Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) 9 Aralık’ta Diyarbakır’da yaptıðı Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında “Çözümün önünü açacak olan tek şey güçlü bir örgütlenme ve kararlı bir mücadeledir” tespiti yapıldı. MYK toplantısının sonuç bildirgesi açıklandı. Sonuç bildirgesinde, cezaevlerinde 12 Eylül’de başlayan anadilde eðitim, savunma hakkı ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın saðlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının saðlanması talepleriyle sürdürülen açılk grevlerinin, toplumda müzakere ve çözüm talebini güçlü bir şekilde ortaya çıkartıðı belirtildi
Bu isteðin sadece Türkiye kamuoyu deðil, dünyadaki aydınların, sanatçıların, siyasi partilerin de desteðini aldıðı vurgulanan sonuç bildirgesinde, “Sayın Öcalan’ın özgürlüðü, müzakere ve çözüm talebinin bu kadar güçlü bir biçimde açıða çıkması, çözüme dair bir planı olmayan, dahası Kürt siyasetini baskı ve zor yöntemiyle tasfiye etmeye çalışan AKP Hükümeti’ni içeride ve dışarıda zor duruma düşürdü. Bu nedenle yargıyı, kolluk güçlerini ve parlamentoyu kendi denetimi altında tutan AKP, bu güce dayanarak BDP’li vekillerin dokunulmazlıðını gündeme getirerek müzakere ve çözüm tartışmalarını geriletmeye çalışıyor” dendi.
‘AKP BASKILARINI YOÐUNLAŞTIRIYOR’
AKP hükümetinin gözaltı tutuklama ve baskı politikalarını yoðunlaştırmasına ilişkin ise şu tespit yapıldı: “Yoðunlaşan askeri operasyonlar, PKK’li cenazelerine gaz bombalarıyla, tazyikli sularla saldırması ve Mardin, Batman, Siirt illerinde (bugün de Dersim’de) belediye başkanlarını ve BDP’li siyasetçileri göz altına alarak siyasi soykırım operasyonlarına hukuksuzca devam ettirmesi de sorunu çözmeye niyetinin olmadıðının bir göstergesidir.”
‘AKP ÇÖZÜM VE MÜZAKERE ÝSTEKLERÝNÝ MANÝPÜLE EDÝYOR’
Kamuoyuna, “Ýmralı ile görüşülüyor” fısıltısının yayılmasının da müzakere ve çözüm isteklerini manipüle edilmesi çabasından başka bir şey olmadıðı da kaydedildi. Ýmralı’da aðır bir tecritin sürdüðü ve bugün bilinebilecek tek gerçeðin de bu durum olduðu da belirtildi.
Sonuç bildirgesinde AKP’nin baskı, zor, tecrit, soykırım, tehdit ve savaş politikalarını aðırlaştırarak sürdürmesinin esas nedene ilişkin ise şunlar belirtildi: “Kürtlerin Ortadoðu’nun yeniden şekillenişinde tezleri, örgütlülüðü ve birliðiyle önemli bir aktör olduðunu kanıtlaması ve bu süreçten kazanımla çıkacaðının muhtemel olmasıdır. AKP Kürtlerin kazanımını istemiyor. Herhangi bir parçadaki Kürtlerin kazanımlarının diðer parçalarda yaşayan Kürtlerin kazanımlarını da etkileyeceðini bildiðinden, hem Türkiye’de, hem Suriye’de savaş politikalarını derinleştiriyor. Dört parçada güçlü bir tabanı olan, sadece Kürtler için deðil bütün Ortadoðu halkları için eşitlik ve özgürlük temelinde bir arada yaşama modeli öneren, hakların demokratik birliði ve Kürtlerin ulusal birliðini hedefleyen bir siyaseti kendisi için tehlikeli görüyor. AKP’nin Kürtlerin kazanımlarını engellemeye çalışması, sadece resmi ideolojinin Kürt politikasının mirasını devralarak sürdürmesinden deðil, aynı zamanda Ortadoðu’da mezhep ayrımcılıðı yaparak bir mezhebe dayalı güç yaratmak, Ortadoðu halklarını yönetmeye çalışmak ve Ortadoðu kaynaklarından pay kapmak içindir. Kürt siyasi hareketi ile AKP’nin Ortadoðu politikaları birbirine taban tabana zıttır.”
‘TÜRKÝYE’NÝN SURÝYE’DEKÝ TEK GÜNDEMÝ ROJAVA’DIR’
Suriye’de yeni bir döneme doðru yol alındıðına da dikkat çekilen BDP MYK toplantısı sonuç bildirgesinde, “Yeni bir Suriye’nin şekillenmesinde istediði rolü oynayamayacaðı kesinleşen AKP, yeni sürece kendi gündemiyle dahil olmaya çalışacaktır. Onun Suriye’deki esas gündemi de Rojava’dır. AKP, bunun için çeteleri kışkırtmak, Kürtleri statüsüz bırakmaya çalışmak, hatta askeri müdahalede bulunmak gibi her yolu denemeye çalışacaktır. Geçtiðimiz günlerde Rojova’ya dönük geliştirilen çete faaliyetleri AKP’nin gündeminden düşmemiştir. Sınır bölgesindeki il, ilçe, belde örgütlerimizin gerekli duyarlılıðı göstermesi gerekmektedir” dendi.
Dört parçadaki Kürtlerin kaderinin hiçbir zaman bu kadar birbirine baðlı olmadıðı tespitinin de yapıldıðı sonuç bildirgesinde, şunlar belirtildi: “Bu nedenle bütün baskı politikalarına, bütün faşizan uygulamalara karşı, partimizin kararlı duruşu sadece kendimiz için deðil, başta Rojava olmak üzere bütün Kürtlerin kazanımlarının da garantisidir. AKP’nin Türkiye’de ve Suriye’de Kürtlerin kazanımlarına karşı geliştirdiði politikalara karşı verilecek en iyi yanıt güçlü bir örgütlenmedir. Tecridi de kıracak olan, müzakere ve çözümün de önünü açacak olan tek şey, güçlü bir örgütlenme ve kararlı bir mücadeledir. Ýnanıyoruz ki, halkımız partisine ve örgütüne her zaman olduðu gibi yine sahip çıkacak, parti örgütlerimizde ve hızla oluşturacaðımız mahalle komisyonlarımızda yer alacaktır. “
BDP MYK toplantısında Roboski Katliamı yıldönümü vesilesiyle yapılacak anma etkinlikleri ve örgütlenme çalışmaları da ele alındı.