Barış Aktivistleri Diyarbakır Cezaevi önünde açlık grevine girdi

Barış Aktivistleri Diyarbakır Cezaevi önünde açlık grevine girdi

Roboski ailelerini ziyaret eden barış aktivistleri Halil Savda ve arkadaşları, 47 gününe giren tutsakların açlık grevine dikkat çekmek için Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünde bir günlük açlık grevine başladı.

Ýnsan hakları savunucusu ve barış aktivistleri Halil Savda, Ferhat Encü, Emine Özkaya, Ýbrahim Yaylalı, Meral Geylani, Haydar Haykır, Ýlham Gökçe ve Fatih Şaşmaz, Roboskîlili aileleri ziyaretlerinin ardından Türk cezaevlerinde PKK ve PAJK’lı tutsakların 47 gündür sürdürdüðü açlık grevine dikkat çekmek amacıyla Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünde bir günlük açlık grevine başladı.

“Yeni Roboskî’ler istemiyoruz. Yıkılsın zindanlar, tüm tutsaklara özgürlük”, “Bir daha yas tutmak istemiyoruz bu nedenle açlık grevindeyiz” yazılı dövizler açan barış aktivistleri, yaşanan katliamın ardından bayram kutlamayan, düðün kurmayan Roboskîli ailelerin kendilerine verdiði yöresel bayram kıyafetlerini giydi. ESP Diyarbakır Ýl Başkanı Ramazan Karakaya ve DTK’nin de katılarak destek verdiði eyleme halk yoðun ilgi gösterdi.

Barış aktivistleri adına açıklamada bulunan Halil Savda, Türk cezaevlerinde siyasi tutsakların 12 Eylül’ de başlattıkları açlık grevinin 47’inci gününe girdiðine ve ölüm sınırında olduðuna dikkat çekti. Açlık grevindeki tutsakların saðlık durumlarının riskli hale geldiklerine işaret eden Savda, “Yaşam her şeyden deðerlidir ve en temel insan hakkıdır. Yaşama hakkına saygı gereði herkesten duyarlılık istiyoruz. Can kaybı istemiyoruz. Kimsenin kardeşi, akrabaları yas tutsun istemiyoruz. Bu topraklarda hapishanelerde ve sürmekte olan çatışmalarda çocuklarının yitiren birçok aile yas tutuyor. Bu topraklarda bir daha yas olmasın diye yeni ölümlerin önüne geçmeliyiz. Şunu çok iyi bilmeliyiz ki yaşamın takası yoktur, yaşamla hiçbir şey takas edilemez. Geri gelmeyecek tek şey yaşamdır” diye konuştu.

Türkiye halklarını can kaybının önüne geçmek için mücadeleye çaðıran Savda, AKP Hükümeti’ne ise “Kürt siyasi hareketini ve halklarımızın Kürt sorunun demokratik barışçıl çözümü ve açlık grevlerinin bitmesi izin çatışma ikliminin deðişmesi yönünde çaba harcayın” diye seslendi.

Roboskî katliamında 11 yakının kaybeden Ferhat Encü ise, Roboskî katliamının üzerinden 10 ay geçmesine raðmen sorumluların yargılanmadıðına dikkat çekerek, “Bu durumu şiddetle kınıyorum” dedi.

Türk cezaevlerinde siyasi tutsakların bedenlerini ölüme yatırarak 47 gündür sürdürdükleri açlık grevine dikkat çeken Encü, “Buradaki aileler bizim gibi acılar yaşamasın diye ben de katıldım açlık grevine. Tutsakların taleplerin insani taleplerdir. Bir halkı yok sayarak çözüme ulaşamazsın. Çözüm için halkın talepleri kabul edilmelidir” diye konuştu.

Encü son olarak, Roboskî’de 10 aydır tutulan yasın toplum tarafından anlaşılmasını istedi.

“Ýnsan haklarının çiðnendiði bu coðrafyada kadın hakları da katmerli olarak çiðnenmektedir” diyen Emine Özkaya ise yaptıðı kısa konuşmada devletin sadece şiddet uygulamadıðını, cinayetler işlediðini ifade ederek, “Roboskî’de gülmenin mahkum edildiðine tanık oldum” dedi.

Erkeklerin Roboskîlili ailelerin verdiði kadın kıyafetlerini giymelerinin toplumsal cinsiyet rollerine karşı bir protesto olduðunu belirten Özkaya, Türk cezaevlerinde bulunan kadın tutsakları selamladı.