Çarşamba günü açıklanacak ve AKP hükümetine sert eleştirilerin yer alması beklenen AB Komisyonu 2012 Türkiye Ýlerleme Raporu öncesi Avrupa'da Ankara'nın durumu tartışılıyor. Alman Berliner Morgenpost gazetesi ise AKP iktidarının özellikle orduya karşı güçlenmek için AB'yi kullandıðını ve artık ajandasında AB üyeliðinin olmadıðını yazdı.
"Kürt sorunun çözülmesi için bir ilerlenme saðlanmadı. 2009'da başlayan demokratik açılım tıkındı. Operasyonlar arttı. KCK operasyonları adı altında başlayan gözaltı ve tutuklama furyası genişleyerek sürdü. Sadece seçilmişler ve siyasetçiler deðil, insan hakları savunucuları, bilim insanları, sendikacılar da cezaevine konuldu.
BDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıðının kaldırılmasına yönelik yüzlerce dosya hazırlanmış durumdu. Uluderede 34 sivil hava saldırısında öldürüldü. Olayı ilişkin soruşturma şeffaf ve yeterli yapılmadı. Ýhmalle ilgili şüpheler araştırılmadı. Uludere katliamının siyasi sorumluluðuyla ilgili her hangi bir tartışma yapılmazken, siyasi ve askeri yetkililer tatmin edici bir özür dilemedi. "
Çarşamba günü açıklanacak Avrupa Birliði Komisyonu 2012 Türkiye Ýlerleme Raporunda Türkiye'nin son bir yıllık insan hakları ve devlet terörünü özetleyen böyle ciddi eleştirilerin yer almasına kesin gözüyle bakılıyor. Basına sızan raporun taslaðına göre Brüksel, Ankara'ya yönelik son yılların en ciddi uyarılarını yapacak.
"AKP'NÝN AJANDASINDA ARTIK AB YOK"
Kürt sorunu dışında Balyoz ve Ergenekon davaları, azınlık hakları, basın ve düşünce özgürlüðü gibi konularda da eleştirilerin yer aldıðı raporda tek övülen nokta ise son bir yıldır sivil iktidarın ordu üzerinde gücünü artması dikkat çekiyor. Fakat bu durum Avrupa basınında yapılan kimi yorumlarda "AKP, güçlenmek için AB reformlarını kullandı" görüşüne neden oldu.
Son olarak "Türkiye AB'den uzaklaştı" başlıðıyla Alman Berliner Morgenpost gazetesi, AB'nin desteðiyle ordunun etkisini kıran AKP'nin artık Avrupa topluluðuna girme diye bir gayesinin olmadıðını yazdı. AB reformlarıyla AKP'nin güçlendiðini hatırlatan gazete, Erdoðan iktidarının yeni hedefinin Ortadoðu ve Balkanlar'da kendi hegemonyasını kurmak olduðunu bildirdi. Kıbrıs'ın Dönem başkanlıðı sırasında Ankara'nın AB'den iyice uzaklaştıðı hatırlatılarak şu yorum yapıldı:
"Komşularla sıfır soru ve AB'ye girme hedefinden dış politikada yayılmacı ve Avrupa'dan uzaklaşma görülüyor. Erdoðan 2071 hedefini açıklarken, AB hedefinden hiç söz etmedi ve Türkiye'nin Ýslam dünyasına açılacaðını bildirdi. Aynı gün Gül ise Türkiye'nin AB yolunda yeniden ilerlemesi gerektiðini söyledi. AKP iktidarının dış politikada derin bir boşluða sahip olduðu görülüyor."
"AKP'NÝN AB'DEN ALACAKLARI BÝTTÝ
AKP iktidarının AB'yi kullandıðı yönündeki ilk görüşü ise Alman Yeşiller Partisi milletvekili Mehmet Kılıç, geçtiðimiz Temmuz ayında ANF'ye verdiði söyleşide dile getirmişti. Putin ve Erdoðan rejimleri arasında ciddi pareliliklere dikkat çeken Kılıç, Türkiye'nin AKP iktidarıyla üyelikten artık vazgeçtiðini ama bunu itiraf etmediðine dikkat çekmişti. Almanya'da Türkiye ve Rusya'yı yakından izleyen politikacıların başında gelen Kılıç'ın bu konudaki görüşleri şöyleydi:
"AKP bu konuda stratejik bir yaklaşım içinde. Geçmişte AKP için Avrupa Birliði üyelik süreci iyi bir fırsattı. Örneðin askerin gücünü azaltma konusunda. Bana göre AKP, Avrupa'da alabildiklerini aldı. Yani reformları kendisi için kullandı. Şimdi AB, artık AKP'ye ayak baðı oluyor. Neden? Çünkü AB aynı zamanda basın özgürlüðünü talep eder, cezaevlerini kontrol eder, azınlıkların hakların konusunda samimi adımların atılmasını ister.
Öyle gözüyor ki AKP'nin üyelik sürecinde çaba harcaması için her hangi bir nedeni kalmadı. Bir şeyi iddia ederken fala bakmamak gerekir, eldeki verilerle konuşmak gerekir. Bir tane veriden söz edeyim. 2010 yılının ortasında Almanca yayınlanan Financial Times gazetesi Türkiye'ye bir sayfa ayırmıştı. Oradaki bilgilere göre AB, yeni açılacak bir üyelik maddesi için Türkiye'ye tarım alanındaki sübvansiyonları soruyor, ama aylarca cevap alamıyor. Bilgi verilmiyor. Bu 'açmayın kardeşim' demek."