Son Dakika: PKK sonuç bildirisi açıklandı: PKK adıyla yürütülen çalışmalar sonlandırıldı

Brüksel sokaklarında sessizlik, endişe ve kuşku hakim...

Brüksel’de günlük yaşam olağan akışından çıktı, güvenlikçi uygulamalar öne çıktı. Endişe, korku, sessizlik, kuşku, bıkkınlık ve öfke iç içe. Sokaklar sakin ama ıssız değil. Her zamanki yoğunluk yok.

Brüksel’de günlük yaşam olağan akışından çıktı, güvenlikçi uygulamalar öne çıktı. Endişe, korku, sessizlik, kuşku, bıkkınlık ve öfke iç içe. Sokaklar sakin ama ıssız değil. Her zamanki yoğunluk yok.

Belçika'da Paris'tekine benzer bir saldırı endişesiyle güvenlik önlemleri maksimum seviyeye çıkarıldı. Yetkililer her an bombalı ve silahlı saldırı olabileceğini belirterek, 21 Kasım Cumartesi'den itibaren olağanüstü tedbirler devreye koydu. Başkent Brüksel'de metro ulaşımı durduruldu, alışveriş merkezleri, okullar, sinemalar ve spor kompleksleri kapılarını kapattı.

Tarihi meydan Grand-Place'a zırhlı askeri araçlar konuşlandırıldı, ellerinde savaş silahlarıyla askerleri ve çevik kuvvet polisleri sokaklara çıktı. Raylardan tank yüklü trenler geçti.

Pazar akşamı, Brüksel merkezi ve en az altı komün ile Charleroi kentinde operasyon düzenlendi. Federal polis, medya ve sosyal ağ kullanıcılarını operasyona ilişkin anlık bilgi verilmemesi için uyardı. Toplum genel itibariyle bu çağrıya uydu.

Pazar akşamı ve Pazartesi sabahı yapılan operasyonlarda 21 kişi gözaltına alındı. Ancak 13 Kasım'daki Paris katliamı ardından aranan Salah Abdeslam isimli şüpheli yakalanamadı. Darbeler ve anti demokratik rejimlerde alışık olunan görüntüler, Brüksel sokaklarına da yansıdı.

SOKAKLAR SAKİN AMA ISSIZ DEĞİL

Günlük yaşam olağan akışından çıktı, güvenlikçi uygulamalar öne çıktı. Bazıları asker ve polis varlığını güven verici bulsa da, bu durumun uzamasının hem tedirginliği hem de tepkileri arttırdığı gözlemlendi.  

Meydanları bırakmak istemeyen insanlar, endişeli bir şekilde evlerinde bekleyenler ve yöneticilerin Ortadoğu politikalarından rahatsızlık duyanlar, bu sıradışı görüntüler karşısında yaşananları yeniden düşünmeye başladılar. Bıkkınlık başladı, korku da var, öfke de.

Paris katliamı, saldırı tehditleri ve tırmandırılan gerilim, siyasetçilerin niyetleri konusunda da sorgulamalara yol açtı. Brüksel sokaklarında karşılaştığımız insanlar, çelişkilerle dolu bu manzara karşısında tepkilerini dile getirdiler.

Eğitimi aksayan üniversite öğrencileri, emekliler, işine gidemeyen işçi ve memurlar ve bu sokakların alışılmış ziyaretçileri olan turistler, hem endişelerini, hem şaşkınlıklarını, hem de kuşkularını ifade ettiler.

“EVİMİZDE KALACAK DEĞİLİZ!”

Bir üniversite öğrencisi, “Paris saldırılarından beri Belçika’da yaşam daha sıkıntılı hale geldi” diyor. Diğer öğrenciler gibi o da okula gidememiş ama korkmadığını söylüyor: “Kişisel olarak, Belçika’da korkuyu burada çok hissetmiyoruz. Hayır korkmuyorum. Böyle oldu diye evimizde kalacak değiliz!”

OLİVİER: ABSÜRT BİR DURUM, TAM BİR MANİPÜLASYON VAR

50 yaşındaki Olivier, Brüksel’in tarihi meydanı Grand-Place’da eşiyle birlikte gezerken, karşılaştığı bu güvenlik önlemlerini absürt bulduğunu söylüyor.

O da “terörist tehdit” nedeniyle işine gidememiş. Olivier, “Yaşanan durumu absürt buluyorum. Bu bir hafta, 15 gün, bir ay sürebilir” diyerek bir manipülasyon olduğuna dikkat çekiyor.

“Batılı hükümetlerin her şeyden haberi olduğuna inanıyorum. ABD ve Avrupa’nın yürüttüğü tam bir manipülasyon var. ABD’nin bir savaş yürütmek, Amerikan sanayisini buraya taşımak için Avrupa topraklarına indiğini düşünüyorum. Avrupa’nın yolsuzluğa bulaşmış seçilmişleri de kendi iktidarlarını korumaya çalışıyor. Ekonomide 30 yıldır süren başarısızlıklarını kabul etmiyorlar. İspanya, İrlanda ve İtalya başta olmak üzere tüm Avrupa’da halklar için bir felaket var. Burada kendi halkı için iyi bir iş yapan hükümet yok. Tüm bu güvenlik önemleri, düşünceleri manipüle etmek içindir. Korku işe yarıyor. Televizyonlar bir şeyden bahsetmiyor. İslam Devleti (DAİŞ) diyorlar, ama kim finanse ediyor, kim silahlandırıyor, kim eğitiyor, bunlardan söz eden yok.”

Belçika hükümetinin dış politikasından memnun olmadığını ifade eden Olivier, şöyle devam ediyor: “İnsanlar için yapılan bir şey yok. Sosyal politika yok. En yüksek vergileri veriyoruz ama hiç kimse için bir şey yok. Endüstri kalmadı, altın rezervi kalmadı. Bir yıkım var. Elimizde mirasımız ve tasarruf sandığımız kaldı. Bunları da almak için ne yapmaları gerekecek? Vergiler arttırılacak, ücretler düşürülecek.”

EMEKLİ FİRMAN: KENTİMİZİN DURUMU ÜZÜNTÜ VERİCİ

Bir yıl önce emekli olan Firman da eşiyle birlikte sokakları terk etmiyor. “Hükümetimizin ne yaptığını bildiğini umuyorum” diyen Firman, “Umarım ki hızlı bir şekilde son bulur, bu haliyle kentimizin durumu gerçekten üzüntü verici” diye ekliyor.

Firman şöyle konuşuyor: “Biraz dikkat etmek gerekiyor ama yaşamı da doğal olarak sürdürmek gerekiyor. Sokakları terk etmiyoruz, gördüğünüz gibi geziyoruz. Korkmamak gerekiyor. Paris’te de 8 yıl, (saldırıya uğrayan) Bataclan’ın yakınında yaşadım. Yaşamaya devam edeceğiz, bunu hiçbir şey durduramaz.”

SOFİ: İNSANLAR GÖZLERİNİ AÇMALI

Fransa’nın Montpellier kentinde Brüksel’e gezmeye gelen Sofi, korkmadığını söylüyor. Bir restoranda çalışan Sofi, “Dahası bu durum, diğer ülkelerde yaşananlara ilişkin gözlerin biraz açılmasını sağlıyor. Ortadoğu’da yaşananları hatırlatıyor. Hiç kimsenin güvenlikte olmadığını düşündürtüyor. Dış dünyaya, başkalarının yaşadıklarına gözlerimizi daha fazla açmamız gerekiyor. İnsanlar neden Suriye’den çıkıyorlar, neden buraya sığınıyorlar, bunları görmemiz gerekiyor” diye konuşuyor.

Ancak biraz korkunun da olduğunu kabul eden Sofi, bir şeylerin değişmesini umut ediyor.

“Bu yaşananlar gerekten bir şeyler değiştirir mi bilemiyorum ama öyle umuyorum. Benim çevremde ve sosyal ağlarda insanlar artık bir şeyler söylüyorlar, neden insanların savaştan kaçtıklarını sorguluyorlar. Umarım bu bir şeyleri değiştirir. Şunu düşünüyorum; eğer saldırılara maruz kalıyorsak, biz de ülkelere saldırdığımız içindir. Neden saldırıyoruz? Orada ölen insanları kurtarmak için mi? Bu biraz bumeranga benziyor. Bir noktadan sonra orada hayatını kaybeden insanları kurtarmak için harekete geçmek gerekiyor.”