BDP Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna, 90’lı yıllarda köyler yakılıp yıkılarak Kürtlerin zorunlu göçe maruz bırakıldıðını, 2000’lerde de, AKP’nin güvenlik barajlarıyla bölge insanının zorunlu iskâna tabi tuttuðuna dikkat çekti.
BDP Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna, partisi adına, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlıðı çalışmalarına ilişkin deðerlendirmede bulunmak üzere söz aldı. Konuşmasının büyük bir kısmını HES’lere ve Güvenlik Barajlarına ayıran Ayna, Türkiye'nin birçok yerinde halka raðmen yapılan küçük ölçekli HES'lerin tarihi ve kültürel mirası yok ettiðini ifade etti. Ayna, oniki bin yıllık tarihiyle birlikte Hasankeyf ve çevresini sulara gömecek olan Ilısu Barajı ve Munzur üzerinde yapımı devam eden barajlar ile sözde enerji üretimi adına doða katliamlarının yapıldıðını belirtti.
‘GÜVENLÝK BARAJLARI ÝLE SUDAN ÇÝN SEDDÝ OLUŞTURULUYOR'
HES gibi projelerle ortaya çıkan doðal, kültürel, insani ve mali risklere karşı yenilenebilir kaynaklara yönelinmesi gerektiðinin altını çizen Ayna, bölgede yapılan güvenlik barajlarına ilişkin ise şunları söyledi: “90’lı yıllarda köyler yakılıp yıkılarak Kürtler zorunlu göçe maruz bırakılırken, 2000’lerde, AKP, güvenlik barajlarıyla bölge insanını zorunlu iskâna tabi tutmaktadır. AKP, sadece bölgede deðil Türkiye'nin her tarafında; Karadeniz’de, Ege’de, Marmara’da, Akdeniz’de, Ýç Anadolu’da bulduðu her dereye, çaya, ırmaða neredeyse bir HES yapıyor. Bakanın temel elektrik enerjisi kaynakları arasında saydıðı HES'lerin ömrü ise Türkiye gibi ülkelerde en fazla elli yıldır. Elli yıllık bir sevda için Türkiye’nin doðal güzellikleri, tarihî mekânları sular altında bırakılmakta, kaynakları tüketilmektedir. Çok ilginç bir başka icraat da “güvenlik barajları” olarak karşımıza çıkıyor. Literatüre Türkiye'nin armaðan ettiði güvenlik barajlarını kamufle etmek amacıyla bazısına küçük birkaç enerji yapısı ilave edilmiş olmasına raðmen, isminden de anlaşılacaðı üzere tek amaç güvenliktir. Çin Seddi’ni kuranların mantıðı 2000'lerin dünyasında güncellenerek sürdürülmektedir. Bugün güvenlik adına sudan bir Çin Seddi oluşturmak için güvenlik barajı yapan güvenlikçi ve savaş yanlısı zihniyetin bilmesi gerekir ki, Kürt sorunu bu tür yöntemlerle çözülmedi ve asla çözülemeyecek. Kürt sorununun bir tek çözüm yöntemi vardır, o da kolektif haklarının tanınmasıdır”
Dünyada ve özellikle de Ortadoðu'da, enerji savaşları yüzünden her gün binlerce canın topraða düştüðüne dikkat çeken Ayna, “Ortadoðu coðrafyasında, egemenlik ilişkileri bakımından sıkıntı yaşayan Filistin ve Kürt halkları su ve enerji hâkimiyet süreçlerinin kurbanı haline gelmiştir. Kürtler ne egemenlik ilişkilerinin bir parçası olmayı ne de kurbanı olmayı kabul etmeyeceklerdir” dedi.