Birdal: Cezaevlerinin kapıları derhal açılmalı

İHD Onursal Başkanı Akın Birdal, 3. yargı paketinden siyasi tutsaklar değil de tacizciler, tecavüzcüler ve çetecilerin yararlanmasının vicdanları yaralayacağı kadar adalete olan inancı da zedeleyeceğini vurguladı.

3. yargı paketinde siyasi tutsakların kapsam dışı bırakılmasına tepkiler büyüyor. Konuyu ANF’ye değerlendiren İnsan Hakları Derneği ( İHD) Onursal Başkanı Akın Birdal, siyasi tutsakların düzenlemenin dışında bırakılmasının insan haklarına aykırı olduğunu kaydetti.

Yapılan bu düzenlemenin eşitlikçi olmadığını hatırlatan Birdal, insanlığın demokrasi ve birlikteliğe en çok gereksinim duyduğu bu dönemi iktidarın yine fırsat olarak kullandığını ifade etti.

Aynı durumun daha önce Rahşan affıyla da yaşandığını anımsatan Birdal, mevcut düzenlemenin toplumsal barış beklentilerini karşılamadığını vurguladı.

‘BU DÜZENLEME TOPLUM VİCDANINI YARALAR!’

Akın Birdal, özgürlüğünden yoksun bırakılmış gazeteciler, siyasetçiler, insan hakkı savunucuları ve muhalifler bu kapsama dahil edilmezken, tacizcilerin, tecavüzcülerin, çetelerin bu paketten yararlanmasının toplumun vicdanını yaraladığı kadar, adalet duygusunu da zedelediğinin altını çizdi.

Bu tür konularda iktidarın muhalefetle mutlaka ortaklaşması gerektiğini belirten Birdal, “Türkiye zaten yarı cezaevine dönüştürülmüş durumda. Önümüzdeki dönemde de daha ağır olacak. Böyle bir dönemde toplumsal birliğe, dayanışmaya daha çok gereksinim var. Bunun önünü kapatmamak lazım” dedi.

‘HASTA MAHPUSLAR DÜZENLEMEYE GEREK DUYULMADAN BIRAKILMALI’

Türkiye cezaevlerinde bulunan 296 bin mahpus içerisinde 457’si ağır olmak üzere 1.333 hasta mahpus olduğuna dikkat çeken Birdal, herhangi bir düzenlemeye ihtiyaç dahi duyulmadan öncelikle hasta olanların serbest bırakılması gerektiğini vurguladı.

Yine 2 bin 500 çocuğun, çocuklu ve hamile kadınların, yaşlı insanların da cezaevinde olduğunu hatırlatan Birdal, şunları kaydetti: “Cezaevinde barınma ve hijyen koşulları çok zor. Ayrıca infaz korumaları evlerine gidip geliyorlar, araçlarla toplu bir biçimde taşınıyorlar. Bu durumda sosyal mesafelerini korunması olası değil. Burada biraz vicdanlı davranmak ve bu körleşmeye son vermek gerekiyor. Aksi takdirde cezaevlerinde kırılma çok büyük olacak ve vahim sonuçlar ortaya çıkacak.”

Acilen terörle mücadele yasasının kapsamının değiştirilmesi ve cezaevleri kapılarının açılması gerektiğini vurgulayan Birdal, her koşul altında herkesin yaşam hakkının devletin sorumluluğu altında olduğunu kaydederek, öncellikle bu sorumluluğu devletin yerine getirmesini beklediklerini dile getirdi.

‘MAHALLELERDE DAYANIŞMA KOMİTELERİ OLUŞTURULMALI’

İktidarın zaten bu kriz sürecini iyi yönetmediğine, birçok uygulamada geç kalındığına işaret eden Birdal, cezaevleri konusunda da daha çok gecikmeden harekete geçilmesi gerektiği çağrısında bulundu.

Öte yandan tüm toplumun sağlığı için sokağa çıkma yasağı ilan edilmesini de öneren Birdal, işçilerin ücretli izine çıkartılması ve işsizlerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir programın hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

Barışçıl, vicdani ve hukuka bağlı bir yol haritası belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Birdal, yerel yönetimlerin bütçelerini artırarak bu sürece dahil edilmesi ve mahallelerde insanların her tür gereksinimini çözecek dayanışma komiteleri oluşturulması gerektiğini söyledi.