Bilanço ağır, askerin psikolojisi bozuk – Analiz

Türk devletinin “2017 yılının baharına kadar gerillayı bitireceğiz, gerillanın esamesi bile okunmayacak” naraları atanlara karşı Kürt Özgürlük Hareketi gerilla alanlarında faşist-işgalci Türk ordusuna göz açtırmıyor.

Aylardır savaşın çok yoğun geçtiği Medya Savunma Alanlarında Türk ordusunun yenilgisine şahit oluyoruz.

Türk devleti 2015 yılında "Çöktürme Planı" adıyla başlattığı işgal operasyonlarını 2017 yılında doruklara çıkardı. "Baharın bitireceğiz, kimse PKK'de bile bahsetmeyecek, adını bile ağzına almayacak" diyen Türk devlet yetkililerinin, savaş baronlarının son süreçlerde sesi çıkmamaktadır. Bu sessizlik gerillanın pratik sahada gösterdiği performansından kaynaklanmaktadır. Tüm tekniği ile aylardır, yıllardır gerilla alanlarına yönelik işgal operasyonları yapan işgalci Türk ordusu, gerilla direnişi karşısında büyük kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kalmaktadır.

Bizler de aylardır Medya Savunma Alanlarında Kürdistan'da yaşanılan yoğun çatışmaları ve savaşı takip ediyoruz. Hem yerel kaynaklardan hem de bu savaşın en büyük aktörleri olan gerillalardan edindiğimiz bilgilerin yanı sıra ibre bir tanık olduklarımız bize savaşın gerçek yüzünü daha net bir şekilde ortaya koyuyor. AKP devletinin tüm kara propagandalarına ve havuz medyalarına rağmen Kürdistan'da savaş gerillanın inisiyatifinde yürüyor.

İşgalci Türk ordusu, özellikle Medya Savunma Alanlarından tutalım Serhat, Dersim, Garzan, Amed, Botan ve gerillanın bulunduğu tüm alanlarda on binlerce asker ve yoğun teknik ile işgal operasyonları gerçekleştirmektedir. Ancak masada aldıkları, planladıkları, umut ettikleri pratik sahada gerçekleşmemektedir. Her ne kadar bunu kamuoyundan saklamaya çalışsalar da özellikle gerilla alanlarında bulunan muhabirler, Gerilla Tv aracılığıyla gerçek gün yüzüne çıkmaktadır. Türk ordusu son teknoloji ile donanımlı tekniğine rağmen gerillanın hareket tarzı ve savaş kabiliyeti ile boşa düşmekte ve büyük kayıplar vermektedir.

Bahar başında Tendürek alanına yönelik işgal operasyonu başlatan Türk ordusu gerilla direnişi karşısında 80'nin üzerinde kayıp vererek geri çekildi. Her ne kadar kendi medyasında başarı olarak lanse etse de Gerilla Tv aracılığıyla yayınlanan görüntülerde savaşın gerillanın lehinde olduğu bir kez daha görüldü. Zaten işgalci Türk ordusu Tendürek'te başarılı olamadığından dolayı bu sefer gerillanın denetiminde ve kalesi olan Botan ve Zap alanlarına yönelik bir işgal operasyonu başlattı. Ancak günlerce süren bu operasyonlarda da başarı elde edemedi, büyük kayıplar vererek 2008 Zap yenilgisi gibi arkasına bakmadan kaçmak zorunda kaldı. Botan'da düşürülen helikopter, operasyon gücünü kırarken, gerillanın gerçekleştirdiği eylemler karşısında Türk askerleri bölgede büyük bir korkuyu ve psikolojik travmalar yaşadı. Bu operasyonlarda başarı elde edemeyen Türk devleti ve ordusu bu seferde, "gerillanın üstlenme sürecinde yok edeceğiz" gibi eski faşist söylemlerle kamouyunda (milliyetçi kesimde) algı oluşturmaya çalışmaktadır. Bu algı ile birlikte Zap alanın Xeregol ile Zagrosların Barzan mıntıkasına yönelik bir işgal operasyonu başlattı. Ancak bölgede edindiğimiz izlenimler, tanık olduklarımız ve gerillanın direnişini yakından takip ettiğimizden dolayı Türk ordusunun gerçekleştirdiği bu işgal operasyonun da yenilgi ile sonuçlanacağını göstermektedir.

İŞGAL OPERASYONUN AMACI NEDİR?

Zagroslar, Kürdistan gerillasının vazgeçilmez dağlarıdır. Gerillaların, silahlı direnişe başladığı ilk günden itibaren bu dağları kendine yurt edinmiştir. Arazisi çok sert, vadileri derindir. Bir zamanlar bugünkü generaller gibi bu dağlarda operasyon yapanların dediği gibi "öyle vadileri var ki binlerce askeri yutabilir". Böylesi bir coğrafya ile bütünleşen gerilla, özgürlük mücadelesini günümüze kadar soluksuz bir şekilde sürdürüp getirdi. Ve gerilla bu zorlu arazide her fırsatta Türk ordusunun işgal operasyonlarına ağır darbeler vurdu. Gerçekleştirdiği eylem ve operasyonları ile Kürt Özgürlük Gerillaları, Türk ordusuna ağır kayıplar verdirdi. Ve günlerce tüm medya kanallarında bas bas bağırdığı, operasyonlarını ise Türk ordusu geri çekmek zorunda kaldı. Hem de askerlerinden yaşanan korkularla, psikolojik sorunlarıyla, ağır travmalarıyla.

27 Eylül günü de Barzan mıntıkasına yönelik işgalci Türk ordusunun başlattığı bu işgal operasyonu ile gerillanın yurdu olan Zagroslarda gerillanın hareket tarzını denetlemek ve eylem yapmasının önünü almaya yöneliktir. Aslında bu operasyon kendini savunma operasyonudur. Xeregol'de de yaşanan durum bu operasyonun gibidir. Hani "bahara gerillayı bitireceğiz, kimse adını bile ağzına alamayacak" sözleri nerede kaldı. Bu sözler ile pratik sahadaki durum birbirinin tersi durumdadır. Kamuoyu bunu nasıl görüyor bilemem ama Kürdistan dağlarında görünen, yaşanan durum budur.

Şu an Kürdistan dağlarında işgalci Türk ordusunun gerçekleştirdiği bu işgal operasyonları deyim yerindeyse devletin namusunu kurtarmaya yönelik. Yani bitiremedik, ancak ağır darbe vurduk söylemleri ile Türkiye toplumunda özellikle milliyetçi, şovenist kesimde yeni bir algı oluşturmak istemekteler. Sezonu devletin içişleri bakanı ile tanınan kanlı olaylara karışmış Süleyman Soylu'nun sözlerini, namusunu kurtarmak ile kapatmak istemektedirler. Fakat sahada işler o kadar da kolay değil, gelişen gerilla eylemleri karşısında Türk ordusu boşa düşmektedir. Bu durumdan da rahatsız olan Türk devlet yetkilileri artık sivil-gerilla ayırmaksızın her bir Kürt ferdini kendi hedefine koymaktadır. Zagros ve Zap alanlarında sivil halka yönelik Türk devletinin gerçekleştirdiği katliamlar bunu açık bir şekilde göstermektedir.

TÜRK ASKERİ AĞIR KAYIPLAR VERİYOR

Türk ordusunun yüksek teknolojiye sahip obüs, havan ve tank gibi ağır silahların yanı sıra İHA ve SİHA gibi keşif ve savaş uçaklarıyla bölgeyi her dakika bombalıyor. Tüm bombardımanlarına ve askeri operasyonlarına rağmen HPG ve YJA-Star gerillaları dur durak demeden sürekli eylemler gerçekleştirerek TC ordusuna ağır kayıplar verdiriyor. HPG BİM'in günlük açıklamalarından görüldüğü gibi bilanço ağır. Tabii gün geçtikçe asker kayıpları daha da artıyor. Her ne kadar kamuoyundan saklamaya çalışsalar da yerel kaynaklardan gelen bilgiler asker kayıplarının aşırı derecede fazla olduğu ve askerin psikolojisinin de bozuk olduğu yönünde.

2017 yılının son aylarına girdiğimiz bu günlerde Türk ordusunun sezonu kapatma operasyonları ağır bir şekilde sonuçlanmaktadır. 2018 yılını ise gerillanın direnişi, moral ve motivasyonu ile büyük direnişlerle geçeceği görünmektedir. Bu direniş karşısında 2018 yılında da eğer savaş naraları atacaksa faşist-sömürgeci Türk devleti şimdiden söyleyelim 2018 yılı da Türk ordusu için ağır kayıplar vereceği bir yıl olacaktır.