Bölek’in bıraktığı mesaj: Süreci belirleyecek olan...

Yürüttüğü ölüm orucunun 288’inci gününde hayatını kaybeden Grup Yorum üyesi Helin Bölek, Mezopotamya Ajansı’na verdiği son demecinde, bu süreci belirleyecek olanlara işaret ediyordu.

Gebze M Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulduğu sırada açlık grevine giren Helin Bölek, eyleminin 152’nci gününde tahliye edilmişti. Ancak Bölek, Sarıyer’deki Direniş Evi’ne eylemini sürdürmeye karar vermişti.

Aynı dönemde açlık grevi yürüten İbrahim Gökçek de Silivri 9 No'lu Kapalı Cezaevi’ndeyken, eyleminin 251’inci gününde tahliye edilmişti. Gökçek de, Helin Bölek gibi, eylemini Direniş Evi’nde sürdürdü.

Bölek, henüz Direniş Evi’ndeyken Mezopotamya Ajansı’na verdiği demeçte, neden eyleme başladıklarını şöyle anlatıyordu:

“Bunca sorunlara rağmen beni ayakta tutan şey direnme kararlılığımdır. Dört nedenden dolayı eyleme başladık. Bir, konser yasaklarımız kaldırılsın. İki; İdil Kültür Merkezi’ne düzenlenen baskınlara son verilsin. Üç; bizlere yönelik komplo davalar düşürülsün. Dört; terör listelerinden isimlerimiz kaldırılsın. Biz direnme kararı aldığımızda aslında zaferi de kazandık, Çünkü başından beri Grup Yorum’u susturmak ve sindirmek üzere kurulu bir politika söz konusuydu. Ama biz bu son hamleyle birlikte bunu tamamen boşa çıkardık. Grup Yorum’u susturamayacaklarının, susturmanın mümkün olamayacağını, yeri geldiğinde bedenimizi ortaya koyan bir direniş sergileyeceğimizi ve asla teslim olmayacağımızı da somut bir örneğini sergilemiş olduk.”

Bölek, eylemlerine haklı talepler doğrultusunda başladıklarını ve bu taleplerinin karşılanmasını defalarca yinelediklerini söylerken, şunları ekliyordu:

“Başından beri karşılanması gereken taleplerdir bunlar. Ama bunların karşılanması için dilenmeyeceğiz. Öyle ya da böyle zaten karşılanacak bu talepler. Haklı olanın karşısında hiçbir güç bu zamana kadar duramamıştır, bundan sonra da duramaz" ifadelerini kullanmıştı.

Kamuoyuna da seslenen Bölek, şunları belirtiyordu: "Sadece açlığın kendisi başlı başına bir kazanım değildir şüphesiz. Açlıkla beraber bu süreci örmek ve örgütlemek temelindedir kazanım. Kazanımları getirecek olan bu örgütlülüktür. Yani, bu süreçte sonucu belirleyecek olan da aslında bizi dinleyenlerin, bizi sevenlerin bizim için bir şey yapanların omuzlarında biraz ağır bir yük olmuş oluyor. ‘Bu sürecin yükü sizin omuzlarınızdadır' demiş gibi oluyoruz ama gerçekten de böyledir. Mesele sadece bizim için bir şey yapmakta değil. Aslında kendiniz için de tüm adaletsizlikler için de hukuksuzluklar için de bir şey yapmaktır. Mutlaka bedeller olacak ama bu bedelin ne kadar ödeneceği aslında sürecin sürdürücüleri tarafından belirlenecektir. O yüzden herkesi sesimize daha çok ses olmaya davet ediyorum.”