisini edinmişken, Kürt halkı demokratik tecrübeler edinmişken, bu kadar kültürel ve siyasi birikim edinmişken bunu başlamadan bitirmek, bunu katletmektir. Sadece siyasi katliam değil, insani katliam, toplumsal katliam… Dolayısıyla bu cani barbar sürüsünün Kürt halkıyla, Kürt Özgürlük Hareketi ile bir davası var. Bu dava bunların gericiliğe, katliama, barbarlığa hizmet eden aklı ve özgürlüğe, eşitliğe hizmet eden akılla karşı karşıya gelme durumudur.

Orta Doğu’nun tarihine bir bakılacak olursa, gerek inançlar tarihi, gerek dinler tarihi, gerek halklar tarihi açısından hak ve hakkaniyet ve zulmün karşı karşıya geldiği bir tarihtir. Yası Kerbela orucundayız. Yası Kerbela’nın nereden geldiğini biz biliyoruz. Bu DAİŞ çeteleri Kerbela’daki katillerdir. Bunlar Muhammed Mustafa’nın amcası Hamza’nın göğsünü yarıp kalbini çıkarıp dişleyenlerdir. Bu çetelerin kökeni buradan gelir. Hak ve hakkaniyet politikasını yürütenlere karşı katliamcı, inkarcı, ırkçı bir politika yürütürler. Dolayısıyla bunlar Şah Hüseyin’in de katilleridir. Biz Şah Hüseyin’in, Masum-u Paklar'ın yoldaşı, izleyicisi ve onun davasının sürdürücüleriyiz. Böyle olunca bizim karşımızdaki DAİŞ çeteleri de o katliam sürecinden gelenlerdir. İşin tarihi kökeni böyledir.

'ADIYAMAN ÖZEL SEÇİLMİŞTİR'

Adıyaman’ın seçilmesinin özel bir nedeni var mı?

Adıyaman sadece Adıyaman değil. Adıyaman; Diyarbakır, Urfa, Antep, Maraş, Malatya, Elazığ, Dersim hattı üzerinde çok etkili bir yerdir. Coğrafi olarak, toplumsal olarak insani olarak çok etkili bir yer. Bu etkiyi kırıp kendi içine boğmak, Adıyaman halkı DAİŞ’i sanki kendi üretiyormuş gibi bir suçluluk psikolojisi yaratarak o suçluluk psikolojisiyle içe kapanmayı sağlamak. Onun dışında 'Bak Adıyaman’dan DAİŞ çıkıyor, o vakit Adıyamanlılar AKP’lidir' gibi Osmanlı oyunlarıyla Adıyaman’ın kuşatmasına devam etmek istiyorlar. Adıyaman’ın seçilmiş olmasında bir kasıt var. Adıyaman, Kürdistan’ın kapısıdır. Kürdistan’da AKP’den, ırkçı devletten tesellisi düşmüş örgütlü bir Kürdistan halkı gerek siyasal tercih açısından, gerek parlementer siyaset, gerek demokratik siyaset, gerekse de yerellerde öz yönetim diye adlandırdığımız tüm çerçeveler açısından uyanmıştır. Kürdistan halkı kendi önderliğine, kendi özgürlük hareketine bağlı yürüyen bir toplum. Dikkat ederseniz, 7 Haziran seçimlerinde Diyarbakır’da 10'a 1 oldu. 1 Kasım seçimlerinde o 1 de alınacak. Adıyaman’a geldiğimizde durum biraz terse dönüyor sebep? Adıyaman halkı mazlum ve emekçi.  Emeğiyle geçinen mazlum Adıyaman halkının dini, İslami ve kültürel değerlerini hem AKP, hem devlet, hem de bunlarla işbirliği içinde olan bu DAİŞ çeteleri kullanıyor. Sokakta işsiz, güçsüz dolaşan ekmeğe muhtaç çocukları alıp bunların kutsal duygularını sömürerek adete robotlaşmış bir kişilik yaratmış. Uhrevi, dünyevi olmayan yani dünyadaki maddi, kültürel, inançsal değerlerle alakası olmayan, öbür dünyayı da anlamayan, bilmeyen  bir insan tipi üretilip, bu insanlar da canlı bomba haline getirilip insanların üzerine salınıyor. Bunlar Adıyaman’ı bir kale olarak adlandırıyorlar .

'EMNİYET MÜDÜRÜ, İSTİHBARATÇILAR TUTUKLANMALI'

Adıyaman Valisi ve emniyetinin DAİŞ faaliyetlerine göz yummasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Adıyaman’da devlet ve istihbarat eliyle yürütülen bir politika var. Bu da belgeli polisin kendi yaptığı telefon dinlemelerinden tutun burada sizlerin yaptığı röportajlar, sizlerin görüştüğü kişiler, siyasetçilerin hazırladığı raporlar ayan beyan ortada. Adıyaman Valisi yargılanmalı. Emniyet Müdürü görevden alınmalı. İstihbarat yetkilileri yargılanmalı hatta tutuklanmalı. Sebep? Sebep ortada. Bu canileri Suriye’ye gönderiyorlar, orada DAİŞ tarafından eğitiliyor, akabinde buraya geliyor ve katliam yapıyor. Adana, Mersin, Suruç, Diyarbakır ve Ankara katliamları… Son beş ay içerisinde beş katliam. Ve bu konuda hala 'devletin güvenlik zaafiyeti yoktur', 'canlı bombanın kim olduğunu biliyoruz ama eylem yapmadan yakalayamayız' tarzında söylemleri oluyor. Utanç verici, ahlak dışı bir şey bu. Ne demek bu? 'Gidin bombalı eylem yapın' demek! Bu, eylemlerin önünü açmak. Öte yandan sadece slogan attığı için, sadece basın açıklamasına katıldığı için, sadece parti çalışmasına katıldığı için uyduruk ve komik gerekçelerle gözaltına alınan, tutuklanan, işkence edilen insanlarımız var.  Be hey utanmazlar… Be hey ahlaksızlar… DAİŞ ile ilgili bu kadar belge, bu kadar katliam var.

Adıyaman’da bir çocuğa sorun size evlerini, iş yerlerini gösterir. Bununla da kalmaz. nerede örgütlendiklerini, grubun adını, bireylerin adını söyler. İlkokul çocukları bile biliyor. Kocaman vali, sen ne diye oturuyorsun orada? Senin yetkilerin nedir, görevin nedir? Katliamı mı sağlamak, halkın güvenliğini mi sağlamak?

Adıyaman Emniyet Müdürü ve emniyet görevlileri biz bir basın açıklaması yapmak istediğimizde bir adım yürütmüyor bizi. Neymiş? Gösteri ve yürüyüş yasağı varmış. Gösteri yürüyüşleri yapmak yasak, katliam yapmak serbest. Katliam yapmak serbest, katliamı eleştirmek yasak. Katliam davası ile ilgili yayın yasağı getiriyorlar. Siz neyin üstünü örtmek istiyorsunuz? Bu katliamdaki ortaklığınızın mı? Bu katliamda parmağınız, eliniz, kolunuz değil, gövdeniz, beyniniz ve aklınız var. her şeyinizle işin içindesiniz. Bunu dünya kamuoyu da biliyor. İşte bu yüzden Adıyaman halkını özgürleştirmemiz gerek.

Bakanların aymazca ve ahlaksızca açıklamaları var. 102 kişi ölmüş, 300’ü aşkın yaralı var; utanmadan 'güvenlik zaafiyeti' yok diyorlar. 'Güvenlik zaafiyeti yok' demekle ne demek istiyor biliyor musunuz? Katliamcılar için güvenlik zaafiyeti yok demek istiyor! Katliamın yapılması için güvenlik tedbiri almışlar, ondan söz ediyor! Yoksa bizim için neden güvenlik tedbiri alsınlar ki... Fakat şunu da belirtmek istiyorum; her köyde, kentte, sokakta insanlar bunun farkında. Bunun için gerekli dersi de verecekler.

'ADIYAMAN'I CANİ, IRKÇI ÇETELERDEN KURTARACAĞIZ'

1 Kasım'da bu yaşananlara cevabınız ne olacak?

7 Haziran seçimlerinde bu kalede iyi bir burç açtık. 1 Kasım seçimlerinde ise bu burcu büyüterek Adıyaman’ı bu cani, ırkçı, katliamcı çetelerden kurtaracağız. Adıyaman belediyesi neden HDP’de ya da DBP’de değil? Bunun hesabını ve özeleştirisini vermek zorundayız. Pir Seyit Rıza’nın deyimiyle “Ayıptır, günahtır, yazıktır…” Kahta Belediyesi'nde falan üç beş çapulcu, hırsız, dolandırıcı gelmiş Adıyaman halkına bir hegemonya sağlamış. Bu hegemonyayı kıracağız. Bu hegemonyayı birkaç türlü kıracağız. Bir, Alevi toplumunun kendi inançsal, kültürel değerlerine sahip çıkmasıyla; iki, Sünni toplumunun sahiden Sünni hak önderlerinin tarihe destan yazmış, zulme karşı direnerek şehit olmuş  Ebu Hanefi’nin yolundan gitme becerisini göstermesiyle. Dolayısıyla bütün inançların gittiği nokta hak ve hakkaniyettir. Yöntemler türlü türlüdür. Kimi namazla gider kimi niyazla gider.

AKP’nin Adıyaman halkına yönelik politikasını nasıl görüyorsunuz?

Burada bir ayrıştırma söz konusu Alevi köylerine gidiyorsunuz yol yok, su yok , toz toprak içerisinde.  AKP’ye oy vermiş köylere gidiyorsunuz parke döşenmiş, asfalt yapılmış, su götürülmüş, hizmet götürülmüş. Burada halkları da birbirinden ayırma, inanç gruplarını da karşı karşıya getirme gibi bir politika da var. İşte bu zihniyeti burada hakim kılabilmek için bir paravan çete lazım. Bu da DAİŞ çetesidir. Adıyaman halkı mazlum bir halktır. Adıyaman halkının adının DAİŞ gibi cani, ırkçı, barbar bir çete ile özdeşleştirmek Adıyaman halkına hakarettir. Biz bunu gittiğimiz her yerde de söylüyoruz.

Biz bu kuşatmayı kıracağız. Burada hangi sokakta, hangi mahallede ne amaçla kimler örgütleniyor, bu örgütlenmeyi kim yapıyor, valinin, emniyetin, MİT’in rolü nedir ne değildir bunların hepsini biliyoruz. Bunu zaman içerisinde ifşa ederek, hakikati ortaya dökerek gidereceğiz.

'DEVLET ELİNİ HER ŞEYDEN ÇEK!'

Siz, Adıyaman’da nasıl bir siyaset izleyeceksiniz ?

Adıyaman siyasetine halkla birlikte bir seviye kazandırmak, Adıyamanın farklı kimlikleriyle yaşatmak istiyoruz. Burada Süryaniler var, kilise var, Aleviler ve cemevleri var. Sünniler ve camiler var. Devlet Adıyaman'daki farklı kimliklerin hepsini kuşatma altına almış. Ne diyor? 'Benim Alevim, benim Kürdüm ya da benim Süryanim olacaksın.'

Devlete sesleniyorum: Elini her şeyden çek! Artık kimse seni sevmiyor. Teşhir olmuşsun. Kana bulanmışsın, her tarafından irin akıyor. İğrenç olmuşsun ve kokuyorsun. Utanmıyor musun? Artık rezil olmuşsun. Bari biraz rezaletten arın. Bari biraz onurlu ve ahlaklı ol. Aynı şekilde devlet kurumları; valisinden tut başbakanına… Hani diyorlar ya, bakanlar neden istifa etmiyor? Bakanlardan önce Adıyaman’da bu DAİŞ’i organize eden devlet yetkilileri bir teşhir edilsin ve görevden alınsın da görelim, ondan sonra bakanlara gidelim.

Esnafından tut üreticisine, tüm Adıyaman halkı ekonomik anlamda bir kuşatma altında. Adıyaman üretim noktasında çeşitli kaynaklara sahip, bir turizm cenneti fakat devlet hiçbir şekilde destek olmuyor. ne bir tarım politikası var ne de  buna benzer bir kalkınma politikası. Adıyaman halkı resmen kaderine terk edilmiş durumda. Biz bu kuşatmaları kırdığımızda Kürdistan’ın kapısı özgür, rahat girilen bir yer olacak.

Adıyaman’ın Mehmet Emin Taştan gibi bir şehidi var. Kürdistan’da demokrasi mücadelesi yürüten ve şehit düşen ilk isimlerden biridir. Sadece Mehmet Emin arkadaş değil Adıyaman’da bu uğurda adını sayamayacağımız kadar çok hakka yürümüş canlarımız var.

Adıyaman halkı, Diyarbakır halkı gibi, Lice halkı gibi, Suriçi halkı gibi, Gever halkı gibi, Nusaybin halkı gibi kendi inançsal, tarihi ve siyasi değerlerine sahip olacak.