Beş tutsak: Ne feda etsek eksik kalır

Diyarbakır T Tipi Cezaevi’nde 46 gündür açlık grevinde olan beş tutsak gönderdikleri mektupta, “Ne yapılacaksa, uğruna ne feda edilecekse eksik kalacak bu yolculukta” dedi.

Diyarbakır T Tipi Cezaevi’nde 5 Ocak’tan itibaren açlık grevinde olan beş tutsak, kendilerini ‘beş uzun mesafe koşucusu’ olarak nitelendirerek gönderdikleri ortak mektupta, eylemleri için “Mutluluğumuzun ve güzelleştiğimizin resmidir her şey” diyerek, kararlılıkla sürdüreceklerini vurguladı.

Fırat Ertunç, Mazlum Dilek, Faruk Akbay, Recep Bal ve Adnan Yiğittekin, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması talebiyle DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde başlatılan süresiz-dönüşümsüz açlık grevine dahil olan tutsaklardan.

ERTUNÇ KARDEŞLERİN HEPSİ TUTSAK

Diyarbakır T Tipi Cezaevi’nde 5 Ocak’tan itibaren açlık grevinden olan Fırat Ertunç, 1987 Hakkari doğumlu. 2009’dan 2014’e kadar cezaevinde kaldı. Tahliye olduktan sonda DBP’de siyaset yaptı. Yeniden savaşın başlatıldığı 2015’te öz yönetim ilanları gerekçesiyle tekrar tutuklandı ve 16 yıl hapis cezası verildi. Toplam beş kardeş olan Ertunçlar’ın tamamı da Türk cezaevlerinde tutsak.

ÇOCUK YAŞTA TUTUKLANDI

Mazlum Dilek, 1990 Mardin/Dargeçit doğumlu. 2007’de, yani daha 17 yaşındayken tutuklanıp müebbet hapis cezası verildi. Yakalandığında yaşı küçük olduğundan cezası düşürüldü. 12 yıldır tutsak, normal koşullarda 4 yıl sonra tahliye olması gerekiyor.

17 YILDIR SAFLARDAYDI

Faruk Akray, 1974 Bitlis/Tatvan doğumlu. 16 yaşında Kürt Özgürlük Hareketi ile tanıştı ve 17 yaşında katıldı. 17 yıl sonra tutuklandı. Müebbet hapis cezası verilen Akray, 11 yıldır tutsak ve daha 19 yıl cezası var.

10 YIL ÖNCE TUTUKLANDI

Recep Bal, 1984 Şırnak/Beytüşşebap doğumlu. Kürt Özgürlük Hareketi’ne 2004’te katıldı, 5 yıl sonra tutuklandı. 25 yıl hapis cezası verilen Bal, 10 yıldır cezaevinde.

2012’DE DE KATILMIŞTI

Adnan Yiğittekin, 1992 Siirt/Şemsê (Güneşli) köyü doğumlu. 2010’da katıldıktan bir yıl sonra tutuklandı. 70 yıllık cezanın 8 yılını tamamladı. 12 Eylül 2012’deki açlık grevlerine üçüncü grupta dahil olmuştu. Yiğittekin’in bir kardeşi de gerilla saflarında.

BEŞ UZUN MESAFE KOŞUCUSU

Beş tutsak gönderdikleri ortak mektuba, Amed surlarında Güneş’in sofrasında hep birlikte özgürlük halayına duracaklarına olan inançla selamlayarak başlıyorlar. “5 Ocak’ta başlayan yolculuğumuzun beş uzun mesafe koşucusuyuz” diyen tutsakların mektubunun devamı şöyle:

İNSANI GÜZELLEŞTİREN SÜREÇ

 Ne yapılacak ve uğruna ne feda edilecekse eksik kalacak bu yolculukta, Güneş’imize ve yıldızlaşanlarımıza bir nebze de olsa borcumuzu ödeyebileceksek bu bizleri sadece mutlu eder. Mutluluğumuzun resmidir 30’lu günlerimiz. Her anı ve her yönüyle insanı güzelleştiren süreçtir, bu günler. Bêrîtan, bir çatışmadan yadigar yüzündeki yara için “güzelleştiğimin resmidir” demişti. Pir Kemal “Oh be ne güzel” diye karşılamıştı 14 Temmuz’u. Doktor Hayri Durmuş, “Halkına borçlu gitti” diyerek vedalaşmıştı.

GÜZELLEŞTİĞİMİZİN RESMİDİR

Bizler de aynı duyguları yaşıyoruz. Tek bir cümlede özetleyeceksek duygularımızı “mutluluğumuzun ve güzelleştiğimizin remidir her şey” diyebiliriz.

GÜZEL GÜNLER BEKLİYOR

Değerli yoldaşlar, yolun sonunda bizleri güzel günler bekliyor. “Sonu muhteşem olacak” diyenlerin kentinde bunu yaşıyor olmak, apayrı bir ruh veriyor insana. Her birinin özgürleşen soluğunu hissediyoruz yüreklerimizde. Zaferi müjdeleyen coşkulu sesleri kulaklarımızda; “bizler kazandık, sizler de kazanacaksınız” diyorlar.

Bu duygu ve düşüncelerle sizleri, halkımızı, Güneş’imizi, Özgürlük Hareketi’nin her neferini, sürecin öncüsü ve parçası olan tüm yoldaşları sevgi ve saygıyla selamlıyoruz.