Bayık: AKP çatışmasızlık sürecini fırsat bilerek gerillaya saldırıyor
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Ankara katliamını ve ‘’eylemsizlik sürecini’’ değerlendirdi.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Ankara katliamını ve ‘’eylemsizlik sürecini’’ değerlendirdi.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Ankara katliamını ve ‘’eylemsizlik sürecini’’ değerlendirdi. AKP’nin eylemsizlik sürecine fırsata çevirerek gerilla güçlerine saldırdığını belirten Bayık, bunun da, yakın zamanda şiddetli çatışmaların olacağı anlamına geldiğini ifade etti.
Bayık, Kürtçe yayın yapan Azadiya Welat gazetesinde bugün yayımlanan haftalık yazısında, Ankara katliamının Saray Gladyosu tarafından yapıldığını vurguladı.
İşte Bayık’ın ‘’Katliamı fırsata çeviren Saray!’’ başlıklı yazısının tam çevirisi.
Kürt Özgürlük Hareketi'nin eylemsizlik ilan edeceği anlaşılınca, AKP derhal “bunlara karnımız tok” cevabını vermiş, savaşı sonuna kadar sürdüreceklerini tekrarlamışlardır. Eylemsizlikten sonra ise askeri saldırılarını ve operasyonları yoğunlaştırmışlar; tutuklamaları arttırmışlardır.
Şu anda ordu eylemsizliği de fırsat bilip birçok yerde saldırıya geçmiştir. Eylemsizlik ortamında gerillanın kontrolündeki yerlere saldırıya geçmiştir. Eylemsizlik ortamında gerillanın kontrolündeki yerlere saldırıp ele geçirmeye çalışma; gerilla üslerine saldırma, AKP'nin savaştaki ısrarını açıkça ortaya koymaktadır. Eylemsizlik daha ilk günden anlamsız hale getirilmiştir. Bazı yerlerde askeri yığınak yapılmaktadır. Bu da yakın zamanda şiddetli çatışmaların olacağı anlamına gelmektedir. AKP hükümeti açıkça gerilimin ve çatışmanın olduğu bir ortamda baskılarını sürdürüp seçimden istediği sonucu almayı hedeflemektedir.
Eylemsizlik kararı ve Ankara katliamından sonra siyasi soykırım operasyonlarını arttırmışlardır. Ankara katliamı, Kürt Özgürlük Hareketi ve demokrasi güçlerini ezmek ve sindirmek için gerçekleştirilmiştir. Bu katliamla eylemsizlik ortamının yaratacağı olumlu hava sabote edilmiştir. Bu katliam gerçekleştirilerek baskı ortamı sürdürülmüştür. Sanki bu saldırı Kürt halkına ve demokrasi güçlerine olmamış gibi teröre karşı mücadele altında Ankara katliamının hedefi olan güçlere karşı yeni bir saldırı kampanyası başlatılmıştır. Öyle ki, Konya’daki milli maçta katliamda ölenlere saygı duruşu yapılıyor, ama hemen ölenleri hedefleyen sloganlar atılıyor. Katliamı yapanlar kınanacağına, katliamı yapanların zihniyetiyle demokrasi güçlerine ve devrimcilere yönelik saldırı sloganları atılıyor.
Bu katliam ortamı bile katliamın hedefi olan HDP ve demokrasi güçlerine saldırı fırsatı olarak değerlendiriliyor. Bu katliam ortamında haber ve gündem olmayacağı düşünülerek birçok belediye başkanı ve HDP yöneticisi tutuklanıyor. Serhat bölgesi olarak bilinen Ağrı, Iğdır, Kars, Erzurum, Van ve Muş’ta belediye başkanı bırakılmamıştır. Katliamla demokrasi güçleri hedeflendiği gibi, katliamın yoğun gündemi ortamında da demokrasi güçlerine bir darbe de bu yaygın tutuklamalarla vurulmaktadır.
Aslında bu tutuklamalar seçimleri anlamsız hale getirmiştir. 2009 29 Mart yerel seçimlerinde DTP başarı kazanınca hemen belediye başkanları ve DTP’liler tutuklanarak seçim sonuçlarına karşı savaş açılmıştı. Kürt demokratik hareketi 2014 yerel seçimlerinde belediye başkanlıkları sayısını arttırmış; 7 Haziran seçimlerinde ise AKP Kürdistan'dan silinip süpürülmüştür. 7 Haziran seçimlerinden sonra da başta belediye başkanları olmak üzere HDP’lilere karşı yeni bir saldırı kampanyası başlatılmıştır. Şu anda birçok belediye başkanı tutukludur. Diğerleri de her gün tutuklanmaktadır. Dün Serhat bölgesindeki belediye başkanlarının tümüne yakını tutuklanmıştır. Bu durumda seçimin ne anlamı kalmaktadır? Seçim sadece dünyayı kandırma aracına dönüşmüştür. Seçim yap, ama sonuçlarını tanıma! Belediye başkanlarını tutukla, milletvekillerini tanıma! Bırakın milletvekillerinin tanınmasını, bakan bile HDP’li olduğundan şehirlere ve kasabalara sokulmamıştır. Milletvekillerinin nasıl tartaklandığı görüntüleri hala tazedir. Aslında milletvekillerini de tutuklarlar, ama dünyada gündem olur, maskeleri tümden düşer, tüm baskıları daha fazla açığa çıkar diye tutuklamıyorlar. Ama çalıştırmayarak etkisizleştiriyorlar. Şimdi zaten temel kavram ve hedefleri etkisizleştirme olmaktadır.
AKP hükümeti hem eylemsizliği, hem de katliamın yarattığı ortamı bir fırsata çevirmiş bulunmaktadır. AKP'de artık ne sağduyu kalmıştır ne de politik öngörü ve yaratıcılık. Siyasal ve toplumsal sorunlara çözüm araçları artık AKP'de yoktur. AKP'nin tek yöntemi kalmıştır, o da ezmek, susturmak ve hakim olmak! İktidarda kalmanın yolu siyaset olmaktan çıkmış, ezme ve susturma olmuş. Bu durum Türkiye'yi hiçbir dönemde olmadığı kadar tehlikeli noktaya getirmiştir.
AKP iktidarda kalmak için gerilim ve kutuplaşma yaratmayı bir yol haline getirmiştir. Böylece tüm milliyetçi ve şoven kesimleri yanına alıp iktidarını sürdürmeyi hesaplamaktadır. Bu gerilim, çatışma ve kutuplaştırma Tayyip Erdoğan’ın bilinçli uyguladığı bir stratejidir. Kürt Özgürlük Hareketi'ni ve demokrasi güçlerini böyle ezeceğini hesaplamaktadır. Dikkat edilirse her gün terörizme karşı birlik olalım diyor. Bunu yeni siyaset stratejisi haline getirmiştir. Bu bile bu katliamların arkasında Saray Gladyosunun olduğunu gösteriyor.
Ancak Tayyip Erdoğan’ın bu politikalarının bedelini halklar ödüyor. Bu kutuplaşma her türlü provokasyona açık bir siyasal ortam yarattığı gibi, çatışmaları da ortaya çıkarmaktadır. Yaşanan tüm katliamlar, halka ve demokrasi güçlerine yapılan saldırılar; dağda ve şehirde yoğunlaşan çatışmalar tamamen Tayyip Erdoğan’ın zihniyeti ve politik tarzının sonucudur.
Tüm demokrasi güçleri ve uluslararası demokratik kamuoyu bu gerçeği görmelidir. Türkiye'de demokrasi, barış, istikrar ancak bu zihniyet ve politikaya karşı durmakla olur. Türkiye halkları ve demokrasi güçleri birlik istiyor. Tayyip Erdoğan bu birliğe saldırıyor, kutuplaşma yaratıyor. Kürt Özgürlük Hareketi eylemsizlik ilan ediyor, ama asker ve polis gerillanın üstüne üstüne gidiyor. Bu açıdan tüm dünyadaki demokrasi güçleri ve Türkiye'nin demokrasi güçleri bu politikaya karşı durmalı, Türkiye'deki bu ortamın ortadan kaldırılması için demokratik tutum ve mücadelesini geliştirmelidir.
Kaynak: Azadiya Welat