Bilgen: Ekonomi riskte; faturası topluma ödetiliyor

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, Türk ekonomisinin çöküşüne dikkat çekerek, bu çöküşün faturasının topluma ödetildiğine dikkat çekti. Kürtçe müzik söyleyenlerin gözaltına alınmasına da "Toplumu bölüyorlar" diyerek tepki gösterdi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen, partisinin Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bilgen, ilk olarak 6 Nisan Öldürülen Gazeteciler Günü olması vesilesiyle katledilen gazetecileri andı.

'PARLAMENTOYU ÇALIŞTIRMAK İSTEMİYORLAR'

Meclis Genel Kurulu’nda AKP’nin konuşma sürelerini kısaltan grup önergesinin işleme konmaması üzerine yaşanan krize değinen Bilgen, şunları söyledi: “Siyasette iki gündür yaşanan tabloyu ele almakta fayda var. Meclis iç tüzüğünün norm hiyerarşisi içindeki yeri bellidir. Uluslararası sözleşmelerin nasıl ele alınacağına dair 60 ve 81. maddelerde çok açık düzenlemeler vardır. Ama tıpkı hayatın başka alanlarına olduğu gibi anlaşmaları, sözleşmeleri yok saymak ne kadar olağanlaştıysa Genel Kurul’da da bu rutinin bir parçası yaşanmıştır. Meclis Başkanı’nın iç tüzüğü yok sayan yaklaşımı bu durumun ne kadar sıradanlaştığının göstergesidir. Mesele dakika meselesi değildir. Mesele uzlaşarak konuşarak parlamentoyu çalıştıramama ve fiili durum tercih etme meselesidir. Önerge ile iç tüzüğün askıya alınması kabul edilebilir bir durum değildir."

‘OHAL'İN ÖZETİ'

Bilgen, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde 4 akademisyenin bir başka akademisyen tarafından öldürülmesini ise “OHAL sürecinin özeti” sözleriyle değerlendirdi.

Bilgen, şöyle dedi: “Bir ülkenin güvenlik politikasını ihbarcılık üzerine kurmanın bedelini 4 kişi hayatıyla ödedi. Üniversiteleri böyle yönetiyorsanız ülkeyi nasıl yönetirsiniz? Bu manzara ortaya çıktı. Akademisyenler, muhtarlar herkes ihbarcılığa özendiriliyor. Bu da bırakın gerçek suçluların tespit edilmesini ağır mağduriyetleri beraberinde getiriyor. OHAL sürecinin ağır bedellerini farklı toplumsal kesimler yaşamaya devam ediyor. Taşeron düzenlemesi KHK ile yapıldı. Bunun doğru olmadığını söyledik. Pratik de ortaya koydu ki reklam edildiği gibi bir durum yok. İşi daha da karmaşıklaştıran, eşitlikle bağdaşmayacak partizan yaklaşımların zeminleri oluştu."

‘FATURASI TOPLUMA ÖDETİLİYOR'

Dövizdeki artışla birlikte AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kullandığı ifadeleri eleştiren Bilgen, şunları söyledi: “Bu kaos içinde ekonomi yönetimi risk oluşturmaya devam ediyor. Döviz kritik sınırları da aştı. Cumhurbaşkanı bu sorunu ekonomi bürokrasisine, Merkez Bankası'na fatura ederek işin içinde çıkıyor. Merkez Bankası nasıl çalışır, bu bellidir. Cumhurbaşkanı da bunu iyi bilir. İster Cumhurbaşkanı haklı olsun ister ekonomi bürokrasisi, bunun faturasını bütün toplum ödüyor. Bu yanlış ekonomi politiğin bir uzantısı olarak da Akkuyu’daki şov sırtımıza kambur olarak deklare edilmiş oldu. Bu adeta Osmanlı tarihinde Fransızlara tanınan kapitülasyonlar gibi Ruslara tanınan kapitülasyondur.”

Yine Afganistan’dan Türkiye’ye dönük yaşanan göçün üzerinde duran Bilgen, şöyle devam etti: “Afganistan’dan Türkiye’ye girip yüzlerce kilometre yürüyerek başvuru merkezlerine gelen geçici sığınmacıların durumu ortada. Kış günlerinde bile sırtlarında battaniyeler, ayaklarında yırtık ayakkabılarla yürüyen insanlar. Mülteci sorununun biricik çözümü mülteci akınını durduracak bir iradenin politik olarak gelişmesidir. En kötüsü de mülteci sorununun pazarlık kozu olarak tutulması, insanların hayallerinin koz haline dönüşmesidir. Afganistan’da yoksulluğun savaşın devam etmesine dair sorumluluk üstlenmeyen herkesin payı vardır."

‘ÇIKAR MANTIĞI'

Bilgen, Erdoğan’ın İstanbul’daki okulların altlarına otopark yapılması önerisini de eleştirerek, "Okulların altlarına otopark yapılması ile ilgili bir tartışma Cumhurbaşkanı tarafından başlatıldı. Türkiye’de eğitiminin çok ciddi sorunları var. Kütüphanesi, spor alanı olmayan okullar var. Şehirlerin çarpık yapılaşması içine sıkışmış okullar var. Ama sorunu eğitimci bakış açısıyla ele almak yerine nereden ne çıkarırız mantığı ile ele aldığınızda geriye camilerin altına AVM yapma anlayışı gibi okulların altına otopark yapma önerisi kalıyor” diye kaydetti.

'TOPLUMU BÖLÜYORLAR'

Düğünlerde Kürtçe müzik söyleyen müzisyenlerin gözaltına alınmasına da tepki gösteren Bilgen, “Bu sadece düğün sahiplerini, sanatçıları değil, toplumu bölmektir. Renkleri bir korku dairesi içinde görmek, türküleri mahkum etmeye kalkmaktır. Renkler nasıl doğanın parçasıysa, türküler de toplumun, kültürün parçasıdır. Bu tip yaklaşımlar gerilime kamplaşmaya hizmet eder. Eşit yaşama hizmet etmez” dedi.

Bilgen, bir gazetecinin HDP heyetinin yarın Federe Kürdistan Bölgesi’ne yapacağı ziyarete ilişkin yönelttiği soruya ise şu yanıtı verdi: “Sonuçta bu coğrafyada kritik gelişmeler yaşanıyor. Bu süreci ortaklaşarak göğüslemek hem Kürtlerin hem tüm halkların yararınadır. Umut edelim ki bu görüşmeler Ortadoğu’da barışın yerleşmesine katkı sunsun."