Baysoy: Demokratik özerklik yeni yaşam ve başka bir dünya umududur

Kaburun Bilim Kongresi’nde konuşan yazar Cengiz Baysoy, demokratik özerkliğin Ortadoğu ve Türkiye'de 21. yüzyıl düzlemini belirleyecek politik bir devrimci anadil olduğunu söyledi.

Kaburun Bilim Kongresi’nde konuşan yazar Cengiz Baysoy, demokratik özerkliğin Ortadoğu ve Türkiye'de 21. yüzyıl düzlemini belirleyecek politik bir devrimci anadil olduğunu söyledi. "Hayallerimiz devam ediyor. Demokratik özerklik yeni yaşam ve başka bir dünya umududur" dedi.

İzmir'de bu yıl 10'uncusu gerçekleştirilen Karaburun Bilim Kongresi, 2'inci gününde sürüyor. Kongrede bugün Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi'nde düzenlenen "Faşizm, şiddet, alternatif siyaset" başlıklı panele, Yazar Cengiz Baysoy, Çağdaş Sümer, İlkay Yılmaz ve Celil Kaya panelist olarak katıldı. Panelde "Demokratik Özerklik" konusu üzerine sunum yapan Cengiz Baysoy, kavram üretiminin bir politik teorinin canlılığının ve üretkenliğinin ifadesi olduğunu belirterek, bugünkü solun yüz yıl önceki kavram seti ile düşündüğünü ve kavram üretemediğini söyledi. Demokratik özerkliğin özet olarak toplumu, iktidar ve devlet kavramlarına karşı toplum kavramı üzerinde düşünmeye yeniden davet ettiğini söyleyen Baysoy, aynı zamanda demokratik özerkliğin solun içerisindeki kavram krizine bir müdahale olduğunu ifade etti. Demokratik özerkliğin birçok konuyu sorunsallaştırdığını belirten Baysoy, "Demokratik özerklik bir sorunsallaşma makinesidir. Bu sorunsallaştırdıklarını bir üst başlık altında toplar. Bütün sorunsallaştırmasına bir uygarlık sorunu olarak bakar. Ayrıca toplumsal dönüşümün ve devrimin merkezine ve odağına devleti koymayan bir arayıştır. Bunu yaparken bir biçimde Kürt özgürlük hareketi için devlet odaklı iktidar amaçlı olmayan buna alternatif demokratik uygarlık olarak sorunsallaştırır" diye konuştu. 
Demokratik özerliğin ayrıca demokratik uygarlık düzleminin komşu kavramlarından birisi olduğunu ifade eden Baysoy, modernizmin ise ulus devlet kapitalizmini bir egemenlik biçimi olarak düşündüğünü söyledi.

Ulus devletin emeğin siyasal ve ekonomik sınırlar içerisinde çitlenmesi, emeğin ücretli emek adı altında sınıflaştırılması, siyasi mülk altına alınması ve ulusallaştırılması olduğunu söyleyen Baysoy, solun ise hiçbir zaman bunu göremediğini, modernizmin içerisinde kalarak burjuva egemenlik teorisinin içinden çıkamadığını söyledi. Ortadoğu'da yeni bir düzlem kurulmasının kaçınılmaz olduğunu belirten Baysoy, demokratik özerkliğin yeni bir düzlem için Mezopotamya'da çıkan bir devrimci müdahale olduğunu kaydetti. Bir modernizm ve post modernizmin eleştirisi olarak demokratik özerkliğin burjuva egemenlik teorisinden devrimci bir çıkış olduğunun altını çizen Baysoy, kapitalist moderniteye karşı alternatif modernite, yani demokratik modernite olduğunu belirtti.

Demoratik özerkliği "21. Yüzyıl düzlemini belirleyecek politik bir devrimci anadil" olarak tanımlayan Baysoy, "1789'dan beri modernizmin kurucu söylemi, 'dünyayı uluslaştırın ve demokrasiyi devletleştirin' söylemiydi. 21. Yüzyılın kurucu söylemi ise 'Dünyayı ulussuzlaştırın, demokrasiyi devletsizleştirin' söylemidir. Demokratik özerklik, demokrasiyi toplumsallaştırmanın politik pratiğidir. Yalnızca Kürt hareketinin yerel bir ihtiyacı değil, Türkiye'nin günümüz Ortadoğu'nun kurucu politik söylemidir. Mezopotamya'dan dünyaya sunulmuş bir enternasyonalizmdir" dedi. 
Ayrıca demokratik özerkliğin komünalist demokrasi olduğunu da belirten Baysoy, politik olanı yalnızca tahakküm ilişkisi olarak görmenin dışında bir özgürleşme pratiği olarak yeniden düşünmek anlamına geldiğini de söyledi. 

Komünizmin politiği olarak demokratik özerkliğin sınıflaşmaya karşı sınıfsızlaşma ve antikapitalizm olduğunu söyleyen Baysoy, toplumsal ilişkileri sınıf üretme ilişkisinden çıkardığını da belirtti. Anadolu coğrafyasının en önemli demokrasi dinamiklerinden birinin çok kültürlülük olduğunu söyleyen Baysoy, ulus devletin şovenizmine karşı demokratik özerkliğin bir ortak vatan duygusu olduğunu söyledi. Baysoy son olarak şunları kaydetti: "Hayallerimiz devam ediyor. Demokratik özerklik yeni yaşam ve başka bir dünya umududur.” Panel, diğer sunumlarla devam sona erdi.