Biz terk ettik, gerilla etmedi!
Biz terk ettik, gerilla etmedi!
Biz terk ettik, gerilla etmedi!
"Bırakmak zorunda kaldık, anamızı babamızı. Yoksa hepimiz ölecektik. Dağda bin kez öpüp, vedalaşıp bıraktık onları ölüme. Öyle devam ettik yolumuza. Ama PKK bırakmadı. Güvenlik koridoruyla bizi geçirdikten sonra, dağa dönüp analarımızı, babalarımızı, yaşlılarımızı, süt veremediğimiz için ölüme terk ettiğimiz bebeklerimizi alıp getirdi. Evladın terk ettiği anayı, gerilla terk etmedi!"
Şırnak'taki Aktarım Yerleşkesi'nde öğle yemeği sonrası, Xelef'ten bahsediyorlardı. Tanık olduklarını aktarabilen az sayıda insan var. Xelef içine düştüğü ateşi, toplumunun kaderini biraz öfkeli ve mücadele azmiyle anlatıyordu.
Oturduk, sohbet ettik. İlk değil, son da olmayacak bir katliamın bugününe şerh düşmek için...
"30 YIL ÖNCE MİDYAT'TAN KAÇTIK, BUGÜN YİNE GERİ DÖNDÜK"
1981 Midyat doğumlu Xelef Êvdo, 15 yıldır eşi ve çocuklarıyla Almanya'nın Hamburg kentinde yaşıyor. Ekonomi alanında eğitim almış, ticaretle uğraşan genç adam, 1,5 yıl önce Şengal'e dönmüş.
Ezidilerin tarih boyu uğradığı katliamlar nedeniyle, yok edilmeye çalışılan halkına faydalı olmak için projeleri, fikirleriyle Avrupa'yı geride bırakmış.
"Ailem ben çok küçükken Midyat'tan göç etmiş Şengal'e. Toplumun din baskısı nedeniyle göçen onlarca ailenin hikayesi gibi aslında. Kaçtık, Müslümanlaştırılmak istemediğimiz için yurdumuzu terk ettik. Ancak bugün, kaçtığımız yere geri döndük."
Her ne kadar, "IŞİD Müslümanları temsil etmiyor" deniliyor olsa da, tarih boyu Müslümanların katliamına maruz bırakılmış bir halkın kendi topraklarında bir o yana, bir bu yana sürüklenmesi, bir Müslümandan diğer Müslümana sığınması duygusal olarak travmatik bir süreç. Êvdo, bu sürecin son 30 yıllık tanığı olmakla birlikte, toplumsal tarihine de oldukça hakim ve sünnileştirme politikasına karşı olmasının kendisine dedelerinden kalan bir miras olduğunu düşünüyor.
"PEŞMERGEYE GÜVEN VARDI!"
Ailesi 90'ların başında Almanya'ya yerleşince, yeni bir hayat kurup, Midyat ve Şengal'i geride bırakıyorlar. Eşi Kurde ile Almanya'da evleniyorlar. 2 çocukları oluyor. Ekonomi mezunu Êvdo, tarihine ve toprağına sadakatini 1,5 yıl önce Şengal'e geri dönerek yaşatmak istiyor. Ezidi halkının tarih ve kimliği adına projeler geliştiriyor. Yeni fikirler üzerine çalışıyor. Ancak, Kürdistan'ın bu kadim halkının çok yakın bir zamanda kıyımdan geçeceğinden habersiz...
"Esasında, IŞİD'in yakın bölgelere saldırıları arttığında, dini kimliğimizden ötürü bize de yöneleceklerini düşünmüştük. 1 ay önce gerçekleşen saldırıdan önce çevre kasaba ve köylere sivil Arap halkı yerleşti. Til Hezir'de yaşıyordum, oraya bir saldırı oldu ve birçok insan çevre şehirlere kaçtı."
Katliamın bu boyutta olacağını tahmin edip, etmediğini sorduğumda "Ama peşmergeye güven vardı!" diyor Êvdo.
"PEŞMERGE YALAN SÖYLEMESEYDİ 10 BİN KİŞİ YAŞIYOR OLURDU"
O anları sormak zor. Ancak Xelef Êvdo, anlatmak istiyor:
"İlk gece saatlerce çatışma yaşandı. Biz Şengal Dağı'na kaçtık. Peşmerge savaşacak ve geri döneceğiz diye dağlara sığındık. Çatışmalar dağa da sıçradı. Ortaçağ'daki savaşlar bugün filmlerde tasvir edildiğinde görünen o vahşi savaş görüntüleri yaşanıyordu gözümüzün önünde. Peşmergenin kaçtığını gördük ancak bize gelip 'Silahlarımız tükendi, bekleyin, silah alıp geleceğiz' dedikleri için Şengal'i terk etmedik. Bize 'kaçın, canınızı kurtarın' demediler. Demiş olsalar, yalan söylememiş olsalar en az 10 bin insan şuan yaşıyor olurdu."
Daha fenası, ihanete uğradığını düşünüyor Êvdo ;
"Bizi sadece terk etmediler, var olan silahları da alıp götürdüler. Bu çeteler canavardan beterdi. Silahsız karşılarına çıkmak imkansız. Bekledik ki peşmerge geri gelsin, gelmedi. İşte o sırada, çok insan öldü."
"4 KADIN DAĞDAN ATLAYARAK İNTİHAR ETTİ"
Binlerce insan dağda yürüyor, aç ve susuz, yaralılar var, şoka girmiş koca bir halk. Tarifi meşakkatli...
"Dünya kadar ölü vardı. Kadınları, çocukları, yaşlıları ve yaralıları korumak için erkekler olarak bir kaç yüz metre önde siper yaptık. Fakat, çetelerin ajanları bizim aramızda da vardı. Gece yarıları dinlenirken, kaçırılıp öldürülen hep öncülerimiz oldu."
Halkın içine sızan çete üyeleri, 15 kişiyi kaçırdıktan günler sonra serbest bıraktı. Kaçırılıp daha sonra serbest bırakılanlar arasında 4 de kadın var;
"O kadınlar aramıza geri döndükten kısa bir süre sonra, kendilerini dağdan atarak intihar ettiler. Bu 4 kadının çok ciddi işkence ve tecavüzden geçtiğini düşündüğümüz için, intiharların sebebini de buna yorduk. Yol boyu biz öndeki siper grubu, vahşetin izlerini ilk görenlerdik. 2 küçük çocuğun, kafaları kesilmiş görüntüleri her gece rüyama giriyor. Yine yolda, 50 yaş üzeri onlarca kadını tecavüz edilmiş halde, çırılçıplak ve alınlarından vurularak öldürülmüş bir şekilde gördük. Onları gerilla battaniyeye sararak aldı ve onlara mezarlık yaptı."
DAĞDA 14 GÜN...
Gerilladan bahsedince, gözleri doluyor Êvdo 'nun. Karşılaşmayı anlatıyor:
"Cidal köyüne varmak üzereydik. Evlatlar; analarını, babalarını; anneler sütü bittiği için yavrularını bir bir terk etmeye başlamıştı. Tarifi imkansız anlardı onlar. 14 gün olmuştu, dağlardaydık. Onca zaman sonra ilk kez, gerilla karşıladı bizi. Bizden önceki gruplara daha çok yardım etmişlerdi. Ancak biz peşmergeye en çok inanmış, en çok kanmış, son kurtulan gruptaydık. Gerilla, bizi kendisini tehlikeye atarak, bize kendini siper ederek hayatlarımızı kurtardı. En çok gerilla kaybı da o sırada yaşandı. Hakları ödenmez!"
"PKK'Yİ YENİ TANIDIM"
Êvdo, gerilladan söz ederken duraksıyor. Sohbet boyunca Ezidi halkının hayatını PKK'nin kurtardığını belirterek, sık sık gerillaya olan minnettarlığını dile getiriyor. Evvel hayatındaki görüşlerini merak ederek; "PKK hakkında önceden ne düşünüyordun?" diye soruyorum;
"PKK'yi çok eskiden beri biliyordum. Açıkçası kesin bir kanaatim yoktu. Ancak Avrupa'da çok olumsuz şeyler duydum. Özellikle Almanya'daki Türk çevrelerinde PKK çok kötü anlatılıyordu. Ben de o dönem benzer düşünüyordum."
-Nasıl anlatılıyordu?
-PKK'nin köyleri yaktığını, sivilleri öldürdüğünü, insanları zorla dağa kaçırdığını duydum. O nedenle biraz olumsuz fikirlerim vardı.
-Bahsettiğiniz iddiaların yalan olduğu yıllar sonra az da olsa ortaya çıktı. Haberiniz olmuş muydu?
-Açıkçası, hayır. Zaten çok etkilenmiş olmamın sebebi budur. Yaşadığımız kırımla birlikte tanıştım PKK'yle. Avrupa'daki o söylemlerin yalan olduğunu anlamak için bir gerillanın gözlerinin içine bakmak yetermiş oysa!
Êvdo'yu en etkileyen de, ailelerin dağda ölüme terk etmek zorunda kaldıkları anaları ve yavrularını gerillanın IŞİD'le savaşmayı göze alarak geri dönüp kurtarmaları. "Bundan daha kutsal ne olabilir?" diye soruyor. Çok sayıda gerillanın Şengal için IŞİD'le savaşırken yaşamını yitirmesine karşı ise, "İbret alınması gereken bir insanlık örneğiydi" diye ekliyor.
"PEŞMERGE, EZİDİLERİ TUTUKLADI"
Xelef Êvdo, Kuzey Kürdistan'a en son gelen gruptan. Şengal'e geri dönüş en büyük arzusu ancak öncelikle Midyat'ta gerçek toprağına kavuşmak istiyor.
Kendini güvende hissettiğini dile getiriyor ve "Burada bir yaşam kurmak istiyorum ailemle" diyor.
Güney'e dönme fikrinin olmadığını zaten bunun güvenli de olmadığını belirten Êvdo, ancak PKK çağrı yaparsa dönebileceğini ekliyor.
Êvdo, bir iddiasını da şöyle dile getiriyor;
"Bunu başkasından duysam inanmazdım ancak birebir şahit olmuşluğum var. Zaxo ve Duhok'ta şu anda, peşmergenin kendilerini ölüme terk ettiğini söyleyen Ezidiler, peşmerge tarafından tutuklanıyor. Üstelik de, 'Bunlar IŞİD üyesi, o yüzden tutukladık' diye iftira atıyorlar."
Êvdo 'nun, bu anlamda başka iddiaları da var. Uğradıkları kıyımın sadece IŞİD'in saldırısı olmadığını, Kürdistan üzerindeki planların bir parçası olduğunu söylüyor.
Peşmergenin 'ulusal birlik' kaygısının altını sık sık çizen bir politik akıma ait olma iddiasına rağmen, Ezidi halkını yalnız bırakmasını ise şöyle yorumluyor;
"Silahlarını gizlediler. Peşmergenin sadece tabancası olabilir mi?" diyor.
-Bunu neden yaptıklarını düşünüyorsunuz?
-Sadece ben değil, bu kıyıma şahit olan tüm Ezidi halkı peşmergenin bu kadar tecrübesiz olmadığını düşünüyor. Avrupa'dan, dünyadan silah alabilmek için, ellerini kollarını bağlayıp oturdular. Silah yardımını da aldılar. Konuyu şimdi nasıl kapatsak diye düşündükleri için sesleri çıkmıyor.
YARIN: Cudi'nin eteğinde bir komün, Şehit Bişeng Özgür Yaşam Alanı...