‘Barışa, hakikate, adalete sözümüz var’

Dışarıdaki Gazeteciler, Barış Akademisyenleri, Adalet Nöbetini tutan hukukçular, tutuklu ve baskı altındaki meslektaşları için 'Sözümüz var' şiarıyla Kadıköy’de yürüdü.

Polis engellini aşarak Mehmet Ayvalıtaş Parkı’ndan Altıyola yürüyen gazeteciler, akademisyenler ve hukukçular, “Haksızlıklara karşı daima feryat ederiz ama sözümüzden feragat etmeyiz. Çünkü biliyoruz sözün bittiği yerde faşizm başlar” mesajını verdi.

Dışarıdaki Gazeteciler, Barış Akademisyenleri ve Adalet Nöbeti tutan hukukçular, “Sözümüz var” şiarıyla tutuklu ve baskı altındaki meslektaşları için İstanbul, Berlin, Paris, Londra ve Brüksel’de eş zamanlı yürüdü.

İstanbul’da Kadıköy’de bir araya gelen gazeteciler, akademisyenler ve hukukçular polisin tüm engeline rağmen Mehmet Ayvalıtaş Parkı’ndan Altıyol’a yürüdü. Sur’daki tarihi Dört Ayaklı Minare’nin ayaklarında katledilen Amed Baro Başkanı Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, CHP Milletvekilleri Zeynep Altınok, Mahmut Tanal, Barış Yarkadaş, Amed Baro Başkanı Ahmet Özmen, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, gazeteciler Ertuğrul Mavioğlu ve Kenan Kızılkaya’nın ön saflarda yerini aldığı yürüyüşe, avukatlar cüppeleriyle katıldı.

Tahir Elçi’nin, gazeteci Ahmet Şık ve tutuklu gazetecilerin ve avukatların fotoğraflarının taşındığını yürüyüşte, “Özgürlük, adalet, barış, hakikat sözümüz var”, “Gazetecilere özgürlük” yazılı pankartları ile, “Akademi iktidara biat etmeyecek” dövizleri açıldı. “Özgürlük, barış, adalet, hakikat sözümüz var”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Devrimci avukatlar onurumuzdur”, “OHAL’e karşı omuz omuza” sloganları eşliğinde KHK zulmüne karşı Eğitim-Sen üyelerinin nöbet tuttuğu Altıyol’a varan gazeteciler, akademisyenler ve hukukçular adına ortak açıklamayı Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu okudu.

‘YÜRÜYORUZ…’

Zor zamanlardan geçildiğini hatırlatarak sözlerine başlayan Mavioğlu, böylesi zamanlarda en sağaltıcı ilacın el ele, kol kola, omuz omuza, hep birlikte yürümek olduğunu vurguladı. “İşte o yüzden, üzerimizdeki onca baskıya direnerek; sözümüzden feragat etmeden yürüyoruz” diyen Mavioğlu, “Yürüyoruz… Gazetecilerin, yazarların, akademisyenlerin ve her dönemin olağan şüphelisi gençlerin kötü gün dostu olan hak savunucusu avukatlar, ağır bir cenderenin içinde boğulmaya çalıştıkları için yürüyoruz. Varlıkları, rüşvet, şiddet ve nefret temelinin üzerine inşa edilmiş, yalnızca yalanlarla beslenen, o yüzden de kendi yasalarını dahi ayakaltı almakla beis görmeyenlerin, hemen şimdi meslektaşlarımızdan ellerini çekmesini istiyoruz” dedi.

‘ASLA BAŞARAMAYACAKSINIZ’

Eğer boğazına tasma takılmasına razı olursa, işte o vakit akademisyenin akademisyen, gazetecinin gazeteci, hukukçunun hukukçu sayılmayacağını kaydeden Mavioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kaç gazeteyi, televizyonu, internet sitesini kapatırsanız kapatın, kaç gazeteciyi tutuklarsanız tutuklayın, gerçeklerin mutlaka ortaya çıkma gibi bir huyu olduğunu unutmayın. Bilin ki, akademisyenler her koşulda bilim üretmeye devam edecektir. O yüzden toplumu hurafelerle alıklaşma planlarınızdan vazgeçin. Açtığınız davalarda barış yanlılarından terörist üretmeye çalışarak, itibarsızlaştırma taktiğiniz tutmaz. Asla başaramazsınız. Ve avukatları ister gözaltına alın ister tutuklayın ne mahkemelerdeki savunma kürsüsü boş ne hukuk büroları sahipsiz kalır… Avukatları tutuklayarak Soma, Ankara, Suruç, Ermenek, Berkin Elvan davalarının sahipsiz kalacağını sanmayın.”

 

‘SÖZÜMÜZ VAR, ÇÜNKÜ SÖZÜN BİTTİĞİ YERDE FAŞİZM BAŞLAR’

Gazeteciler, akademisyenler, hukukçular olarak barışa, hakikate, adalete dair sözleri olduğunu vurgulayan Mavioğlu, “Her daim haksızlıklara karşı feryat ederiz ama sözümüzden feragat etmeyiz. Evet sözümüz var! Çünkü biliyoruz, sözün bittiği yerde faşizm başlar” dedi.

Açıklamanın ardından Mavioğlu, bu hafta görülecek akademisyenlerin ve tutuklu gazetecilerin davalarına katılım çağrısı yaptı.