Başaran: CPT’nin raporlarının açıklanmasını neden engelliyorsunuz

Bütçe görüşmelerinde HDP Batman Milletvekili Başaran, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük aylardır devam eden tecridi gündeme getirdi. Başaran, 2016 ve 2017'de CPT'nin cezaevleriyle ilgili raporlarının açıklanmasına neden izin verilmediğini sordu.

Meclis Genel Kurulu'nda Pazartesi günü başlayan bütçe görüşmelerinin 4. turunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı'nın üzerine görüşmeler yapıldı.

Görüşmelerde Adalet Bakanlığı bütçesi üzerine konuşan HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, konuşmasının büyük bir bölümünü cezaevlerindeki yoğun hak ihlallerine ve hükümetin bu konudaki tutumuna dönük eleştirilere ayırdı.

Başaran, "En çok adaletsiz olduğumuz, adaleti en çok aradığımız, adaletin olmadığı bir ortamda Adalet Bakanlığı’nın bütçesini konuşmak da ayrıca trajikomik bir durum. Adaletin tek bir cümleyle, tek bir kişinin ağızından çıkan lafla tecelli ettiği bir süreçteyiz" dedi.

Başaran, şöyle devam etti: "Suç tanımımız da çok geniş, düşünce suçlusuydu, siyasi suçluydu, en son geldiğimiz nokta herkesi dibi delik bir çuvala attınız 'terörist' kavramı, herkes terörist bu ülkede. Cezaevlerinin yarısı teröristle dolu; bir 'tweet' atan da terörist kabul ediliyor. En ufak bir muhalif ses çıkaran da terörist kavramı içerisine sıkıştırılıp cezaevine gönderiliyor. Tutsaklar, mahpuslar gidiyorlar hastaneye, hastanede de ayrıca kötü muameleye uğruyorlar. İşlemiş oldukları suçtan dolayı gittikleri her hastanede ayrımcı bir tavra maruz kalıyorlar. Bunları kendileri de söylüyor. Peki bu kadarla mı sınırlı cezaevi meseleleri? Değil. Şu anda 1.000'den fazla hasta tutsak var cezaevinde. Bakın, çözüm sürecinde bu konu konuşuldu, bir mutabakata varıldı. Eğer bu devlet, iktidar vatandaşına hasmane bir tavır takınmıyorsa cezaevinde bu kadar hasta tutsak varken bunlarla ilgili bir düzenleme yapar. Adli Tıp raporları var, Adli Tıp raporları olmasına rağmen ölümleri bekleniyor cezaevinde. Daha birkaç gün önce bir cenaze çıktı. Bu hasmane tutum değil de nedir?"

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın cezaevi koşullarına da değinen Başaran, "İmralı Cezaevi’nden başlayan, Sayın Öcalan'la başlayan ve Türkiye'nin birçok yerine yayılan, birçok cezaevine yayılan bir insanlık suçu işleniyor; tecrit. Dediğim gibi tek bir şekilde siz ceza verirsiniz ve infazını gerçekleştirirsiniz, tecritte tutamazsınız ama aylardır, yıllardır İmralı Cezaevindeki Sayın Öcalan, ailesiyle, avukatıyla, herhangi bir kimseyle görüşemiyor. Neden? İktidarın politik yaklaşımları nedeniyle ve bu peyderpey diğer cezaevlerine de yansıyor. Tecrit insanlık suçudur. Bir insanı tecritte tutamazsınız, kendi vatandaşınıza hasmane bir tutumla yaklaşamazsınız; diyoruz, dinlemiyorsunuz. Adalet Bakanlığından cevaplanmasını beklediğim başka bir soru var. 2016 yılında ve 2017 yılında CPT Türkiye'deki cezaevleri için incelemeye geldi. Biliyoruz ki CPT raporlarını açıklarken İçişleri Bakanı’nın onayı gerekiyor. Hükümete, iktidara sorumuzdur: Madem her defasında biz 'Cezaevlerinde işkence var.' dediğimizde 'Yok.' diyorsunuz, madem cezaevlerinde işkence yok, neden CPT'nin raporlarını açıklamasına izin vermiyorsunuz? Eğer yoksa bir işkence, bırakın, CPT gelip yaptığı gözlemleri kamuoyuyla paylaşsın. Biz söylemeyelim, siz söylemeyin; zaten bizim girişimize izin vermiyorsunuz" diye konuştu.

BEŞTAŞ, BAYDEMİR’İN GEÇİCİ ÇIKARILMA CEZASINA TEPKİ GÖSTERDİ

Yine Adalet Bakanlığı bütçesi üzerine konuşan Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş da "Kürdistan" ifadesi nedeniyle HDP Urfa Milletvekili Osman Baydemir'in "geçici çıkarma" cezasıyla karşı karşı kalmasına tepki gösterdi.

Beştaş, "Daha dün 2932 sayılı Yasa'yla, Şark Islahat Planlarıyla, Cumhuriyet Dönemi'ndeki daha birçok yasayla tehciri, sürgünü, asimilasyonu, inkârı bu ülke yaşadı. Kürtler reddedildi, asimilasyon uygulandı, inkâr edildi, katliama uğradı. Dersim'den, Agıri'den, Koçgiri'den, Roboski'den bugüne geldik. Dün, çok iyi hatırlarım çocukken, Kürtçe konuştuğu için 2932 sayılı Yasa'yla para cezası veriliyordu. Bugün Meclis kürsüsünde Kürdistan bölgesinden söz eden bir milletvekilimiz ceza alıyor. Adalet bunun neresinde? Dün konuştuğumuz için ceza alıyorduk, bugün de konuştuğumuz için ceza alıyoruz, değişen hiçbir şey yok. İşte, adaletsizliği ve adalet kavramının nasıl yaşama geçtiğini buradan tartışmamız lazım. Bu kürsüde düşünce ve ifade özgürlüğü yoksa, bu kürsüde biz kendi ana dilimizi savunamıyorsak, kendi kimliğimizi savunamıyorsak, kendi kültürümüzü yansıtamıyorsak, yaşadığımız coğrafyayı zikredemiyorsak bu parlamentoda da bu ülkede de özgürlük de yoktur, adalet de yoktur" ifadelerini kullandı.

SANCAR: HUKUKTA VE YARGIDA BÜYÜK SARSINTILAR YAŞANIYOR

HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar da "Adalet sadece Adalet Bakanlığını ilgilendiren bir mesele değildir elbette, başka boyutları da vardır ama 'adalet' denince akla ilk gelen şey hukuk ve yargıdır. Hukukta ve yargıda çok büyük, çok büyük sarsıntılar ve yıkımlar yaşıyoruz, buna gözümüzü kapatırsak bu yıkımların daha da derinleşeceğinden çok ciddi endişe duyuyoruz. Aslında bütün bunları tek tek verilerle anlatmak da mümkün, tarihten örnekler vererek de bu konuda uyarılarda bulunmak da mümkün" diyerek, yargının içerisine düştüğü duruma dair eleştiriler getirdi.