ÝHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla düzenlediði oturma eyleminde konuşan ÝHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, Kürt sorunun çözümünün tek yolunun diyalog ve müzakere olduðunu belirterek, “Bu sorunu ancak muhataplarıyla çözebilirsiniz. Ancak sorunun muhatabı tecrit altında. Bu tecride bir an önce son vermelisiniz” diye konuştu.
ÝHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının “Kayıplar bulunsun failleri yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlediði oturma eylemi 178’inci haftasında Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde devam etti. Oturma eylemine ÝHD üye ve yöneticileri, MEYA-DER, Barış Anneleri Ýnisiyatifi üyeleri, KESK’e baðlı sendikaların temsilcileri ve çok sayıda kayıp yakını katıldı.
Bu haftaki eyleme ÝHD tarafından düzenlenen bölge eðitim çalışması çerçevesinde Diyarbakır’da bulunan bölgedeki tüm ÝHD şube başkanları ve yöneticileri de katılarak kayıp yakınlarına destek verdi.
Kayıpların ve faili meçhullere kurban gidenlerin fotoðraflarının taşındıðı eylemde ilk olarak konuşan ÝHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, konuşmasına yapılan yasal deðişiklikle kaldırılan Özel Yetkili Aðır Ceza Mahkemelerine ve yeni yasaya deðindi. Bu ülkede daha önce Ýstiklal Mahkemelerinin olduðunu ve bu mahkemelerin halkı bir bütün olarak yok etmeye çalıştıðının kaydeden Bilici, “Bu mahkemelerden sonra Devlet Güvenlik Mahkemeleri kuruldu. Bu mahkemeler sayesinde binlerce muhalif zindanlara atıldı ve çok sayıda kişi yaşamını yitirdi. Ancak bu mahkemelerin de sorunu çözemeyeceði görüldü. Kürtlerin direnişi ve mücadelesi sayesinde bu mahkemeler de kapatıldı. Hemen ardından Özel Yetkili Aðır Ceza Mahkemeleri kurularak, bu sistem, bu proje sürdürülmeye çalışıldı. Ancak şu an görülüyor ki, bunlar da işe yaramadı” diye konuştu.
'SORUNUN MUHATABI BELLÝ AMA TECRÝT ALTINDA'
Ancak yapılan yeni deðişikliðin de sorunu çözmeye yetmeyeceðini vurgulayan Bilici, şunları söyledi: “Bizim burada çaðrımız şudur hükümete; sorun çok ne ve açık ortadadır. Sorunun adı Kürt meselesidir ve bu sorunun çözümünün demokratik ve barışçıl yöntemler dışında olmayacaðına inanıyoruz. Bu çözümün yolu da diyalog ve müzakeredir. Bunu da ancak muhataplarıyla yapabilirsiniz. Peki sorunun muhatabı nerde? Tecrit altındadır. Sizin yapacaðınız tek şey bu tecride bir an önce son vermektir. Tecridi kaldırıp diyalog ve müzakere sürecini başlatmalısınız. Bunun dışında başka yol ve yöntem yoktur. Başka yolları deneyenler tarihin çöplüðünde yerini almışlardır. Eðer bu sorunu siz de geçmişteki gibi çözmeye çalışırsanız, sizin de yeriniz diðerleri gibi tarihin çöplüðü olacaktır.”
'KAYIPLARIMIZ BULUNMADAN YAKANIZI BIRAKMAYACAÐIZ'
Kayıpların faillerinin ortaya çıkarılması için de gerçek bir adaletin işletilmesi gerektiðini kaydeden Bilici, “Ortaya çıkıp bazı tetikçileri yakalıyorsunuz ama bunların arkasındaki güçlere dokunmuyorsunuz. Arşivleri açmıyorsunuz ve kayıplarımızı ortaya çıkarmıyorsunuz. Biz kayıplarımızı istiyoruz. Kayıplarımızı bize teslim etmeden biz sizin yakanızı bırakmayacaðız” dedi.
Bilici'nin ardından söz alan ÝHD Kayıplar ve Faili Meçhul Cinayetler Komisyonu Üyesi Necibe Güneş Perinçek, 1995 yılında Mardin’in Nusaybin Ýlçesi’nde gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Abdüllatif Yaðızay'ın kaybediliş hikayesini anlattı.
Yaðızay'ın polisler tarafından evinden gözaltına alındıðını belirten Perinçek, yaşanan olayı şöyle anlattı: “Eşi Erdihan Yaðızay tandırda ekmek pişirdiði sırada çocukları koşup haber verir. 'Polisler babamızı götürüyor' derler. Eşi onarlın yanına gider. Ellerinde uzun namlulu silah ve telsiz bulunan sivil giyimli polisler, kimlik kontrolü sırasında eşine sen 'Ekrem Yaðızhan'sın der. O da ben Abdüllütifim demesine raðmen sahte kimlik taşıyorsun denilerek mavi bir araca bindirilerek gözaltına alınır. O tarihten itibaren kendisinden bir daha haber alınamadı.”
Yapılan konuşmaların ardından kayıp yakınları Yaðızay’ın anısına 5 dakikalık oturma eylemi yaparak eylemlerine son verdi.