KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar, önceki gün Kürt siyasetçi Vezir T.'nin davasında ifade veren Alman polisinin iddialarına yanıt verdi. “Alman polisi çamur at izi kalsın mantığıyla hareket ediyor" diyen Aydar, Avrupa'da Kürt hareketine karşı yürütülen dava ve operasyonların ise aynı konseptin parçası olduğuna dikkat çekti.

Anti-terör yasası" çerçevesinde Almanya'da yürürlükte olan 129b yasası nedeniyle Kürt siyasetçilere karşı açılan davalardan biri olan Vezir T.'nin önceki gün duruşmasında Federal Kriminal Dairesi (BKA)'nin PKK bölümüne bakan polis şefi Jürgen Becker tanık sıfatıyla ifade vermişti. PKK ve Kürt hareketine yönelik ithamları iddia düzeyini geçmeyen Becker, Türk basınının "TAK, PKK'nin bir kolu" haber ve duyumları mahkemeye sundu.

Polis şefi ayrıca KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar'ın laptopunda HPG Savunma Komitesi'ne gönderdiğini iddia ettiği "Türkiye'de intihar eylemleri yapın" şeklinde ifadelerin yer aldığı bir mektubun Belçika polisinin elinde bulunduğunu öne sürmüştü. Alman polisinin iddiasını sert şekilde yalanlayan Aydar, ANF'ye verdiği demeçte Berlin hükümetine "Kürt politikanı değiştir" mesajı verdi.

'ÖYLE BİR MEKTUP YOK, TAMAMEN YALAN'

Mahkemedeki beyanlara ilişkin konuşan Aydar, 2010 yılının Aralık ayında Belçika polisinin bir operasyon yaptığını hatırlatarak şunları söyledi: "Polis, bilgisayarlarımıza ve bütün dosyalarımıza el koydu. Ancak bilgisayarımdan ne öyle bir şey çıktı, ne de Belçika polisi öyle bir iddiada bulundu, ne de öyle bir mektup yazdım. Bu tamamen düzmece."

Alman polisinin "Çamur at, izi kalsın" mantığıyla hareket ettiğine dikkat çeken Aydar, Alman yargı organlarının 129b yasasıyla Kürdistan özgürlük mücadelesini ve Kürtleri kriminalize etmeye çalıştığının altını çizdi. Aydar "Kendilerine göre delil uydurarak davaları götürmeye çalışıyorlar. Bu davaları hakla hukukla izah etmek mümkün değildir" dedi.

Avrupa’da PKK davalarının Türk devletini memnun etmek için açılan siyasi davalar olduğuna dikkat çeken KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar, Alman polisinin 'intihar eylemleri' iddiasına ise şu yanıtı verdi: "Hareketimizin intihar saldırısı diye bir stratejisi veya konsepti yok ve olmamıştır. Üstelik Avrupa'da yaşayan birisinin böyle askeri konularla haşır-neşir olması da hiç mümkün değil. Zaten askeri konuları bilmiyorum, öyle bir uzmanlığım yok."

Alman hakiminin "Elinizde belgeniz var mı?" sorusuna polis şefinin "Elimizde yok, ama mektubun olduğunu duyduk" sözlerine ise Aydar şu tepkiye gösterdi: "Uzman olarak mahkemeye çağrılan birisinin böyle dedikodularla işi olmamalı. Böyle bir ifade mahkemenin ciddiyetiyle bağdaşamaz. TAK ise hareketimizle yakından-uzaktan alakası olmayan bir oluşum. TAK'ın yöntemlerini benimsemiyoruz. Bunlar Türk devletinin karalama propagandalarıdır."

ALMANYA'YA 'ÇÖZÜMDE ROL OYNA' ÇAĞRISI

1980'lerin ortalarından sonra Almanya'da Kürt özgürlük mücadelesine karşı belli ekiplerin oluşturulduğunu savunan Aydar "Operasyonlar yapıldı, birçok birime paralar da verdi. Bu birimlerin rantlarını sürdürmesi için yalan beyanlarda bulunuyorlar, gerçek dışı raporlar veriyorlar. Bu ekipler Almanya'nın daha önceki anti-Kürt politikasından yanalar. Bir de Türk lobisi var. Şimdiki iddialar ve yalanlar da böyle ortak bir çalışmanın ürünüdür, bunların mantıkla, hukukla izahı mümkün değil" dedi.

Almanya'nın şimdiye kadar yürüttüğü anti-Kürt ve anti-Kürt özgürlük mücadelesinden zarar gördüğünü söyleyen Aydar, Berlin hükümetine şu çağrı yaptı: "Kürtlerin, Almanya'ya karşı bir tehdit oluşturma durumu yok. Kürt özgürlük mücadelesinin bir Avrupa ülkesinin güvenliğini bozacak bir politikası da söz konusu değil. Sadece Almanya'da değil Hollanda, Fransa ve Hollanda'da da davalar ile operasyonlar sürüyor, bütün bunlar aynı konseptin parçası. Alman hükümeti ise eski yaklaşımlarından ve hukukla bağdaşmayan 129b maddesiyle Kürt siyasetçilerini yargılamasından vazgeçmeli. Bunun yerine çözüm sürecine destek versinler, barışın gelişmesi için çaba sahibi olsunlar. Kürt halkının kendilerinden beklentisi budur."