Basın kuruluşları: Türkiye'de endişe büyüyor

Basın kuruluşları: Türkiye'de endişe büyüyor

Uluslararası ve Türkiye'den basın kuruluşları, ülkede basın özgürlüðü konusundaki gerilemenin hızla devam ettiðini açıkladı.

Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), IPI Türkiye Ulusal Komitesi, EFJ üyesi Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP), Türkiye’de basın özgürlüðü konusunda olumlu adımların atılmadıðı gibi; 77 gazetecinin "terör" suçlamalarıyla tutuklu olmasını kınadı.

IPI, EFJ, TGS ve GÖP tarafından hazırlanan, “Türkiye’de basın özgürlüðündeki endişe verici gerileme sürüyor” başlıklı raporda, Türkiye’deki basın özgürlüðüne ilişkin tespitlere yer verildi. Rapor, kurum temsilcilerince tutuklu gazeteciler cezaevinde ziyaret edilerek ve duruşmaları izlenerek, aynı zamanda gazetecilerin avukatları ve aileleriyle görüşelerek hazırlandı.

'KCK Basın Komitesi’ne üye oldukları iddiasıyla tutuklanan ve yine Odatv'den sadece 2’şer gazetecinin tahliye edildiðinin hatırlatıldıðı raporda; diðer tutsakların serbest bırakılmaması ve hukukdışı suçlamalarla üç yıla yakındır tutuklu bulunan gazeteci Bedri Adanır'ın Diyarbakır'daki mahkemece tahliye talebinin reddedilmesi eleştirildi.

'TÜRKÝYE'YE BASKI YAPILMALI'

Üçüncü Yargı Paketine deðinilen basın kuruluşları, bu paketin çözüm olamayacaðını belirtti. Raporda, Üçüncü Yargı Paketinin Türkiye’de basın özgürlüðünü güvence altına alacak bir içeriðe sahip olmadıðına dikkat çekildi.

IPI Direktörü Alison Bethel Mckenzie, gazetecilerin maruz kaldıðı uygulamalardan yola çıkılarak, Türkiye'nin "demokrasi modeli" olamayacaðını belirtti. Mckenzie, “Biz Türk yetkililerden basın özgürlüðünün önünü açmaları, gazetecilerin her gün yaşadıkları korku iklimine son vermeleri için talepte bulunuyoruz” dedi.

EFJ Başkanı Arne König ise Türkiye'nin gazeteciler ve basın üzerindeki baskılarına son vermediði takdirde, diðer ülkelerde, bölgede ve Avrupa’da olumsuz etkiler yaratmasından endişe duyduklarını kaydetti. Türkiye'ye baskıda bulunmak için çaðrıda bulunan König, "Türkiye’nin dostlarından hükümetin gazetecilere ve basın özgürlüðüne açtıðı bu savaşa son vermesi için baskı yapmaları çaðrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.

'ANA AKIM SESSÝZ KALIYOR, OTOSANSÜR ARTIYOR'

Ayrıca raporun sonuç bölümünde, ana akım medyanın 'sessiz' kaldıðı ve otosansürün de yaygınlık kazandıðı, belirtildi. "Otosansür giderek yayılmış, açıksözlü gazeteciler sadece 'terör'e destek vermekle suçlanma tehlikesiyle deðil, medya sahiplerinin farklı ekonomik çıkarlarını olumsuz etkileyecek haberler yapılması durumunda işlerini kaybetme tehlikesiyle de karşı karşıya kalmaktadırlar" ifadelerinin yer aldıðı rapor, şöyle son buldu: "Terör'le ilgili baðımsız haberciliðin yokluðu savcıların gazetecilerle ilgili iddialar yaymasına yol açmakta ancak pek çok ana akım medya gazetecilerin kendini savunma argümanlarına sessiz kalmaktadır. Sonuç olarak, cezaevlerindeki gazeteci sayısında azalma olmasına karşın, olumlu gelişmeler ve gerçek basın özgürlüðü hâlâ yok hükmündedir.”