Baluken, Erdoğan'ın 'Amed' tepkisine yanıt verdi. "Amed, direnişin, medeniyetin kentidir" diyen Baluken, "Bu vesile ile bütün Amed  ve Türkiye halklarını tarihi sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz" diyerek, oy kullanma çağrısı yaptı.

Amed’in Medeniyetlerin izini taşıyan bütün medeniyetlerin gözbebeği olmuş bir emanet olduğunu ifade eden HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken, “Amed’in bu mirasını bilmeyenler Amede en büyük zulmü yapan ihanetleri yaşatanlardır. Tıpkı dün konuşan Erdoğan gibi buraya gelip de Kürt sorunu benim sorunumdur diyerek bu kentten çıktıktan sonra ihanet edenleri de çok yakından bilir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın  Başbakan Davutoğlu'nun  Diyarbakır’a Amed demesine öfke ile  “Adam çıkmış Amed diyor. Amed ne ya? Ne oluyoruz” sözlerini sarf etmesi üzerine 

Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Diyarbakır'a 'Amed' denmesine tepki göstermesine ilişkin Amed'de basın açıklaması yapıldı.

DBP Amed İl Binasındaki açıklamaya, HDP Amed Milletvekili İdris Baluken, Amed Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak ve Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD) avukatları katıldı. 

BALUKEN: AMED, DİRENİŞ DESTANININ YAZILDIĞI KENTTİR

Baluken, asimilasyoncu zihniyetin Erdoğan tarafından temsil edildiğini belirterek, "Bu yasakçı ve inkârcı zihniyetin bu coğrafya da tüm yasaklara rağmen hala dile getiriyor olmasını tarihe geçmiş büyük bir ayıp olarak ifade edebiliriz. Diyarbakır halkı olarak kınadığımızı ifade etmek istiyoruz" dedi.

Amed’in medeniyetlerin emanet edildiği bir kent olduğuna dikkat çeken Baluken, şöyle konuştu: "Maalesef bu emanetin değerini bilmeyenler tarafından dili, kültürü yasaklamaya teslim alınmaya çalışılmış bir kenttir. Tüm bu yok etme anlayışlarına karşı tarihin en büyük direnişini gerçekleştirmiştir. Yakın tarihte dilimizi kilimliğimizi yasaklayanlara karşı şeyh Sait Efendi ve onun öncü direniş kadroları ile birlikte direniş destanının yazıldığı kenttir."

Amed'in tarihi fotoğraflarını basın mensuplarına gösteren Baluken, şu ifadeleri kullandı: "Bu fotoğraflara bakanlar Orta Doğu ve Kürdistan açısından neyi sembolize ettiğini rahatlıkla görebilirler. Zulümlerin en  yoğun yaşandığı darbe döneminde halkların özgürlük tohumunun ekildiği  yerdir. Mazlum Doğan'ın üç kibrit çöpü ile yakmış olduğu direnişin başladığı yerdir, Amed."

Amed’in direnişin kalesi olduğuna vurgu yapan Baluken, "Hiçbir karşılık beklemeden toprağa düşerken kendi mezar taşına 'halkına borçlu gittiler' diye yazdıran Hayri Durmuşlar'ın toprağıdır, Amed. Amed’in bu mirasını bilmeyenler Amed'e en büyük zulmü yapan ihanetleri yaşatanlardır. Tıpkı dün konuşan Erdoğan gibi buraya gelip de 'Kürt sorunu benim sorunumdur' diyerek bu kentten çıktıktan sonra ihanet edenleri de çok yakından bilir. Yine Amed ‘kadın da olsa çocuk da olsa vurun’ diyerek katliam emri verenleri çok iyi biliyor. İnsanlıktan zerre kadar nasibini alanların gördüğü ve buradaki tarihi koklayan Ceylan Önkol'un masum bakan gözleridir, Amed."

'SÜRÜKLENEN CENAZELERİN ÖFKESİNİ TAŞIYAN BİR KENTTİR'

Amed’in 'yerlerde sürüklenen cenazelerin ve sokak ortasında infaz edildikten sonra talimatla kafası kesilen gençlerin acısını ve öfkesini taşıyan kent olduğuna' dikkat çeken Baluken, şöyle devam etti: "Amed büyün bu inkârcı imhacı anlayışların savaş uçakları ile yerle yeksan ettikleri ve bununla da gurur duydukları mezarları şehitlikleri  bombaladıkları yerdir. Camileri ve cemevlerini yıkanların halk arasına çıkamadıkları kenttir. Bütün bu tekçi dayatmalara karşı 'karar süreçlerinde ben de yer alacağım' diyen ve 'kendi kendimi yöneteceğim' diyen Silvan’ı bu hale getirenlerin sokaklara çıkamadıkları yerdir, Amed. Yine Sur duvarlarına çete adlarını yazarak halkı çökertmeye çalışıldığı ama başarılı olamadıkları yerdir, Amed."

'AMED YARIN TARİHİ SORUMLULUĞUNU GÖSTERECEK'

Baluken, konuşmasını şöyle tamamladı: "Her gün savaş uçaklarına karşı ısrarla barış güvercinleri uçuran halkın ortak iradesini tanımayanların Amed'i duyunca şaşırıyor. Kendi yüreğinde içselleştirmeyenler Amed’i tanımak zorunda kaldılar. Bu vesile ile bütün Amed  ve Türkiye halklarını tarihi sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz. Yarın sabah 07.00'den akşam 16.00'ya kadar kendini inkâr eden zihniyete karşı nasıl tarihi sorumluğunu yerine getireceğini bir kez daha ifade ediyorum."