Biyodizel gıda güvenliðini tehdit ediyor
Biyodizel gıda güvenliðini tehdit ediyor
Biyodizel üretiminin dünyadaki gıda güvenliðini tehdit ettiðine yönelik giderek artan verilere raðmen Avrupa Birliðinin biyodizeli yenilenebilir enerji kaynakları arasında saðlıklı bir seçenek olarak görmesi endişe yaratıyor.
AB 2009 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarını arttırma ve karbondiyoksit salınımını azaltma amacıyla taşımacılıkta biyodizel kullanımını teşvik etme kararı almıştı. Bu karara göre AB içindeki petrol ürünleri tüketimine biyodizelinin oranının yüzde 10a yükseltilmesi hedeflenmişti.
Ýngiliz sivil toplum örgütü Action Aid tarafından yapılan bir hesaplamaya göre biyodizel üretiminide kullanılacak ürünlerin yetiştirilmesi için AB içinde 69 bin kilometrekarelik doðal ekosistemler tarım arazisine çevrilecek. Bu arazi Hollanda ve Belçikanın toplam yüzölçümüne eşit.
Bu arazilerin açılması ve orman ve diðer bitki örgütlerinin tahrip eidlmesi durumunda atmosfere ek olarak yıllık 56 milyon ton karbondiyoksit salınacak. Bu rakam da Avrupa yollarında kullanılan 26 milyon aracın saldıðı karbondiyoksite eşit.
Action Aidin tahminlerine göre AB pazarına girecek extra biyodizel ürünleri fosil yakıtlara oranla yüzde 80 ila 167 arasında daha kötü bir etki yaratacak.
Sivil toplum örgütlerinin araştırmalarına göre ABnin biyodizel yatırımları ayçiçeði, mısır ve şeker fiyatlarının yükselmesinde etkili oluyor. Avusturyanın Uygulumalı Sistemler Analizi Enstitüsünün bir çalışmasına göre ABnin yüzde 10luk hedefine ulaşması dünya üzerinde 140 milyon kadar insanı açlık tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak.
AB Komisyonu sivil toplum örgütlerinin tüm baskılarına raðmen 2020 biyodizel hedeflerinden vazgeçmiş deðil. Bunda biyodizel üretimi yapan firmaların baskıları rol oynuyor.
Dünyanın diðer bölgelerinde de artan biyodizel talebinin olumsuz sonuçları oluyor. Guatemalada geçtiðimiz Mart ayında 3000 yerli yeni tarım alanı açmak için topraklarından edildi. Tarım arazileri ellerinden alınan yerliler bu nedenle açlıkla karşı karşıya.
AB 2009 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarını arttırma ve karbondiyoksit salınımını azaltma amacıyla taşımacılıkta biyodizel kullanımını teşvik etme kararı almıştı. Bu karara göre AB içindeki petrol ürünleri tüketimine biyodizelinin oranının yüzde 10a yükseltilmesi hedeflenmişti.
Ýngiliz sivil toplum örgütü Action Aid tarafından yapılan bir hesaplamaya göre biyodizel üretiminide kullanılacak ürünlerin yetiştirilmesi için AB içinde 69 bin kilometrekarelik doðal ekosistemler tarım arazisine çevrilecek. Bu arazi Hollanda ve Belçikanın toplam yüzölçümüne eşit.
Bu arazilerin açılması ve orman ve diðer bitki örgütlerinin tahrip eidlmesi durumunda atmosfere ek olarak yıllık 56 milyon ton karbondiyoksit salınacak. Bu rakam da Avrupa yollarında kullanılan 26 milyon aracın saldıðı karbondiyoksite eşit.
Action Aidin tahminlerine göre AB pazarına girecek extra biyodizel ürünleri fosil yakıtlara oranla yüzde 80 ila 167 arasında daha kötü bir etki yaratacak.
Sivil toplum örgütlerinin araştırmalarına göre ABnin biyodizel yatırımları ayçiçeði, mısır ve şeker fiyatlarının yükselmesinde etkili oluyor. Avusturyanın Uygulumalı Sistemler Analizi Enstitüsünün bir çalışmasına göre ABnin yüzde 10luk hedefine ulaşması dünya üzerinde 140 milyon kadar insanı açlık tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak.
AB Komisyonu sivil toplum örgütlerinin tüm baskılarına raðmen 2020 biyodizel hedeflerinden vazgeçmiş deðil. Bunda biyodizel üretimi yapan firmaların baskıları rol oynuyor.
Dünyanın diðer bölgelerinde de artan biyodizel talebinin olumsuz sonuçları oluyor. Guatemalada geçtiðimiz Mart ayında 3000 yerli yeni tarım alanı açmak için topraklarından edildi. Tarım arazileri ellerinden alınan yerliler bu nedenle açlıkla karşı karşıya.
