Bayık: Öcalan’ı sahiplenme anlayışı değiştirilmeli

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, "Önderliğe sahiplenme anlayışının değiştirilmesi gerekiyor" diyerek, şimdiye kadarki 'Önderliği sahiplenme anlayışı’nın gözden geçirilmesini istedi.

"Önder Apo 19 yıla yakındır esaret altında tutulmaktadır. Kürt halkının özgürlük mücadelesini yürüten bir Önderliğin 19 yıldır zindanda tutulması kuşkusuz çok ciddi bir durumdur. Bu, soykırımcı sömürgeciliğin Kürt halkına yaklaşımıdır. Önder Apo'ya yapılan uygulamalarla Kürt halkı üzerinde uygulanan soykırım politikalarının bağının görülmesi gerekmektedir. Bu bağ görülmeden ne Önder Apo'ya doğru sahiplenilebilir ne de Kürt halkının özgürlük mücadelesi doğru verilebilir. Önder Apo, 'sadece benim dışarıya çıkmam için mücadele etmek anlamlı değildir; benim özgürlüğüm için verdiğiniz mücadele Kürt halkının özgürlüğü için verilen mücadeleyle bağlantılıysa, bununla bağlantılı yapılıyorsa anlamlıdır. Yoksa Kürt halkının özgürlüğüyle bağlantılı olmayan, Kürt halkının özgürlük mücadelesini geliştirmeyen her yaklaşım yanlıştır. Kölelik zinciri altında olan Kürt halkıdır, dışarıdaki insanlarımızdır; ben ise özgürüm' diyerek gerçekliği ortaya koymuştur.

KÜRTLERİN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİDİR

Bu açıdan Kürt Halk Önderi’ne sahiplenme, özü itibariyle Kürt halkının özgürlük mücadelesidir; Kürt halkının özgürlük mücadelesine sahiplenmedir. Böyle ele alındığında doğru yaklaşılmış ve Önder Apo'ya doğru sahiplenilmiş olur.

Önder Apo'nun durumu zindandaki bir kişinin insan haklarına sahip olup olmaması değildir. Önder Apo'ya bir kişi olarak bakılamaz. Önder Apo'nun sağlık, güvenlik ve özgürlük sorununa bir insan hakları sorunu olarak bakılamaz. Böyle bakılırsa bu yanlış bir yaklaşım olur. En başta da Önder Apo’ya saygısızlık olur. Kürt halkının özgürlüğü ile Önder Apo'nun özgürlüğü arasındaki bağın görülmemesi olur. Bu açıdan Önder Apo'ya sahiplenme eylemlerinin sadece zindandaki bir kişiye sahiplenme ya da Önder Apo'nun zindandaki durumunu bir insan hakları sorunu olarak görme; zindandaki herhangi bir siyasal tutsağa sahiplenme olarak bakmak, Önderliği anlamamak, Önderliğe sahiplenmeyi anlamamak, Kürt halkının özgürlük mücadelesi gerçeğini anlamamak olur.

Kürt halkının özgürlük mücadelesini geliştirmeyen, Kürt halkının özgürlük mücadelesiyle bağlantılı olmayan Önderliğe sahiplenme yaklaşımları yetersizdir, yanlıştır. Bu açıdan Önder Apo'ya sahiplenme eylemlerine sadece pasif bir eylem olarak, sadece insan hakları çerçevesinde bir eylem olarak bakmak, eylem çizgisini, düzeyini bu çerçevede tutmak yanlıştır. Kürt halkının özgürlük mücadelesini geriye çekme olduğu gibi, Önderliğe de güçlü bir sahiplenme olarak görülemez. Kuşkusuz Önderliğe sahiplenme olarak birçok eylem yapılabilir. Ama Kürt halkı, gençleri, kadınları, Önderliğin özgürlüğünü isteyenler her şeyden önce Kürt halkının özgürlük mücadelesini geliştiren eylem türlerini örgütleme, eylem türlerine başvurma sorumluluğuna sahiptirler.

Önder Apo'nun özgürlüğüne sahiplenme, Kürt halkının özgürlüğüyle bağlantılıysa o zaman Kürt halkının özgürlük mücadelesini geliştiren eylem çizgisinin, eylem türlerinin, eylem düzeyinin ortaya çıkarılması gerekiyor. Önderliğe sahiplenme adına sadece pasif eylemlerle yetinilirse, sadece pasif eylemler yapıldığında Önderliğe sahipleniyoruz gibi bir anlayış ortaya çıkarsa, bu gerçekten yanlıştır, Önderliğe sahiplenmeyi çarpıtmaktır, saptırmaktır, Önderliğe sahiplenme eylemleri altında halkın özgürlük mücadelesini geriye çekmektir, liberalize etmektir; Kürt halkının özgürlük mücadelesini bir insan hakları sorunu derekesine düşürmektir. Bu da ne Önderlik tarafından kabul edilebilir ne de Özgürlük Hareketimiz tarafından kabul edilebilir.

EYLEMLER DAHA GÜÇLÜ OLMALI

Kürt gençlerinin, kadınların, toplumun Önder Apo'ya sahiplenme konusunu doğru anlaması gerekiyor. Bu yönüyle de AKP-MHP faşizmine karşı Kürt halkı üzerinde soykırım politikası izleyen Erdoğan-Bahçeli faşizmine karşı daha güçlü eylemlerin ortaya konulması gerekiyor. Böyle bir sahiplenme ve eylem çizgisi ortaya koymadan, bu konuda sorumluluk almadan, Kürt halkının özgürlük mücadelesini geliştiren eylemler yapmadan, sadece bazı pasif eylemlerle Önderliğe sahiplenildiğin söylemek yanlıştır. Bunu söylerken bu tür eylemler olmasın demiyoruz. Önder Apo'nun özgürlüğü için birçok eylem türü denenebilir. Bu da mücadelenin bir boyutudur. Ancak Önderliğe sahiplenme çizgisi, Önderliğe sahiplenme yaklaşımı sadece bu tür sınırlı yumuşak eylemlerle görülürse bu mücadele çizgisini saptırır. Bu gerçekten özgürlük mücadelesini geriye çeken yaklaşım olur.

Önderliğe sahiplenme, Önderliğin sağlık, güvenlik ve özgürlüğünü isteme, bu konuda mücadele etme kesinlikle Kürt halkının faşizme karşı özgürlük mücadelesini gelişten örgütlenmeler içine girmekle, faşizmi gerileten eylemler gerçekleştirmekle mümkün olur. Önderliğe bağlıyım, Önderliğe sahipleniyorum diyen herkesin bu gerçeği özellikle bilmesi gerekmektedir. Çünkü Kürt halkının özgürlük mücadelesi geliştirilmeden, Kürt halkının özgürlük mücadelesi geliştirilerek faşist güçler geriletilmeden, soykırımcı güçler geriletilmeden Önder Apo'nun sağlık, güvenlik ve özgürlük sorunu çözülemez.

Bırakalım Önderliğin özgürlüğünü sağlamayı, sağlığı ve güvenliği bile güvenceye alınamaz. Bu açıdan Önderliğe sahiplenme anlayışının değiştirilmesi gerekiyor. Şimdiye kadarki Önderliğe sahiplenme anlayışının gözden geçirilmesi gerekiyor. Şimdiye kadar yapılan eylemler çerçevesinde Önderliğe sahipleniyoruz denilirse bu yanlış bir yaklaşım ve değerlendirme olur. Çünkü Önderliği sahiplenme, Kürt halkının özgürlük mücadelesini geliştirmeyle paralel bir konudur. Yapılan eylemler Önderliğe sahiplenmenin sadece küçük bir parçası olarak görülebilir. Önderliğe sahiplenmenin yöntemlerinden biri olarak görülebilir. Ama Önderliğe sahiplenmenin en zayıf biçimidir. Önderliği sahiplenmenin en zayıf ifadesidir. Önderliğe bağlıyım diyenler, Önderliğin özgürlüğünü Kürt halkının özgürlüğü olarak görenler kendilerini böyle eylemlerle sınırlayamazlar. Ya da böyle eylemleri Önderliğe sahiplenme olarak göremezler. Bu açıdan mevcut yapılan eylemlerin anlamlı olabilmesi için onların da Önderliğe sahiplenme eylemleri olarak değerlendirilmesi için Kürt halkının özgürlük mücadelesini geliştiren, faşizmi gerileten eylemler yapılması gerekir.

Mevcut eylemlerle Kürt halkının özgürlük mücadelesini geliştiren, faşizmi gerileten eylemlerin bir bütünlük içinde yürümesi gerekir. Kürt halkının özgürlük mücadelesini geliştiren, faşizmi gerileten eylemler olursa, bu yönlü kapsamlı eylemler gelişirse o zaman Önder Apo'nun özgürlüğü, sağlığı ve güvenliği için yapılan pasif eylemler, radikal olmasa da çok çeşitli eylemler bir anlam ifade eder; Önderliğe sahiplenme eylemleri olarak anlam bulabilir. Ama faşizmi geriletecek düzeyde eylemler yapılmıyorsa, Kürt Özgürlük Hareketi'nin mücadelesini geliştiren, ilerleten etkili eylemler yapılamıyorsa, o zaman hiç kimse ben şöyle eylemler yapıyorum, biz şu eylemleri yapıyoruz, Önderliğe sahipleniyoruz diyemez, dememelidir.

Kısa bir süre önce Öcalan için 5 kıtada yeni bir kampanyanın startı verildi. Önder Apo'nun sağlığı, güvenliği ve özgürlüğü için yeni başlatılan kampanyayı anlamlı buluyoruz. Önder Apo'nun sağlığı, güvenliği ve özgürlüğü konularının sürekli gündemde tutulması önemlidir. Soykırımcı sömürgecilik Önder Apo'yu zindanda unutturmak istiyor. Önder Apo'yu sıradan bir tutuklu, hükümlü derecesine düşürmek istiyor. Bu açıdan bu tür eylemlerle Önder Apo'nun sağlık, güvenlik ve özgürlük sorununu sürekli gündemde tutmak, Önder Apo'nun sadece Kürtler içinde değil, bütün dünyada sahiplenilmesini sağlamak çok çok önemlidir. Bu yönüyle bu tür eylemler süreklileştirilmelidir. Özellikle dünya kamuoyunda Önder Apo üzerinde uygulanan tecrit ve baskı politikasını teşhir edebilmeliyiz. Önder Apo'nun özgürlüğüyle Kürt halkının özgürlüğünün birbirine bağlı olduğunu, Önder Apo'ya bu kadar ağır baskı ve tecrit uygulanmasının Kürtler üzerinde uygulanan soykırımla bağı olduğunun, bu bakımdan Kürt soykırımına karşı çıkan herkesin Kürt Halk Önderi’ni sahiplenmesi gerektiğini, Kürt halkının özgürlüğü ile Kürt Halk Önderi’nin özgürlüğünün iç içe geçtiğini, bu yönüyle Kürt halkının özgürlük mücadelesini geliştirmeden Önder Apo'ya sahiplenilemeyeceğini ya da Önder Apo'ya sahiplenilmeden Kürt Özgürlük Hareketi'ne sahiplenmenin söz konusu olamayacağını özellikle vurgulamak, bu konuda sadece Kürtler içinde değil, tüm dünyada bir bilinç, bir algı ortaya çıkarmak gerekmektedir.

Önderliğe sahiplenme adı altında sadece bu tür eylemlerle yetinilirse, Önderliğe sahiplenme anlayışı, zihniyeti, pratiği daha etkili eylemler biçiminde gerçekleştirilmezse Kürt halkının özgürlük mücadelesini yükseltmede gereken rol oynanmazsa, o zaman hiç kimse ben Kürt Halk Önderi’ni sahipleniyorum diyemez. Hatta mevcut yürütülen eylemler de çok anlamlı olmaz. Kuşkusuz bu tür eylemler dünyanın her yerinde yapılmalıdır. Çok zengin eylem türleri denenebilir. Bunları selamlıyoruz, destekliyoruz, anlamlı buluyoruz ama bütün halkımız da gençler de kadınlar da dostlarımız da bilmeli ki; Önder Apo'ya sahiplenme, Önder Apo'nun sağlık, güvenlik ve özgürlük sorununu gündemde tutma ancak ve ancak Kürt halkının özgürlük mücadelesi gelişirse, AKP-MHP faşizmi geriletilirse mümkün olabilir. Önder Apo'ya sahiplenme böyle anlaşılır, Önder Apo’ya sahiplenme yumuşak eylemden en sert eylemlere kadar bir bütün olarak ele alınırsa Önder Apo'ya sahiplenmek isteyenler Kürt halkının özgürlüğünü geliştirme eylemlerine aktif katılırsa, Kürt halkının özgürlüğü için güçlü eylemlerin örgütlenmesinde, gerçekleşmesinde yer alırlarsa, bu konuda duyarlılık gösterirlerse o zaman biz gerçekten de Önderliği doğru sahiplenme anlayışının geliştiğini söyleyebiliriz. Yoksa Önderliğe sahipleniyoruz, görevlerimizi yerine getiriyoruz denilerek Kürt halkının özgürlük mücadelesini yükselten, faşizmi gerileten eylem türleri, eylem çizgisi pratikleştirilmezse, Önderliğe sahiplenme eylemleri Kürt halkının özgürlük mücadelesini geliştiren eylemleri geriye çeken, liberalize eden bir yaklaşımla ele alınırsa o zaman tabii ki Önder Apo da biz de bu sahiplenme biçimini eleştiririz ve herkesi doğru sahiplenme biçimine çağırırız."