Gözümden kaçmış.
Bugün Gazetesinde yayınlanan bir yazıdan söz ediyorum.
Yazı gözümden kaçmış demek istiyorum. Yoksa o köşeye "lök" gibi oturmuş "Tımgıt Tokta" gözümden kaçmazdı. O koca göbekli adam hiç gözden kaçar mı?
Bu "Tımgıt Tokta", 68 kuşaðının "Tımgıt Toktası"... Yani şimdi kapatılmış olan Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı'nın "Toktası". Daha iyi anlamanız için söyleyeyim, şu arada sırada "Deniz Gezmiş'in yakın arkadaşıyım" diyen, Deniz'le ortak resimleriyle övünen, o zamanlar hem CHP'li , yani "fırkalı", hem de "cuntacı" diye bildiðimiz "Tokta".
Ben şahsen "fırkalı" ve "cuntacı" 68'lilerden hiç bir zaman hazzetmedim. Ama yine de "Tımgıt Tokta"yı severdim. Sempatik bir insandı. Babası babamın arkadaşıydı.
Şimdi bu bizim "Tokta", artık Profesör. Yani Prof. Dr. Toktamış Ateş...
Önce Cumhuriyet'te yazıyordu. Sonra ne olduysa oldu, Abdurrahman Dilipak'la o panel senin, bu TV benim dolanıp durdu, derken, kapaðı Hükümetin tetikçisi Bugün Gazetesine attı.
Pek çok falsolu laflar etse de, bugüne kadar "tahammül" edilebilir bir "köşe yazarı" olarak tanındı. Ta ki, benim gözümden kaçan Bugün gazetesinin 28 Aðustos 2012 tarihli sayısındaki "Bir PKK'lının anatomisi" başlıklı yazısı yayınlanana kadar.
Bu yazı yayınlanana kadar, Toktamış Ateş, Ýslami çevrelerle "diyalog" meraklısı bir "Atatürkçü" olarak aklımızda yer etmişti.
Şimdi okuyacaðınız satırları yazdıðından beri ben bu Toktamış Ateş'in ne biçim bir şey olduðunu düşünmekteyim. Aşaðıdaki satırları büyük bir utançla aktarıyorum.
"Bizde ilginç bir propaganda vardır. Önce gelen PKK'lıların kendilerine özgü bir haremleri olduðu söylenir.
Galiba bu söylem kimi Kürt kökenli genç vatandaşlarımızın iştahını kabartmak için. Zira geçenlerde fevkalade münasebetsiz bir "karşılaşma" yaşayan kimi PKK'lılarla BDP'li kimi milletvekillerinin "muhabbetleri" beni adamakıllı şaşırttı.
Bir yanda, kadınsızlıktan yüzü gözü şişmiş bir PKK'lı; öbür yanda Sayın Kışanak tam "seyirlik" bir manzara idi. Daðda; bırakın kadını, çoðu kez yiyecek ekmek bulamayan bir PKK'lının, bu açlıðını anlamak mümkün. Ama Sayın Kışanak'ın bu manzaraya neden gereksinim duyduðunu anlamak mümkün deðil."
Bu iðrenç satırlar hakkında yorum yapacak deðilim.
Toktamış Ateş, 68 kuşaðının hayatta kalanları için artık bir kadavradır.
"Türk aydını" diyeceðim ama, deðil, söylendiðine göre Konya Kürtlerindendir.Ýster Türk, ister Kürt, bu satırları yazabilen bir insanın Üniversitelerde hocalık yaptıðını düşünmek, yüz yüze olduðumuz gerçeðin perdesini yırtıp atmaktadır.
Kürt özgür kadın hareketine, Kürt halkının deðerlerine bu adamın yaptıðı gibi bir hakareti bugüne kadar hiç kimse yapmaya bile tevessül edememiştir.
Gördüðüm kadarıyla, benim gözümden kaçan bu iðrenç yazı, kamuoyunun da gözünden kaçmıştır. Ben de, yazıyı gözden kaçıran diðerleri de, suçluyuz. Bu yazı en kanlı bombalı saldırılardan daha tahrip edici, daha insanlık dışı, daha alçakça bir saldırıdır.
Bu profesörün kadın öðrencileri, bu cinsiyetçi saldırgana mutlaka gereken yanıtı vereceklerdir. Türkiye'de kadın özgürlükçü bilinç sanılandan da güçlüdür. Kürt, Türk, Ermeni, Çerkes, hangi millet, hangi dine mensup olursa olsun, bütün feminist kadınlar, bu "egemen erkek" saldırganlıðı yerden yere mutlaka vuracaklardır.
AKP Hükümeti, Toktamış Ateş'in ahlaksızca "cinsel saldırıda" bulunduðu Gültan Kışanakların vekilliðini düşürmek için kolları sıvamıştır. Toktamış Ateş'in saldırısı bu linç kampanyasının ne kadar düşük, seviyesiz, utanç verici bir yöntemle yürütüldüðünü çok açık göstermiştir.
Toktamış Ateş'i tüm erkek ve kadın gerillalardan, tüm erkek ve kadın BDP'li vekillerden, tüm kadınlardan ve Türk-Kürt tüm kamuoyundan özür dilemek zorunda bırakmak hepimizin boyun borcudur.
Ben buradan Toktamış Ateş'i tanıyan bizim 68 kuşaðının hala anılarına sadık temsilcilerine de seslenmek istiyorum. "Deniz Gezmiş'in arkadaşı" olduðunu her fırsatta dile getiren bu kişiye Deniz Gezmişler adına gereken yanıtı veriniz. Çünkü sizzler, 12 Mart işkencehanelerinde, Toktamış'ın sarfettiði sözlere benzer nice aşaðılık saldırılara muhatap oldunuz. Türk devlet aygıtı, bütün idealleri, bütün kahramanlıkları, bütün isyankar kuşakları, hep aynı "kirli ve cinsiyetçi" aşaðılama yöntemleriyle çürütmeye yeltenmiştir... Ve şimdi bizim kuşaðın içinden birisi çıkmış ve "yüzü kadınsızlıktan şişmiş gerilla"dan söz edebilmekte, "Daðda; bırakın kadını, çoðu kez yiyecek ekmek bulamayan bir PKK'lının, bu açlıðını anlamak mümkün. Ama Sayın Kışanak'ın bu manzaraya neden gereksinim duyduðunu anlamak mümkün deðil" diyecek kadar pespayeleşmektedir.
Bu utanç verici saldırganlıða karşı 68 kuşaðının artık "liberalleşmiş" olanlarından, "ulusalcılarına", Ertuðrul Kürkçü gibi, Şaban Ýba gibi, Necmi Demir, Ýlkay Alptekin gibi "dik" duranlarından, erken yaşlanmanın sonucu bir köşeye çekilmiş olanlarına kadar hepsi seslerini yükseltmelidirler.
"Toktamış özür dile, sözlerini geri al!"
Kaynak: Özgür Gündem