KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, Amed, Mardin ve Urfa halklarına seslenerek 1 Kasım’da seçimlere katılma çağrısında bulunarak demokrasi güçlerinin çevresinde yeni bir büyük başarı kazanılacağını belirtti.
ANF
BEHDİNAN
Cuma, 30 Ekim 2015, 07:01
1 Kasım seçimlerine iki gün kala yayınlanan mesajında Bayık şunları ifade etti: “Diyarbakır, Mardin ve Urfa'da yaşayan yurtsever mücadeleci halkımızı selamlıyor, saygılarımı sunuyorum. Bilindiği gibi 1 Kasım seçimlere az bir süre kaldı. Yurtsever, mücadeleci, demokrat, liberal ve sosyalistler olarak, kalan bu süreçte beynimizi ve yüreğimizi ayağa kaldırarak, seçimlere yoğunlaşmalıyız. Ancak bu şekilde işgalci devlete, Erdoğan'a ve AKP'ye ders verilebilir, 1 Kasım seçimlerinden büyük bir sonuç elde edebilirsiniz. Halkımızdan beklenen, kendisine yakışan ve doğru olan budur.
AMAÇLARI HDP’Yİ BARAJIN ALTINA İTMEK
İşgalci devlet, Erdoğan ve AKP'nin Diyarbakır, Mardin ve Urfa'da nasıl bir siyaset yürüttüğünü halkımız her gün her saat yaşayarak görüyor. Gözaltı, yakalama, infazlar ile ev yakmalarla hayatı halkımıza zehir etmeye çalışıyor. Vahşet uygulamaları, tutuklama ve öldürme ile halkımızı teslim almaya, yapamadığı zamanda göç ettirip Kürdistan'ı boşaltmaya çalışıyor. Bu yöntemler ile HDP'nin 1 Kasım başarısının önüne geçmek istiyor. Tüm amaçları HDP'yi barajın altına itmektir.
Halkımıza, tüm Türkiye halklarına, kültür ve dinlere büyük bir darbe vurmak istiyor. Çünkü HDP'nin 7 Haziran seçimlerindeki büyük başarısı ile ulus devlet ve imha inkar politikası iflas etti. Böylece Türkiye'de demokratik ulusun gelişmesi zemini oluştu. Demokratik cumhuriyet ve Başkan Apo'nun özgürlüğü için zemin oluştu. Türkiye yeni bir aşamaya geçti. Ulus devletten çıkarak, demokratik ulusa doğru adım attı. Yaratılacak olan yeni Türkiye ile büyük değişimlerin yaşanacağını ve sultanlık amacına sahip olanların büyük darbe yiyecekleri görüldü.
AKP TESLİM ALMA POLİTİKALARI UYGULUYOR
Bundan dolayı MHP, AKP ve ulus devletçi kesimlerin desteği ile Erdoğan 7 Haziran'dan hemen sonra meclise, HDP'ye, demokrasi güçlerine ve seçimlerden ortaya çıkan halk iradesine sivil darbe yaptı. İktidardan düşen Erdoğan-AKP, iktidarı terk etmemek için kirli bir savaş başlattı. Bu savaş ile iktidarda kalmak istedi, sultan olmak istedi. Türkiye'de demokratik cumhuriyet ve demokratik ulusun gelişmesini engellemek için, Kürt sorununun demokratik özerk yöntemler ile çözümünü ve Başkan Apo'nun özgürlüğünü engellemek için, savaşı başlattı. Bir bütünen meclisi, halkın iradesini, seçimi yok saydı. Böylece HDP'ye saldırıya başladı. HDP ve Kürt halkı şahsında Türkiye'deki tüm halk, kültür ve dinlere saldırı gerçekleştirdi. İradeyi kırıp teslim almak istedi. Gerçekleştirdikleri tutuklamalar ile HDP'nin içini boşaltarak, seçimde çalışamaz hale getirmek istedi. Birçok Belediye Eş Başkanları, Belediye Meclis Üyeleri'nin görevden uzaklaştırıp zindanlara yerleştirdi. Her gün onlarca insanı tutukluyor. Hem halkı korkutmak istedi, hem de çalışan kesimi zindanlara tıkayarak çalışamaz hale getirmek istedi. Böylelikle seçimi kazanmayı hedefledi. Bunların yetmediğini görünce, her yerde halka saldırdı, sokak ortasında insanları öldürmeye başladı. Kadın, çocuk, ihtiyar herkesi öldürüyor. Evleri yakıyor yıkıyor. Bu yöntemlerle halkın iradesini ve demokrasi güçlerinin direncini kırmak istiyor. Böylelikle ya göç ettirme ya da teslim olmayı dayatıyor. Seçimden böyle sonuç almak istiyor.
Tüm bunları sınırsızca uyguluyor. Buna rağmen halkın direnişi, iradesi, demokratik direnişin, demokratik özerkliğin önüne engel olamıyor. Bunu başaramayınca, şehitliklere saldırmaya başladı. Her yerde şuan savaş uçaklarıyla mezarlıklar bombalanıyor. Mezarlıkların bombalanması, Kürt'ün tarihi, kültürü, değerleri, Kürt ve Kürdistan’a ait ne varsa, hepsinin yok edilmek istenmesi anlamına geliyor. Birisi mezarlığa, şehitlere saldırıyorsa, onun tüm canlıları yok etmek istediğini bilmek gerekiyor. Kürt halkı şeref, irade, kimlik ve değer sahibi bir halktır. Bunu hiçbir zaman kabul etmez. Sadece Kürt halkı da değil, kendisine insanım, vicdan sahibiyim, demokratım, liberalim, diktator ve faşizme karşıyım diyen herkesin Kürt halkının yanında yer alarak, bu zulüm ve vahşete karşı çıkması gerekiyor. Bunu kabul etmemesi gerekiyor. Bu durumu, HDP çatısı altında bir araya gelen tüm güçlerin seçimlerde güçlü kazanmasına gerekçe yapması gerekiyor. İşgalcilere, Erdoğan, AKP'ye ders vermek için 7 Haziran seçimlerinden daha güçlü sonuç elde etmesi gerekiyor. Elde edilecek büyük seçim başarısı ile HDP'ye, meclise ve halkın iradesine bir daha darbe yapamayacak duruma getirilmeli. Savaşı, vahşeti ve diktatörlüğü yürütemeyecek şekilde darbe vurulması gerekiyor. Bu darbe aynı zaman demokratik özerklik, demokratik ulus, demokratik cumhuriyet ve Başkan Apo'nun özgürlüğüne vesile olacaktır.
1 KASIM SEÇİMLERİ TÜRKİYE’NİN YÖNÜNÜ BELİRLEYECEK
Amed, Mardin ve Urfa'daki halkımızın 7 Haziran seçimlerinden daha çok çalışacağına ve daha büyük başarı kazanacağına inanıyorum. Herkes seçime katılmalı ve oyunu HDP vermelidir. Hilelerin önünü almak için sandıklara sahip çıkılmalıdır. Halkımızın tüm baskılara karşı direnecektir ve göç etmek zorunda kalanlar da seçim günü kendi seçim bölgesine gelerek, oyunu kullanacaktır. Bir oy da bir oydur. Kimsenin 'benim oyumla birşey değişme' dememelidir. Bir oyun Kürdistan halkı ve Türkiye'nin kaderini değiştirebileceğini bilmelidir. 1 Kasım seçimleri Haziran seçimlerinden daha önemli bir duruma bürünmüştür. Bu seçim Türkiye'nin yönünü belirleyecektir. Türkiye savaşa, diktatörlük ve sultanlığa doğru mu gidecek, yoksa demokrasiye, Kürt sorununun müzakere ile çözülmesine doğru mu gidecek? Bu seçim bu gidişatı belirleyecektir. Kürt halkı, demokrasi ve özgürlük güçleri Erdoğan, AKP ve işgalcilere büyük darbe vurarak, demokrasinin önünü açtı. Bunu hazmedemeyen Erdoğan duruma müdahale ederek, savaşı başlattı. HDP çatısı altında birleşen tüm demokrasi güçleri de, demokrasi savaşını, demokrasi direnişini yükseltmelidir. Bunu sandıkta gösterecektir. Büyük başarı kazanacaktır, istenilen de budur.
Urfa, Mardin, Amed'teki halkımızın yeni bir destan yazacağına, işgalcilere, Erdoğan ve AKP'ye güçlü bir tokat vuracağına inanıyoruz. Halkımız bu bölgelerden elde ettiği milletvekili sayısın arttıracaktır. AKP elde ettiği eski oy oranına bile ulaşamayacaktır.
Bundan dolayı, herkesin sandık başına gitmeye, HDP'ye oy vermeye ve sandıkları korumaya çağırıyorum. Oyunlara müsaade etmeyin. Halkımız, Türkiye'deki demokrasi yanlıları kazanacaktır. Bu temelde selam saygılarımı sunuyor, herkes başarılar diliyorum.