BDP PM: Müzakere dönemi başlamalı

BDP PM: Müzakere dönemi başlamalı

BDP Parti Meclisi, AKP Hükümeti'ni demokratik çözüm sürecini yeniden ele alarak yüzyıllık sorunu kökten çözecek müzakere dönemini başlatmaya çağırdı. "Hükümetin şimdi yapması gereken ciddi bir müzakerenin gereği olan bir hakem heyetinin oluşması için gerekli adımları atması ve Sayın Öcalan’ın müzakere koşullarını sağlamasıdır" dedi. 

BDP Parti Meclisi 4 Kasım’da yaptığı toplantının sonuçlarını duyurdu.  

 

Sonuç bildirgesinde yaklaşık bir yıl önce devlet heyetiyle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’la başlayan görüşmeler ve akabinde gelişen demokratik çözüm sürecine ilişkin değerlendirmeler yer aldı.

Üç aşamalı bir planın öngörüldüğü süreçte Hükümet’in daha birinci aşamada kendi üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediği hatırlatılan açıklamada, “İkinci aşamanın bir adımı olması gereken ‘demokratikleşme paketi’ ise Hükümetin çözüm konusunda stratejik bir yaklaşımı olmadığının kanıtı olmuştur” denildi.

BDP Parti Meclisi, Kürt siyasi hareketinin bir bütün olarak demokratik çözüm sürecini stratejik bir çizgi olarak kavramasına ve buna uygun davranmasına karşılık, AKP Hükümeti’nin süreci taktik bir süreç olarak ele aldığına, Kürt halkının devletle barışması ve çözümsüzlükten kaynaklanan çatışmaları nihai olarak bitirecek bir süreç olarak görmediğine de vurgu yaptı.

SÜREÇ YENİ BAŞTAN ELE ALINMALI

Hükümet’i yüzyıllık bir sorunu çözecek müzakere dönemini başlatmaya çağırdı. Açıklamada şunlar belirtildi:

“Artık sürecin yeni baştan ele alınarak, yüz yıllık sorunu kökten çözecek bir müzakere döneminin başlaması şarttır. Hükümet’in, aylardır çatışma nedeniyle tek bir kişinin bile ölmemesinin yarattığı çözüm ve barış umudunun yitirilmesine neden olmaya hakkı yoktur. Hükümet’in Kürt halkına değil, Türk halkına ve Türkiye’de yaşayan bütün halklara karşı sorumluluğu vardır.

Hükümetin şimdi yapması gereken ciddi bir müzakerenin gereği olan bir hakem heyetinin oluşması için gerekli adımları atması ve Sayın Öcalan’ın müzakere koşullarını sağlamasıdır.”

Bildirgede Hükümet’in Rojava politikasına da işaret edildi. Rojava sınırında tampon bölge oluşturma, Suriye muhalefetini yönetme gibi hayalleri tutmayan AKP’nin çetelere destek vererek Rojava halkının kazanımlarına engel olmak istediği kaydedildi.

2 AMBULANS VE 2 DEĞİRMEN HAFTALARDIR SINIRDA BEKLETİLİYOR

Rojava halkına dönük ambargoya da dikkat çekilen bildirgede 2 adet ambulans ve iki değirmenin sınırda haftalardır bekletildiği bilgisine yer verildi. “Özellikle sınır illerindeki halkımızın gönderdiği insani yardımlar bin bir zorlukla gönderilmektedir. Ama iki adet ambulans ile iki adet değirmen haftalardır sınır kapısında bekletilerek, Rojava halkına gönderilmesi engellenmektedir. Rojava’nın bazı bölgelerinde hastalar anestezi olmadan ameliyat edilmekte, bazı şehirlerinde ise halk kendi yetiştirdiği buğdaydan yapılan ekmekleri ateş pahasına yemek zorunda kalmaktadır.

Kin ve kan gölünün ortasında büyük bir devrimi inşa eden Rojava halkı sadece insani yardımı değil, halklar arası bir dayanışmayı da hak etmektedir” ifadelerine yer verildi.

Bildirgede Semalka kapısının kapalı tutulması, PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’in Güney Kürdistan’a girişinin engellenmesine de tepki gösterilerek, ulusal birliğin önem kazandığı bir dönemde kabul edilemez bir tutum olduğu da belirtildi.

7 KASIM YÜRÜYÜŞÜNE ÇAĞRI

BDP Parti Meclisi herkesi utanç duvarına karşı 7 Kasım’da Nusaybin’de olmaya çağırdı.

“AKP’nin Rojava halkıyla aramıza örmeye çalıştığı duvarlar yıkılmaya mahkumdur. O duvarlar bir bir yıkılacaktır. Rojava devrimini sahiplenmek için yürüteceğimiz mücadele bugüne kadar yapamadıklarımızın da bir özeleştirisi olacaktır. Merkez Yürütme Kurulumuzun aldığı karar üzerine Eş Başkanlarımız, tüm seçilmişlerimiz ve halkımızla birlikte duvarı yıkmak, sınır kapılarının açılmasını sağlamak ve mayınların temizlenmesinin sözünü almak üzere 7 Kasım’da Nusaybin’de olacağız.

Nusaybin yürüyüşümüz, Rojava’daki halkımıza El Nusra tarafından yapılan saldırıların bir devamı olarak gördüğümüz ve Batman’da Özcan Temel’in katledilmesiyle sonuçlanan Hüda-Par üyelerinin saldırısına da bir yanıt olacaktır” dedi.

HİZBUL-KONTRA’NIN YENİDEN SAHNEYE ÇIKMASI

BDP PM, Batman’daki saldırıyı da “sıradan bir olay değildir. Saldırının, Meclis’te grubu bulunan partilerin genel başkanlarıyla bir kez bile görüşmeyen Başbakan’ın Hüda-Par Genel Başkanı’yla görüşmesinden birkaç gün sonra gerçekleşmesi de rastlantı değildir. 90’lı yıllarda devlet destekli saldırılarla insanları katleden hizbul-kontranın yeniden sahneye çıkmasına halkımız izin vermeyecektir” şeklinde değerlendirdi.

HDP EZİLENLER İÇİN YENİ BİR SEÇENEK

Bildirgede HDP’nin kuruluşuna da yer verildi. BDP’nin ise bir örgütlenme atağı ile yerel seçimlere hazırlanacağı mesajı verilerek şöyle denildi:

“Hükümetin demokratik çözüm sürecinin ilerlemesinde ayak diremesine karşın, Türkiye halklarının ve toplumsal kesimlerin demokrasi, barış ve eşitlik talebini yükseltmesi hepimize fırsat ve imkanlar sunmaktadır. Halkların Demokratik Partisi’nin, halkları ve toplumsal kesimleri birleştiren görkemli kongresi bütün ezilenler için yeni bir seçeneğin ifadesi olmuştur.

ÖRGÜTLENME ATAĞI

Bölgede ise çeşitli sosyal kesimlerin partimize yönelik ilgisi ve yönelimi giderek artmaktadır. Şimdi en önemli görevimiz bütün bu kesimleri kucaklayacak bir örgütlenmenin tesis edilmesidir. Gitmediğimiz ev, sokak, mahalle kalmadan örgütlenmemizi güçlendirmeli, örgütlülüğümüzün ve demokratik siyasetin en önemli dayanağı olan meclislerimizi oluşturmalıyız.

Seçim çalışmaları örgütlülüğümüzü güçlendirmek için bir fırsattır. Halkımızın kendi kendisini yönetmesinin en önemli dayanaklarından biri olan yerel yönetimlerin sayısını arttırmak için var gücümüzle çalışmalıyız.”

Bildirgede son olarak “nitelikli bir müzakerenin gerçekleşmesinin, Rojava devrimini sahiplenmenin ve kendi kendimizi yönetebilmemizin yolu örgütlülüğümüze ve mücadelemize bağlıdır” vurgusunda bulunuldu.